Yukarı
Halkbank Kültür ve Yaşam
fade
25880
post-template-default,single,single-post,postid-25880,single-format-standard,eltd-core-1.1.1,flow-ver-1.4,,eltd-smooth-page-transitions,ajax,eltd-blog-installed,page-template-blog-standard,eltd-header-standard,eltd-fixed-on-scroll,eltd-default-mobile-header,eltd-sticky-up-mobile-header,eltd-menu-item-first-level-bg-color,eltd-dropdown-default,wpb-js-composer js-comp-ver-5.4.7,vc_responsive

ÜLKELER VE GELENEKSEL SPORLARI

Her ülkenin kendine ait kültürel ögeleri bulunur: Yemekleri, iklimleri, müziği, doğası, coğrafi yapısı ve iklimleri farklılık gösterirken; spor dalları da bu farklılıklardan ötürü kendine has kurallar ve branşlar geliştirmiştir. Yazımızda yedi farklı ülkenin geleneksel spor dallarını okuyabilirsiniz.

1#

Beyzbol Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en yaygın iki spordan biridir. 19. yüzyıl ortalarından itibaren Amerika’da oynanmaya başlanmış ve kısa sürede ülke genelinde popüler hâle gelmiştir. Takımların stratejik hamlelerle birbirine üstünlük kurmaya çalışmasına dayanan bir oyun olan bu spor, beyzbol topu ve sopası ile oynanır. Sporcularının genellikle yüksek fiziki güce ve yüksek stratejik zekâya sahip olmaları gerekir. Beyzbol sporunda maçlar dokuz devreden oluşur. Devrelerin ilk bölümüne “top” ismi verilirken ikinci bölümüne “bottom” denilmektedir. Her devrede bir takım atak, diğeri defans pozisyonuna geçmektedir ve dolayısıyla beyzbolda iyi savunma yapmak en önemli amaçtır. Her ne kadar oyun defansa dayalı olsa da beyzbolda en fazla atak ve koşu yapan takım kazanmaktadır. Beyzbolda atıcı, tutucu, birinci kaleci, ikinci kaleci, üçüncü kaleci, kısa mesafe kesici, sol dış saha oyuncusu, orta dış saha oyuncusu ve sağ dış saha oyuncusu bulunmaktadır.

2#

Capoeira; dans, müzik ve akrobatik hareketlerle oluşan bir savunma sanatıdır. Tam olarak hangi zaman diliminde ortaya çıktığı net bir şekilde bilinmemekle birlikte, ana vatanı Afrika olarak bilinir. Kölelik döneminde gizli bir şekilde gelişen bu spor dalı köle olarak Avrupa’ya taşınan Afrikalılar tarafından önce Portekiz ve İspanya’ya, ardından da Brezilya’ya taşınmıştır. Brezilya’da oldukça sevilen bu spor dalı, seneler içerisinde bu ülkenin geleneksel sporu haline gelmiştir. 1890’lardan sonra özgürlük mücadelesini kazanan Afrika kökenli sporcular bu spor sayesinde devlet kurumlarının önemli isimlerinin koruması olarak görev almış, hızla popülerleşmesi ile eğitim merkezleri kurulmuştur. Ancak 1932’ye kadar ölümcül ve tehlikeli olduğu belirtilerek yasaklanan bu spor dalı, gizli eğitimlerle “Mestre” yani bu sporun en yüksek mertebesine erişen Mestre Bimba’nın ısrarlı çalışmaları neticesinde ülke genelinde resmileşmiştir. Capoeira, müzik eşliğinde yapılır ve müzik ritmi arttıkça sporun sertliği de artar. Mestreler tarafından geliştirilen, özel stilleri bulunan capoeira’nın en popüler stili ise Mestre Bimba tarafından geliştirilen stilidir.

3#

Çin’in geleneksel savunma sanatı olan Wushu’nun kelime anlamı; “güç iş”, “zor teknik” anlamına gelmektedir. Saldırı ve savunma sanatlarının akrobasi ve baleye benzer hareketlerle kombinasyonundan oluşan bu spor dalı, uyumlu bir beden ve ruhun neticesinde başarılı bir şekilde uygulanabilmektedir. Wushu’da denge, solunum egzersizleri, esneklik, düşünce, pratik zekâ ve meditasyon önemlidir. Bu sporu icra eden ustalar, bu çalışmalarını bir yaşam stili, kültürü olarak ifade eder. Yüzlerce wushu stili bulunan bu spor dalı, 1949’dan sonra gösteri sporu olarak özellikle devlet törenlerinde sergilenmeye başlanmıştır. Günümüzde 83 ülkede federasyonu bulunan bu spor dalı, insana zarar verme amacı gütmemektedir. İnsanın vücut yapısını geliştirmeyi ve savunma niteliğindeki saldırı kabiliyetini yükseltmeyi amaçlamaktadır. Wushu, Çin halkı ve Çin geleneksel kültürünün özünü yansıtan bir spordur. Yani Wushu, sadece sıradan bir spor dalı değil, aynı zamanda Çin’in milli sporu ve Çin halkının akıl eseri olarak, bir açıdan da Doğu’nun milli kültürünü yansıtmaktadır.

