Yukarı
Halkbank Kültür ve Yaşam
fade
31099
post-template-default,single,single-post,postid-31099,single-format-standard,eltd-core-1.1.1,flow-ver-1.4,,eltd-smooth-page-transitions,ajax,eltd-blog-installed,page-template-blog-standard,eltd-header-standard,eltd-fixed-on-scroll,eltd-default-mobile-header,eltd-sticky-up-mobile-header,eltd-menu-item-first-level-bg-color,eltd-dropdown-default,wpb-js-composer js-comp-ver-5.4.7,vc_responsive

DENİZİN ALTINDAN BUZLARIN İÇİNE DÜNYANIN EN SIRA DIŞI RESTORANLARI

Yemek deneyimi sadece damakta kalan bir lezzet mi yoksa zihne kazınan unutulmaz bir anı mı? Dünya genelinde öyle restoranlar var ki yemek masası sadece bir tabakla değil; şaşkınlık, hayranlık ve bazen de buz gibi bir sürprizle doluyor. Bazıları denizin beş metre altında, bazıları bir cezaevinin duvarları içinde, bazıları ise sabah kahvenizi bir zürafayla paylaşmanıza olanak tanıyor. Klasik restoran anlayışını altüst eden, sadece lezzet değil aynı zamanda benzersiz bir deneyim sunan bu sıra dışı mekânları yazımızda keşfedebilirsiniz.

Fortezza Medicea, Volterra, İtalya

İtalya’nın Volterra kentindeki Fortezza Medicea, 16. yüzyıldan kalma etkileyici bir Rönesans kalesidir. Medici ailesinin 14. ve 17. yüzyıllar arasında Floransa’daki hükümdarlığı döneminde sanat, siyaset ve mimariye yaptığı katkılarla şekillenen bu yapı, bugün orta güvenlikli bir cezaevi olarak kullanılıyor. Kalenin içinde ise dünyada eşi benzeri az bulunan özel bir restoran yer alıyor: “Cene Galeotte”. Restoranın mutfağında ve servisinde, 7 yıldan fazla hapis cezası almış mahkûmlar çalışıyor. Menüde, profesyonel şefler tarafından eğitilen mahkûmların hazırladığı seçkin İtalyan yemekleri servis ediliyor. Restoranın temel amacı, mahkûmların topluma yeniden kazandırılmasına yardımcı olmak ve onlara yeni beceriler kazandırmak. Sadece belirli günlerde ve sınırlı sayıda konuk kabul eden bu restoranda fotoğraf çekmek ise kesinlikle yasak.

Dinner In The Sky

“Dinner in the Sky”, adından da anlaşıldığı gibi, misafirlerini gökyüzünde ağırlayan sıra dışı bir restoran konseptidir. Özel bir vinç yardımıyla yerden yaklaşık 50 metre yüksekliğe kaldırılan masada, konuklar özel güvenlikli koltuklara bağlanıyor. Masanın ortasındaki alanda ise şefler yemekleri hazırlıyor. Bu deneyime katılmak için yükseklik korkunuzu bir kenara bırakmanız gerekiyor. Güvenlik önlemleri en üst düzeyde olsa da rüzgârla hafifçe sallanan masa ve ayaklarınızın altındaki manzara, adrenalin seviyesini yükseltiyor. Paris, Dubai, Brüksel ve Las Vegas gibi birçok şehirde kurulan bu restoranın menüsü, bulunduğu şehre ve etkinliğe göre değişiklik gösterse de genellikle gurme lezzetlerden oluşuyor. Katılımcılar bu deneyimi sadece lezzet açısından değil, manzara ve heyecan dolu anlar yaşattığı için de unutulmaz olarak tanımlıyor. Elbette bu gökyüzü restoranında da güvenlik kuralları oldukça sıkı; yemek boyunca yerinizden kalkmak veya ekipmandan ayrılmak kesinlikle yasak!

