Yukarı
Halkbank Kültür ve Yaşam
fade
25299
post-template-default,single,single-post,postid-25299,single-format-standard,eltd-core-1.1.1,flow-ver-1.4,,eltd-smooth-page-transitions,ajax,eltd-blog-installed,page-template-blog-standard,eltd-header-standard,eltd-fixed-on-scroll,eltd-default-mobile-header,eltd-sticky-up-mobile-header,eltd-menu-item-first-level-bg-color,eltd-dropdown-default,wpb-js-composer js-comp-ver-5.4.7,vc_responsive

GÜNEY AMERİKA’NIN İNCİSİ BUENOS AIRES

Tango ülkesi Arjantin’in başkenti Buenos Aires, ülkenin en büyük, Güney Amerika’nın ise Sao Paulo’dan sonraki ikinci en büyük kentidir. Rengârenk sokakları, köklü tarihi, pek de aşina olmadığımız lezzetleri, müzikleri ve futboluyla turistlerin yoğun ilgisini çeken şehrin sadece ikonik yerleri değil, ara sokakları bile görülmeye değer. Sokaklarında gezerken insanların tüm canlılığını ve neşesini hissedebileceğiniz Arjantin, Güney Yarım Küre’nin Paris’i olarak adlandırılıyor ve özellikle mimarisinde İtalyan, Fransız ve İspanyol etkileri net bir şekilde hissediliyor. Yüzlerce heykelin bulunduğu, sanatın ve doğanın iç içe olduğu Buenos Aires’in en dikkat çekici yerlerini yazdık.

1#

16. yüzyıldan beri ayakta kalan Plaza de Mayo’nun bulunduğu meydan, başkentin en büyük meydanı olma özelliğine sahip. Türkçe “Mayıs Meydanı” anlamına gelen Plaza de Mayo, ülkenin en önemli politik olaylarının da geçtiği bölgedir ve 25 Mayıs 1810’da Arjantin’in bağımsızlığı buradan ilan edilmiştir. Meydanın tam ortasında bulunan ünlü Piramide de Mayo Heykeli, bağımsızlığın birinci yılını kutlamak için 1811 yılında inşa edilmiştir.

2#

Bir kentin en ikonik yerlerinden birinin mezarlık olması sizi şaşırtmasın. Taş heykellerden, süsleme ve kabartmalardan oluşan Recoleta Mezarlığı’nı gezerken âdeta dev bir açık hava müzesini ziyaret etmiş gibi hissediyorsunuz. 1822’de Fransız mühendis Prospêro Catelin tarafından inşa edilen mezarlık; Eva Peron gibi ülkenin en zengin ve en önemli isimlerinin de sonsuz uykuya yattığı yer. Birkaç katlı mezarların bulunduğu yerin neo-klasik tarzdaki giriş kapısı bile görülmeye değer.

3#

1870’te inşa edilen, 1933’ten bu yana da müze olarak kullanılan mekân; 4.610 metrekarelik sergi alanına ve 34 farklı salona sahip. Şehrin en eski turistik yerlerinden olan Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi, Orta Çağ’dan 20. yüzyıla kadar Avrupalı sanatçıların ürettiği eserlere ev sahipliği yapıyor. Arjantinli, Perulu ve diğer Latin Amerikalı sanatçıların da eserlerinin bulunduğu müzede Van Gogh, Goya, Rembrandt ve Manet gibi önemli sanatçıların eserleri sergileniyor. Ayrıca 150 bin kitaptan oluşan bir sanat kütüphanesine de sahip.

4#

Buenos Aires’in en iyi korunmuş alanlarından biri olan San Telmo; kafeler, tango salonları ve antika dükkânları ile turistlerin olduğu kadar yerel ve dünyanın farklı bölgelerinden gelen sanatçıların da uğrak noktası. Sokak satıcıları yemeden giyime, hediyelik eşyalardan Latin Amerika kültürüne ait birçok farklı ürünü renkli tezgâhlarında satarken; festival kutlamalarını aratmayan Arnavut kaldırımlı bu sokaklarda şehrin en eski tarihi yapılarını da görüyorsunuz.

5#

2008’de The Guardian tarafından dünyanın en önemli ve güzel ikinci kitabevi seçilen bu asırlık opera ve tiyatro binası; hiçbir dekoru değiştirilmeden kitapseverlere hizmet vermeye devam ediyor. Pero ve Torres Armengol kardeşler tarafından inşa edilen tiyatronun tavan freskleri, devasa sütunları ve diğer detayları dönemin en başarılı mimar ve tasarımcıların elinden çıkma… 2 bin metrekarelik alana sahip bu gösterişli bina, 1919’da opera binası olarak kullanılmış, 2000’li yılların başında da kitabevine dönüştürülmüş. Her sene bir milyondan fazla insanın ziyaret ettiği bu büyüleyici kitabevinde nefis kokulu kahvenizi yudumlarken, seçtiğiniz kitabı okuyabilirsiniz.

6#

19. yüzyıldan itibaren çoğunu İtalyan göçmenlerin oluşturduğu La Boca Mahallesi, çinko levhalardan meydana gelen evlerden oluşuyor. Liman inşaatından kalan boyalarla boyanan derme çatma yapıların bulunduğu mahalle, günümüzde başkentin en önemli turistik merkezi olmuş durumda. Rengârenk kafelerin, restoran ve hediyelik eşya dükkânlarının bulunduğu mahalledeki sokaklarda tango yapan insanları keyifle izlemek mümkün. La Boca, efsanevi futbolcu Maradona’nın müzesine ev sahipliği yapıyor ve futbol tutkunlarının da uğrak noktası oluyor.

 2,159 okunma

Derya Ülkar