Yukarı
Halkbank Kültür ve Yaşam
fade
17420
post-template-default,single,single-post,postid-17420,single-format-standard,eltd-core-1.1.1,flow-ver-1.4,,eltd-smooth-page-transitions,ajax,eltd-blog-installed,page-template-blog-standard,eltd-header-standard,eltd-fixed-on-scroll,eltd-default-mobile-header,eltd-sticky-up-mobile-header,eltd-menu-item-first-level-bg-color,eltd-dropdown-default,wpb-js-composer js-comp-ver-5.4.7,vc_responsive

Ülkenin Doğu Ucundaki

Ağrı’nın rakımı tam 1640 metre ve bu haliyle ülkenin de en yüksek 6’ıncı ili. Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki ilimizin komşuları ise oldukça yoğun; onlar Kars, Erzurum, Muş, Bitlis, Van, Iğdır ve İran.  Kış aylarındaki soğuk havasıyla ünlü şehrin tarihi ve doğal güzelliklerini gitmeden de görebilmek için lütfen sayfayı aşağı kaydırın.

1#

Marco Polo’nun “Hiçbir zaman çıkılamayacak bir dağ” sözüyle tanımladığı, tepesi yaz-kış karla örtülü Ağrı Dağı 5.137 metrelik rakımıyla ülkemizin en yüksek dağı. Büyük bir kısmı Iğdır ilinde bulunan dağın aslında iki zirvesi bulunuyor. Az önce rakamını verdiğimiz zirve Büyük Ağrı’ya ait iken Küçük Ağrı Dağı’nın zirvesi 3.898 metre. Dağın zirvesine ilk tırmanış ise Alman gezgin Friedrich Parrot tarafından 1829 yılında yapılmış.

2#

Kutsal kitaplarda hikâyesi anlatılan Mezopotamya’da gerçekleştiğine inanılan tufanda Nuh’un gemisinin sular çekildikten sonra Ağrı’da Doğubayazıt’ta kaldığı düşünülmekte. Bunun en büyük ispatı  bölgede bulunan ve bir geminin üstüne oturduğu izlenimini veren devasa çöküntüdür. Havadan ilk kez Ara Güler tarafından fotoğrafları çekilen, toprak kalıntıları üzerine bilimsel araştırmalar yapılan bu iz Ağrı için büyük bir turizm potansiyeli olarak görülüyor. Hatta bu nedenle bölgeye Büyük Tufan ve Nuh’un Gemisi Müzesi’nin yapılması bile planlanıyor.

3#

Yüksek bir tepede 7.600 m2’lik alana kurulmuş devasa bir yapı İshak Paşa Sarayı. Yapımına 1685’te başlanıp 1784’te tamamlanmış, yani tam 99 yılda inşa edilebilmiş. Çıldıroğulları’ndan II. İshak Paşa döneminde tamamlandığı için de bu adı almış. İki avlulu sarayın mimarisinde farklı medeniyetlerin motiflerinden izler görülse de ağırlıkla Selçuklu mimarisini yansıtıyor. Isıtma yöntemi olarak kalorifer sisteminin ilk örneğinin de künkler aracılığıyla bu sarayda verildiği bilinmekte.

4#

İshak Paşa Sarayı’na 500 metre mesafede bulunan Ahmed-i Hani Türbesi de şehrin en çok ziyaretçi ağırlayan mekânı. Hakkâri’de doğup Ağrı sınırları içinde hayatını kaybeden 17. yüzyılın ünlü âlimi Ahmed-i Hani bir tarihçi, düşünür, şair ve edebiyatçıydı. Türbenin bulunduğu alanda inşa edilen Eski Doğubayazıt Evi’nde de Ahmed-i Hani ve bölgenin binlerce yıllık tarihinden izler görülebiliyor.

5#
bayezid kalesi

Şehrin önemli adreslerinden bir diğeri de yine Doğubayazıt ilçesinde yer alan Urartu Kalesi. Rivayete göre bu ilçenin eski adı Daryunk imiş. Saldırılardan korumak için Urartu Kalesi’ni 1374 yılında restore ettiren Sultan Bayezid’i bölge halkı o kadar sevmiş ki vefatının ardından kalenin adını Bayezid Kalesi olarak değiştirmiş. Urartu Kaya Mezarları ile antik kalıntıların bulunduğu kale sarp kayalıkların üstündeki konumuyla fantastik bir görüntü sergiliyor.

6#

“Doğubayazıt’ın 35 km. doğusunda çapı 35, derinliği 60 metreyi bulan bir çöküntü Meteor Çukuru ismiyle anılıyor. Bu ismi almasının nedeni 19. yüzyıl sonlarında bölgeye meteor düştüğüne ve çukurun da bu yüzden oluştuğuna inanılması. Hatta “Alaska’daki meteor çukurundan sonra ikinci büyük meteor çukuru” olduğu iddiası şehir tanıtımlarında en çok karşılaşılan bilgiler arasında. Fakat uzmanlar tarafından çukurun karstik erime sonucu oluşan bir obruk olduğu düşünülüyor. Oluşum nedeni ne olursa olsun bu fantastik çukurun Ağrı’ya gelen turistler tarafından büyük ilgi gördüğü bir gerçek.”

7#
selekeli yemeği, keledoş

Ağrı’nın zengin mutfak kültürü ise başlı başına bir konu ve bu kültürde et yemekleri başı çekiyor. Etin tokmakla dövülerek yapıldığı “abdigor köftesi”; etin oğlak derisinin içinde gosteberg otuyla toprak altında pişirildiği “gösteberg et”; saçta kavrulan etin sarımsaklı yoğurtla soslandığı “selekeli yemeği”; nohut, buğday ve yeşil mercimeğin kavurmalık etle muhallebi kıvamına gelene kadar kaynatıldığı “keledoş” Ağrı’da yiyebileceğiniz en özel ve zahmetli yemekler.

 1,022 okunma

akin aksoy