ZIRHLI DERİSİ VE DİĞER İLGİNÇ ÖZELLİKLERİYLE PANGOLİNLER
Asya ve Afrika’daki tropik ve yarı tropik bölgelerdeki ormanlar, savanlar ve çalılık alanlarda yaşayan pangolinler, derisi pullarla kaplı tek memeli türüdür. Gece avlanan ve genellikle yalnız yaşayan pangolinler hakkında daha fazla bilgi yazımızda.
Pangolinlerin pulları, tırnaklarımızı ve saçlarımızı, gergedanların boynuzlarını, balinaların dişlerini ve yırtıcıların pençelerini oluşturan keratin maddesinden meydana gelir ve onlara güçlü bir koruma sağlar. Sadece karınlarındaki küçük bir bölge dışında, vücutlarının tamamı bu güçlü pullarla kaplıdır. Bu pullar, pangolinlerin toplam vücut ağırlığının yaklaşık %20’sini oluşturur ve tırnaklarımız gibi sürekli uzar.
Renkleri açık kahverengi, sarımsı kahverengi, zeytin yeşili ve koyu kahverengi arasında değişen pangolinlerin adı, uyguladıkları savunma tekniğinden gelir. Pangolinler, dokunulduklarında, yakalandıklarında ya da tehdit altında hissettiklerinde hemen yuvarlanarak başlarını, karınlarını ve ön ayaklarını kapatacak şekilde top hâline gelirler. Bu pozisyondayken kuyruklarını kullanarak saldırı yapabilirler. Yaptıkları bu savunma hareketi nedeniyle Malay dilinde ‘silindir’ anlamına gelen ‘penggulung’ olarak adlandırılmış ve zamanla bu isim ‘pangolin’ halini almıştır.
Pangolinlerin pençeleri uzun, kıvrık ve oldukça güçlüdür. Bu güçlü pençeler, karınca yuvalarını kazmalarına ve toprakta oyuklar açmalarına olanak tanır. Bazı pangolin türleri ise pençelerini ağaçlara tırmanmak için kullanır. Ancak ön pençelerindeki uzun tırnaklar, ön ayakları üzerinde yürümelerini zorlaştırır. Bu nedenle, genellikle arka ayakları üzerinde yürüyerek dengeyi sağlamak için uzun kuyruklarını kullanırlar.
Pangolinlerin dişleri yoktur ve gözlerini, kulaklarını ve burun deliklerini karıncalardan korumak için kapatabilirler. Ana besin kaynakları karıncalar olduğundan “pullu karınca yiyen” olarak da anılırlar. Pangolinler, özel kazı teknikleri sayesinde toprak altındaki derin böcekleri bile kolayca avlayabilirler.
Pangolinlerin yılda yaklaşık 70 milyon, günde ortalama 200 bin böcek yediği tahmin ediliyor. Ekosisteme büyük fayda sağlayan bu canlılar, termit ve karınca yuvalarını kazarken toprağın havalanmasını sağlayarak toprağın su ve besin maddelerini daha kolay almasına yardımcı olur. Bu sayede, hem zararlı böceklerin sayısını kontrol altında tutar hem de toprağın sağlığını korur.
Eteneliler (plasentalılar) takımına ait pullu memeliler olan pangolinlerin bilinen sekiz farklı türü vardır. Bu türlerden dördü Asya’nın farklı bölgelerinde, diğer dördü ise Afrika’nın çeşitli bölgelerinde yaşamaktadır. Asya türleri genellikle daha büyük pullara sahipken, Afrika türleri farklı ekolojik koşullara uyum sağlamıştır.
Pangolinlerin boyutları türlerine göre farklılıklar gösterir. Küçük pangolin türleri yaklaşık 30-40 cm uzunluğunda olabilirken, daha büyük türler 1 metreye kadar uzayabilir. Ağırlıkları ise 1,5 kg’dan başlayarak 33 kg’a kadar çıkabilir. Bu çeşitlilik, pangolinlerin yaşadığı farklı habitatlara ve beslenme alışkanlıklarına bağlıdır.
Pangolinler iki yaşına geldiklerinde üreme yeteneği kazanır. 69 ila 150 gün süren bir gebelik döneminin ardından anne pangolin genellikle tek bir yavru dünyaya getirir. Doğduklarında 8 ila 450 gram arasında bir ağırlığa sahip olan bu yavrular, ilk üç ay boyunca yalnızca anne sütü ile beslenir. Yeni doğan pangolinlerin pulları başlangıçta yumuşak olur, ancak anne sütüyle beslendikçe sertleşir ve koruyucu özellik kazanmaya başlar.
Afrika ve Asya’da yaşayan sekiz pangolin türünün tamamı, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Uluslararası ticareti yasaklanmış olmasına rağmen, kaçak avcılık pangolinler için en büyük tehditlerden biri olmaya devam ediyor. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından “hassas” türler arasında sınıflandırılan pangolinlerin, vahşi doğada tam olarak kaç tane kaldığı bilinmiyor, ancak popülasyonları ciddi şekilde azalmış durumda.
971 okunma