DÜNYANIN İLK PSİKİYATRİ HASTANESİ: ASKLEPION
Pergamon’un hastanesi olarak bilinen Asklepion, İzmir’in Bergama ilçesinde bulunan, zamanında pek çok tedavi yönteminin kullanıldığı, Antik Çağ’ın en önemli sağlık merkezlerinden biridir. Antik Yunanistan’da tıp tanrısı Asklepios adına kutsanmış bir şifa tapınağı olan Asklepion’un milattan önce 4. yüzyılda kurulduğu düşünülür. Bu yazımızda tam 9 yüzyıldır şifa dağıtmaya devam eden ve günümüzde hâlâ popülerliğini koruyan Asklepion hakkında bilgiler vereceğiz.
Yaklaşık 820 metrelik kutsal bir yolla Akropol’e bağlanan kentte tedavi alanları, kaplıcalar, çamur banyosu havuzları ile psikiyatrik tedavi için hazırlanan uyku odaları bulunurdu. Uyku odaları karanlıktı ve yalnızca su sesi duyulurdu, bu sayede hastaların rahatlaması sağlanırdı.
En önemli tedavi yöntemlerinden biri “telkin”di; hastaları rahat ettirmek adına yalnızca fiziksel tedavi değil, ruhsal tedavi de uygulanırdı. Akıl hastalarının su ve kuş sesleri eşliğinde dolaşabileceği koridorlar, tüneller, mermer tiyatrolar bulunurdu; bu sayede tedavi mental açıdan da sağlanmış olurdu. Yanı sıra hastalar tüneldeyken, hekimlerin “iyileşeceksin” diye telkinde bulunmasının, bir çeşit içsel tedavi olduğu düşünülürdü.
Asklepion’da üç temel tedavi vardı; diyet, sıcak / soğuk banyo ve beden egzersizleri. Bedensel tedaviler için bu ögeler baz alınırdı ve tedavi bu eksende gerçekleşirdi. Bazı buluntulara göre küçük operasyonların da yapıldığı düşünülen Asklepion’da ilaçla, şifalı bitkilerle, müzikle, su sesiyle, telkin ve rüya tabirleriyle psikoterapi yapılırdı. Yanı sıra çamur ve güneş banyoları da tedavinin bir parçasıydı.
Asklepion içinde 3500 kişilik bir tiyatro ile imparatorluk kültürüne adanmış dev bir kütüphane bulunurdu. Oturma alanının alt bölümünde saygın kişiler için şeref locaları vardı ve dönemin ünlü isimleri burada ağırlanırdı. Tiyatrolarda hastalar da vakit geçirirdi ki böylece hastane ortamında sıkılmaları engellenmiş olurdu.
Asklepion inanışlarına göre hemen hemen her şeyin bir çaresi mutlaka bulunurdu. Hatta girişteki kapıda “Ölüm buraya giremez” şeklinde çevrilebilen bir yazıt vardır. Ölme olasılığı yüksek olan hastalar Asklepion’a alınmazdı; bunun nedeni, diğer hastaların morallerinin bozulmasını önlemek içindi. Bir başka neden de eğer ölüm riski olan bir hasta merkeze gelirse, iyileştirici gücün kaybolacağına dair olan inanıştı.
Asklepion’da hekimlere “Asklepiad” ya da “Rahip-Hekim” denirdi. Genellikle kadınlar tedavi için sıkça burayı tercih ederdi. Özellikle felç, göğüs darlığı, mide ağrıları, akli denge kayıpları gibi sorunlar için merkeze gelinirdi. Bazı rivayetlere göre doktorlar burada hastaların rüyalarını yorumlayıp psikoterapi uygularmış. Bu arada hastaların ağrılarını dindirmek için ilk kez afyon maddeli ilaçların Asklepion’daki doktorlar tarafından kullanıldığını biliyor muydunuz?
8,885 okunma