ÇAĞDAŞ TÜRK MÜZİĞİNİN KURUCUSU CEMAL REŞİT REY
Cumhuriyet tarihinin ilk çağdaş bestecilerinden olan Cemal Reşit Rey, klasik müziği Türk topraklarında icra eden öncü sanatçımızdır. Henüz sekiz yaşında ilk vals bestesini annesinden aldığı müzik eğitimiyle gerçekleştiren, ilkokul yıllarında piyano çalmayı öğrenen Cemal Reşit Rey’in hayatını ve Türk müziğine yaptığı katkıları öğrendikçe Cemal Reşit Rey’e bir kez daha hayranlık duyacaksınız.
24 Eylül 1904 senesinde Kudüs’te dünyaya gelen Cemal Reşit Rey’in babası Kudüs mutasarrıfı Ahmet Reşit Rey, annesi ise Sadrazam İbrahim Edhem Paşa’nın torunu olan Fethiye Hanım’dır. Saraya yakın ilişkileri olan bir ailede doğan Rey’in müzikle olan ilişkisi doğduğu ve çocukluğunun geçtiği Kudüs’te başlar. İlk müzik eğitimini annesinden alan müzisyenin ilk çaldığı enstrüman ağız mızıkasıdır.
Babasının tayini ile beş yaşında İstanbul’a taşınan Cemal Reşit Rey, eğitim hayatına Galatasay Lisesi’nde başlar. Babasının görevi nedeniyle 1913 yılında ailesiyle birlikte Paris’e taşınmak zorunda kalan besteci dönemin ünlü piyanisti Marguerite Long’dan müzik eğitimi alır. I. Dünya Savaşı başlayınca ailesiyle Paris’ten Cenevre’ye göç eden Rey, normal lise eğitimine devam ederken Cenevre Konservatuvarı’nda da müzik eğitimine devam eder. Konservatuvarın ustalık sınıfına yükselmeyi başaran genç besteci, babasının Dahiliye Nazırlığı’nda göreve atanması üzerine 1919 yılında ailesiyle birlikte tekrar İstanbul’a taşınır.
İstanbul’da arzu ettiği müzik eğitimini alamayan Rey’in talebiyle ailesi 1920 senesinde henüz 17 yaşındayken genç müzisyeni tek başına Paris’e gönderir. Yeniden Marguerite Long ile müzik eğitimine devam eden Rey, 21 yaşında mezun olana kadar Paris’in önemli isimlerinden kompozisyon, enstrüman ve orkestra şefliği eğitimi alır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanıyla vatan hasreti çeken Rey, sanatını Türkiye’de icra etmek ve aldığı eğitimi Türk öğrencilere aktarmak için İstanbul’a döner.
İstanbul’a döner dönmez ismi sonradan İstanbul Belediye Konservatuvarı olan Darülelhan’da öğretmenliğe başlar. Mustafa Kemal Atatürk’ün yoğun çaba ve teşvikiyle Türk müziğini saygın ve evrensel bir konuma getirme çabası ilk meyvesini verir ve Türk Beşleri kurulur. Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Ahmet Adnan Saygun, Hasan Ferit Alnar ve Necil Kazım Akses’ten oluşan bu beşli Batı müziği yapısı içerisinde Klasik Türk müziği ve Türk Halk müziğini harmanlayarak konserler vermeye başlarlar.
Türkiye’de klasik müziğin öncüsü olan Cemal Reşit Rey, çok iyi bir piyanist olmasının yanı sıra besteler de yapan üretken bir müzisyendir. Onuncu Yıl Marşı’nı besteleyen Rey’in diğer önemli eserleri arasında Zeybek, Deli Dolu, Bebek Efsanesi, Fatih, Sultan Cem, Çağrılış, Anadolu, Eski Bir İstanbul Türküsü Üzerine Çeşitlemeler, İkinci Senfoni ve daha birçok eser bulunur. Muhsin Ertuğrul ve İstanbul Valisi Muhittin Üstündağ’ın talebiyle yazdığı Üç Saat opereti halktan büyük beğeni toplar, hemen ardından da en bilinen eseri “Lüküs Hayat”ı besteler.
1934 senesinde Yaylı Sazlar Grubu’nu kuran Rey, yaptığı çalışmalar ile Türk gençlerinin müziğe yönelmesinde önemli katkılar sağlamıştır. İlk Türk Senfoni Orkestrasını kuran besteci, 1968 yılına kadar orkestra şefi olarak her hafta düzenli konser vermeyi sürdürmüştür. 1938’de Ankara Radyosu’nun Batı Müziği Şefliğini yapmış, 1945’te İstanbul’da kurduğu Filarmoni Derneği ile dünyaca ünlü şef ve solistlerin ülkemizde konserler vermesini sağlamıştır.
1981 yılında devlet sanatçısı ünvanını alan Rey, çok sevdiği mesleğinin son performansını 1985’te, üzerinden 51 sene geçen “Lüküs Hayat” operetinin İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda yeniden sahnelenmesiyle gerçekleştirir. Aynı sene hayata veda eden besteci, vefatına kadar Mimar Sinan Üniversitesi’ne bağlı Devlet Konservatuvarı’nda kompozisyon öğretmenliği yapmıştır. Sanat hayatı boyunca ölümsüz eserlere imza atan, yurt içi ve yurt dışındaki birçok organizasyonda göğsümüzü kabartan üretken bestecinin müziğinin hiç susmamasını diliyoruz.
9,800 okunma