TÜRKİYE’DEKİ EN GÖZDE DALIŞ ROTALARI
Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemiz, geçmişten günümüze ev sahipliği yaptığı medeniyetlerin kalıntıları ve eşsiz doğal güzellikleri ile önemli dalış merkezlerine ev sahipliği yapıyor. Dalış için gerekli olan içi oksijen dolu bir tüp ile sualtı dünyasını keşfetmek mümkün olurken; derin denizlerde saatlerce vakit geçirmeye, okyanusun derinliklerini keşfetmeye imkân tanıyan bu ekstrem sporu ülkemizde deneyimleyebileceğiniz pek çok farklı nokta bulunuyor. Eşsiz sualtı canlılığı içinde ister amatör ister profesyonel olsun, gören herkesi büyüleyen bu dalış noktalarını yazımızda listeledik.
Yaz kış demeden yılın her mevsimi dalış tutkunlarının uğrak adresi olan Akvaryum Koyu, 20 metreye kadar suyun derinliklerini görebileceğiniz cennetten bir köşe. Kum balığı ve ahtapotların dünyasını merak edenler ve ilk kez dalış yapacaklar için tavsiye edilen Akvaryum Koyu, son senelerde koruma altına alındı. Canlı yaşam çeşitliliği ile görenleri hayrete düşüren bu koyun başlıca sakinleri ise; orfoz, denizatları, müren balığı, ahtapotlar, turuncu süngerler gibi sualtı canlıları… Amatör dalgıçların 18-20 metrelik dalış yapabildiği Akvaryum Koyu’nda, koyun 150 metre dışındaki sol alandan dalışa başlanıyor. Koyda bulunan kayalık bölge ve “Akvaryum Resifi” olarak adlandırılan duvar bölgesi, koyun en verimli bölgesi. Burada taşlara tutunarak birçok canlıyı izlemek mümkün. Nadir de olsa bu koyda deniz tavşanları ile karşılaşabilirsiniz de.
Bodrum’a 20 dakikalık uzaklıkta bulunan Büyük Resif, yeni başlayanlar için uygun olduğu kadar profesyonel dalgıçların da en favori mekânlarından bir tanesi. Berrak suyu ve çok fazla canlı çeşitliliği ile sadece ülkemizin değil, dünyanın da göz bebeği dalış noktalarından olan Büyük Resif’te 37 metreye kadar dalış yapılabilmekte. Koyun başlıca sakinleri ise; müren, sinarit, lahos, orfoz, karagöz, ahtapot, iskorpit ve büyüleyici formlardaki süngerler.
İzmir’in popüler tatil beldesi Çeşme’nin Ildır köyü açıklarındaki Fener Adası, her seviyeden dalgıç için uygun bir alan. Ortalama derinliği 18 metre olan Fener Adası’nın renkli dip yapısı ve sualtı canlılığı dalış yapmayı sevenlerin uğrak noktalarından biri olmasını sağlıyor. Sarpa ve karagöz gibi kalabalık balık sürüleri ile birlikte yüzme imkânı veren sualtı dünyasının en ilgi çekici ögelerinden olan çiçek mercanları ise görülmeye değer. Birkaç eski fok mağarasının bulunduğu Fener Adası’nda kimi zaman foklara da denk gelmek mümkün.
Kuzey Ege’de bulunan Ayvalık’taki Deli Mehmet’te tutkunları için iki farklı dalış noktası bulunuyor. Deli Mehmet 1; 18 ile 70 metre derinliği ile hem amatörler hem de profesyoneller için uygun bir nokta olurken, ikinci dalış merkezi olan Deli Mehmet 2 ise; 27 ile 70 metre derinliği ile daha çok profesyonel dalgıçların tercih ettiği bir nokta. 27. metreden itibaren kırmızı mercanların yaşam alanını gözlemleme imkânı veren dalış alanı; sarı gorgon ağaçları ve renkli balıklarla yüzebileceğiniz rengârenk bir sualtı dünyasına sahip. Deli Mehmet’te birlikte yüzebileceğiniz diğer canlılar ise çoğunlukla ahtapot, orfoz, gelincik balığı, karagöz, deniz böceği, antias ve mığrı…
Saros Körfezi, sualtı akıntılarının fazlalığı, etrafında büyük yerleşim ve sanayileşme olmaması nedeniyle Ege Denizi’nin en temiz bölgelerinden biri. Körfez, yılda üç kez kendi kendini temizleme özelliğine sahip ve bu durum Saros Körfezi’nin sadece dalgıçlar için değil, tüm doğa severler için oldukça özel bir mekân olmasını sağlıyor. Tabandaki soğuk sularla yüzeydeki sıcak suların neden olduğu akıntılar, körfezdeki tüm atıklardan arınmasını sağlarken sualtı canlılığı için de temiz ve uygun bir ortam oluşturuyor. Bu sayede Saros Körfezi’nde çok sayıda farklı dalış noktası bulunuyor. 200’den fazla deniz canlısının yuvası olan Saros’ta dalış yapabileceğiniz noktalar ise: İbrice Limanı, Cennet, Cehennem, Toplar Burnu, Asker Taşı, Üç Adalar, Kömür Limanı, Bebek ve Minnoş Kayalıkları… Minnoş Kayalıkları, 15 metre derinliğe sahip ve daha ilk metrelerden sonra turuncu mercanlar, yunuslar, kaplumbağalar, fener balığı ve iri vatozlarla birlikte yüzme imkânı sağlıyor. Ayrıca Saros Körfezi’ndeki Suvla Koyu’nda 1908 yapımı, 188 tonluk “Lundy Batığı”na dalış yapmak mümkün. Geminin silueti 13 metreden sonra belirirken, 18. metreden sonra geminin kaptan köşkünü ziyaret etmek mümkün.
Tarihi Likya Yolu ile Karia Yolu’nun kesişim noktasında yer alan Kaş, tarih öncesi dönemlerden kalan eşsiz yapısı, doğası ve sualtı dünyası ile sadece ülkemizin değil dünyanın göz bebeklerinden bir tanesi. Dalış severlerin adeta tutkunu olduğu Kanyon’da deniz canlılığının yanı sıra tarihi batıklar öne çıkıyor. Her mevsim dalış yapmak için uygun bir iklime sahip olan Kanyon’un turkuaz rengi denizinde kırmızı karides ve Akdeniz foku ile karşılaşmanız mümkün. İki ada arasında bulunan Kanyon’da, 20 metreden başlayan ve 30 metreye kadar uzanan iki adet dik duvarın olduğu mekânda tünel şeklinde doğal bir mağara bulunuyor ve bu alan ıstakoz, anemon, sünger ve yengeç gibi canlıların doğal yaşam alanı… Kanyon’un en dikkat çeken özelliği ise 42 metre derinlikteki Dimitri Batığı. Bu geminin 1968’de mayına çarparak battığı söyleniyor. Bolca rüzgâr esmesi ve dalgalı denizi sebebiyle en uygun zaman sabah saatleri olurken, Kanyon’u genellikle tecrübeli dalgıçlar tercih ediyor.
1,742 okunma