4#

Ana vatanı İngiltere olan ragbi, dünya genelinde yaygın olmasa da Birleşik Krallığa ait ülkelerden Avustralya, Yeni Zelanda, Galler, İrlanda, İskoçya ve Fiji’de oldukça popüler bir spor dalıdır. Ragbi oyunu ilk kez 19. yüzyıl başlarında İngiltere’nin Ragby şehrinde yer alan “Rugby School” isimli okulda oynanmaya başlanmıştır. 1823’te okulun öğrencisi William Webb Ellis’in futbol oynarken ragbi topunu eline alarak sayı yapmasıyla ragbi sporu ortaya çıkmış, 1845’te de kuralları yazılı hâle gelmiştir. Ragbi, iki takım arasında oval topun hem el hem de ayaklar ile kontrol edilerek oynanmasına dayalı bir spordur.

5#

Troyka, Rusya’ya ait geleneksel bir spordur ve kelime anlamı üç atın çektiği araba anlamına gelir. Yan yana koşulan üç atın çektiği ayaklı bir kızak, bazen de tekerlekli bir araba ile yapılan atlı bir spordur. Rus soyluların tercih ettiği bir spor dalı olsa da Sibirya’daki köylülerin ve halktan her kesimin yaptığı bir spor olarak tarihsel kayıtlarda yer bulur. Troykalarda kullanılan ağacın cinsi ve süsü, bu sporu yapan kişilerin maddi gücünü gösterirken, soylular altın varaklı ve değerli mücevherden oluşan koşumlarla bu sporu icra etmektedir. Halkın troykası ise son derece basit ve sade olur. Koşumları oldukça hafif olan ve özenle hazırlanan üç atın ortada bulunan atı tırıs koşusu yaparken, yandaki iki at ise dörtnal biçiminde koşu düzeninde koşar ve bu üç atın arasında oluşan açı, bir yelpazeyi andıran etkileyici bir görüntü ortaya çıkarır.

6#

Japon dövüş sporları arasında en eski branşlardan biri olan kyudo, yoğun meditasyon sırasında ok atmaya dayalı bir spor türüdür. Bu sporda amaç sadece ok atmak değil, aynı zamanda bedenin doğruluk, güzellik ve iyilik durumunu sürdürebilmektir. Beden estetiğine oldukça önem verilen bu okçuluk sporunda, modern okçuluk sporunda kullanılan yaydan farkı; kyudo yayının eski ahşap malzemelerden el işçiliği ile yapılmasıdır. Savaşsız geçen Edo döneminde Kyudo bir sanat olarak sürdürülmüş, II. Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde, 1951’de okullarda ders olarak okutulmaya başlanmıştır.

7#

At üzerinde oynanan spor dallarından biri olan cirit, rakibe karşı isabetli bir şekilde oku atarken; sürülen atın hakimiyetini de kaybetmeden rakibe üstünlük kurmayı amaçlar. Türklerin yüzyıllardan beri oynadığı cirit, Orta Asya’dan Anadolu topraklarına ulaşmıştır. 16. yüzyılda savaş alanlarında kullanılan bu teknik, 19. yüzyılda Osmanlı döneminde sarayın en büyük gösteri sporu olmuştur. Özellikle Malatya, Kars, Bayburt, Uşak, Manisa, Sivas, Ardahan ve Erzurum’da oynanan bu ata sporumuz 1988’de resmî kulüp statüsüne erişmiştir. Atlı cirit sporunda bir takım yedi asıl, iki yedek sporcusuyla saha çıkmaktadır. Yedek sporcular atlarıyla her an oyuna girecekmiş gibi saha kenarında hazır bulunurlar. Bu sporda eksi ve artı puanların olduğu ve hiçbir spor dalında olmayan rakibi bağışlama mevcuttur.

 5,000 okunma

Derya Ülkar