Yukarı
Halkbank Kültür ve Yaşam
fade
24788
post-template-default,single,single-post,postid-24788,single-format-standard,eltd-core-1.1.1,flow-ver-1.4,,eltd-smooth-page-transitions,ajax,eltd-blog-installed,page-template-blog-standard,eltd-header-standard,eltd-fixed-on-scroll,eltd-default-mobile-header,eltd-sticky-up-mobile-header,eltd-menu-item-first-level-bg-color,eltd-dropdown-default,wpb-js-composer js-comp-ver-5.4.7,vc_responsive

UZAK DOĞU SPORLARI

Uzak Doğu deyince aklımıza ilk gelen şeylerden biri birçok filme ve hikâyeye konu olan Uzak Doğu sporları oluyor. Peki bu sporları ve kurallarını ne kadar biliyoruz? Genel olarak Çin ve Japonya’da ortaya çıkan bu savunma temelli sporlar zamanla bedensel bir aktivitenin çok daha ötesine geçerek zihinsel bir uğraşa dönüşmüş ve manevi bir boyut kazanmıştır. Çeşitli kaynaklara göre M.Ö. 500’lü yıllarda Shaolin’deki tapınaklarda dünyevi hayatın zevklerinden uzaklaşmak için inzivaya çekilen rahiplerin uzun süre kaldıkları meditasyondan sonra bedensel güçlerinin düşmesi ve kaslarının güçsüzleşmesi sebebiyle uygulamaya başladıkları egzersizler, bu sporlarının temelini oluşturmaktadır. Fiziksel olduğu kadar zihinsel bir disiplin de gerektiren Uzak Doğu sporları uzun süren eğitim süreci ve gerektirdiği yüksek konsantrasyon sebebiyle çoğu zaman spor olarak değil “dövüş sanatı” olarak da geçmektedir. Yazımızda Uzak Doğu sporlarının kimi branşlarındaki kurallarını ve farklılıklarını okuyabilirsiniz.

1#

Japon kökenli savunma sporu olan Aikido’nun temel amacı, rakibinin gücünü yönlendirerek yine bu gücü rakibe karşı kullanmaktır. Aikido’yu diğer dövüş sanatlarından ayıran en önemli fark, rakibe zarar vermeden etkisiz hale getirmektir. 20. yüzyılda Morihei Ueshiba tarafından temel felsefesi ve prensipleri oluşturulmuştur. Ueshiba, beş çocuklu ailenin tek erkek çocuğu olarak seçkin bir ailede dünyaya gelir. Kitap okumayı seven, içe kapanık ve bedensel olarak cılız bir çocuk olan Ueshiba, babasının teşvikiyle yüzme ve sumo güreşine başlar. Gençlik yıllarında jujutsu üzerine çalışan Ueshiba, Japonya’nın en önemli ustalarından eğitim alır. Kelime anlamı “Yaşam gücüyle bütünleşme yolu” anlamına gelen aikidonun kurallarını oluşturmasında ustalaştığı eskrim, jujutsu, kenjutsu, judo gibi dövüş sanatlarının etkisi büyüktür. Ruh sağlığına katkısı; dinginlik, savaşsızlık, güçlü bir irade ve stres yönetimi olan aikidonun kişiye verdiği zihinsel güç yadsınamaz. Günümüzde aikido uluslararası turnuvalarda temsil edilen bir spor dalıdır.

2#

Kelime anlamı “nezaket yolu” olan Judo’nun temeli 1882 yılında matematik öğretmeni olan Dr. Jigoro Kano tarafından atılmıştır. Japon modern dövüş sanatlarının ilk örneği olan Judo’nun iki safhadan oluşan “mücadele teorisi” bulunur. Ayakta geçen mücadele Tachi-waza ve yerde geçen mücadele anlamına gelen Ne-waza bu teorinin iki safhasını oluşturur. İki safhanın da toplam üç tekniği bulunmaktadır. Bunlar; Nage Waza (fırlatma teknikleri), Katame Waza (yakalama teknikleri) ve Atemi Waza (vuruş teknikleri). Uluslararası olarak ilk resmi mücadelesi 1964 yılındaki Tokyo Olimpiyat oyunlarında gerçekleşen Judo, bu tarihten sonra olimpik bir branş olarak temsil hakkı kazanmıştır. Ülkemizde ise ilk Judo çalışmaları 1950’li yıllarda başlamış, 1962 yılında Güreş Federasyonu bünyesine katılmış, 1990 yılında da Türkiye Judo Federasyonu kurularak kendi ismiyle turnuvalar düzenlenmeye başlamıştır.

3#

Tayland’da ortayan çıkan Muay Thai, yumruk, diz, dirsek ve tekmelerin kullanıldığı sert bir dövüş sanatıdır. Eskiden Siyam olarak adlandırılan Mynmar, Tayland, Kamboçya, Laos ülkelerinde temelleri atılan Muay Thai’nin tarihi 14. yüzyıla kadar uzanmaktadır. Oldukça ağır bir antrenman programı olan bu dövüş sanatında profesyonelleşmek isteyen sporcular ağırlık kaldırmadan koşuya, bokstan ip atlamaya kadar birçok farklı disiplinden egzersizler yaparak bedenlerini güçlü kılmayı hedeflerler. Muay Thai “diz, dirsek, yumruk ve tekme” vuruşlarına izin verilmesinden dolayı 8 organ dövüşü ismiyle, bazı geleneksel Muay Thai turnuvalarında kafa vuruşu teknikleri de kullanıldığı için 9 organ dövüşü ismiyle de anılmaktadır.

4#

15 ve 16. yüzyılda, Japonya’nın feodal döneminde, yaşam alanlarını korumakla görevli samuraylar tarafından geliştirilen Jujutsu’nun ortaya çıkış nedeni tamamen kazanma motivasyonundan kaynaklanıyor. At üzerinde silahla yaptıkları dövüşte dezavantajlı konuma düşerek silahını ve atını kaybeden samurayların, rakiplerini zeminde at ve silah olmadan galip etme tekniklerini geliştirmeleri sonucu ortaya çıkan bu savaş sanatı, tıpkı Aikido’daki gibi rakibin saldırı gücünden faydalanmaktadır. Ayakta kendini savunma, kavrama teknikleri, fırlatma teknikleri ve vurma teknikleri olmak üzere 4 teknikten oluşan Jujutsu, kendini savunma ve rakibe teslim olmama anlayışı üzerine kuruludur. Nefes egzersizlerine çok önem veren bu dövüş sanatının ismini Jijutsu olarak gördüğünüzde aklınız karışmasın çünkü onlarca farklı ismi daha bulunmaktadır.

5#

Yine Japon kökenli olan ancak geleneksel Japon kılıcı katana ve özel bir zırha sahip olan geleneksel Japon kıyafeti kimono ile yapılan bu dövüş sanatı, ken (yol/öğreti) ve do (kılıç) anlamına gelen kelimelerin birleşmesinden oluşmaktadır. M.S. 7. yüzyılda ilk Japon katanaların ortaya çıktığı tarihte temelleri atılan Kendo’ya her dönem farklı stiller eklenmiş, II. Dünya Savaşı’ndan sonra bir süre yasaklanmış ancak 1952 yılında All Japan Kendo Federasyonu kurularak yeniden eğitimine başlanmıştır. Kendo savaşçılarına kendöka veya kenshi denmekte ve Japonya’dan sonra en çok Kendo savaşçısı Kore’de bulunmaktadır. Japon Kendo Federasyonu 1975 yılında yayınladığı bildiride Kendo’yu “geleneksel Japon kılıcı katanayı kullanma prensipleri dogrultusunda insan karakterini (tabiatını) kontrol altına alma” olarak tanımlamıştır. Ülkemizde de 2006 yılından bu yana Türkiye Kendo Şampiyonası düzenlenmektedir.

6#

Bedensel olduğu kadar zihinsel beceri gerektiren Kung Fu, Çin topraklarında ortaya çıkmıştır. Amacı rakip karşısında doğru yerde konumlanarak, en az enerjiyle rakibi alt etmektir. Savunma teknikleri kadar saldırı tekniklerinin de önemli olduğu bu dövüş sanatının saldırı teknikleri ayı, maymun, yılan ve kuşların hareketlerinden esinlenmektedir. En eski medeniyetlerden biri olan Çin topraklarında nüfusun her dönem kalabalık olmasından dolayı çiftçilik yapan insanların bile alanlarını korumak için savaşmak zorunda kalması Kung Fu’nun ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bu dövüş sanatındaki en temel prensip, rakibin hareketlerini tahmin etmeye dayandığı için üst düzey zihinsel bir dinginlik gerekmektedir. Kung Fu’nun, Çin’in Shaolin ve Wudang bölgelerinden tüm dünyaya yayıldığı kabul edilmektedir. Günümüzde de Wu Shu Federasyonu adı altında toplanarak tüm dünyada turnuvaları yapılan bir spor dalı olarak varlığını devam ettirmektedir.

7#

Kökeni 5 bin yıl kadar geriye giden Tai Chi, Çinlilerin sahiplendiği bir spor… Günümüzde sağlıklı bir vücut için yapılan egzersiz serisine dönüşse de özü bir savaş sanatı olan Tai Chi’nin altında derin bir felsefe yatıyor. Kan dolaşımı, solunum yolları, kemik ve eklem rahatsızlıkları gibi pek rahatsızlığın tedavisinde son derece etkili olduğu belirtilen bu spor dalının felsefesi “pratiğe dökülmüş bilgelik” olarak tanımlanıyor. Batılı ülkelerin 19. yüzyılda tanıştığı bu sporun temel prensibi dengedir. Doğanın hareketliliğinden ve bünyesinde barındırdığı zıtlıklardan ilham alan Tai Chi’nin amacı, bu zıtlıklardan dengeyi oluşturmaktır. Var olan her şeyi olduğu gibi kabullenmek ve karşımıza çıkan koşullara direnmek yerine, bunlardan güç alıp bir enerji alanına çevirmek amacıyla yapılan Tai Chi hareketleri hem bedensel hem ruhsal dengeyi sağlamaktadır. Tai Chi ile ilgili olan bir Çin atasözü aslında bu sporu çok güzel özetlemektedir… “Günde iki kez Tai Chi yapan kimse; bir çocuğun esnekliğine, bir demircinin gücüne, bir bilgenin ruhuna sahip olur”.

 19,169 okunma

Derya Ülkar