El Diablo, Lanzarote, İspanya

İspanya’nın Kanarya Adaları’nda bulunan Lanzarote Adası’nda yer alan “El Diablo”, kelimenin tam anlamıyla volkanik bir restoran. Timanfaya Millî Parkı’nın içinde konumlanan bu eşsiz mekân, yemeklerini mutfak ocağı yerine aktif volkanın doğal ısısıyla pişiriyor. Restoranın altındaki lav katmanları hâlâ sıcaklığını koruduğu için, etler, tavuklar ve sebzeler bu doğal ısıyla çalışan özel bir ızgarada hazırlanıyor. Yerin sadece birkaç metre altında, sıcaklığı 400 ila 600 derece arasında değişen volkanik ısı, bu sıra dışı pişirme yöntemini mümkün kılıyor. Şefler, volkanik ateşin hassasiyetiyle çalışarak menüdeki her yemeğe bu özel lezzeti katıyor. Restoranın konumu ve panoramik manzarası da oldukça etkileyici. Ziyaretçiler, yemek yerken lav tarlalarını, kraterleri ve âdeta başka bir gezegendeymiş gibi hissettiren manzarayı izleyebiliyor. El Diablo, sadece lezzet sunmakla kalmıyor, aynı zamanda coğrafya ve doğayla iç içe, unutulmaz bir deneyim sunuyor.

The Snowcastle of Kemi, Kemi, Finlandiya

Kuzey Kutup Dairesi yakınlarındaki Kemi kentinde, her kış yeniden inşa edilen “The Snowcastle of Kemi”, dünyanın en soğuk ama en etkileyici restoranlarından birine ev sahipliği yapıyor. Bu devasa buz kalesinin içindeki restoran, -5 derece sıcaklıkta hizmet veriyor. Restoranın duvarları, masaları, sandalyeleri ve hatta bardakları bile tamamen buzdan yapılmış. Misafirler, kürklerle kaplı oturma alanlarında ağırlanırken, yemek boyunca sıcak içeceklerle üşümemeleri sağlanıyor. Menüde genellikle İskandinav mutfağına ait deniz ürünleri, Ren geyiği eti ve yöresel lezzetler bulunuyor. Restoran sezonluk olarak, yalnızca kış aylarında ve sınırlı bir süre için hizmet veriyor. Buzdan oyulmuş dev heykeller, renkli ışıklandırmalar ve sessizliğin içinde yankılanan hafif müziklerin eşlik ettiği restoranda düğünler, sergiler ve konserlere de düzenleniyor.

Under, Lindesnes, Norveç

Norveç’in güney kıyısındaki Lindesnes kasabasında yer alan “Under”, Avrupa’nın ilk su altı restoranı olma özelliğini taşıyor. İsmi hem İngilizce “altında” hem de Norveççe “mucize” anlamına geliyor; bu da hem mimarisini hem de sunduğu deneyimi mükemmel şekilde tanımlıyor. Restoranın yarısı, Kuzey Denizi’nin 5 metre altına batırılmış durumda. Devasa bir cam duvarla çevrili yemek salonu, misafirlere denizin altındaki yaşamı gözlemleme imkânı sunuyor. Burada yemek yerken çevrede yüzen balıkları ve su altı dünyasının büyüleyici atmosferi izlenebiliyor. Under, sadece bir restoran değil, aynı zamanda deniz biyolojisi araştırmaları için de kullanılan bir yapı. Mimari tasarımıyla birçok ödül kazanan bu mekân, doğa ve mimarinin mükemmel uyumunu sergiliyor. Menüde, Norveç’in yerel ve mevsimlik malzemeleriyle hazırlanan, ağırlıklı olarak deniz ürünlerinden oluşan lezzetler sunuluyor. Yemekler, Michelin yıldızlı şefler tarafından hazırlanıyor. Sürdürülebilirlik anlayışıyla da dikkat çeken bu restoranda rezervasyonlar aylar öncesinden doluyor.

Giraffe Manor, Nairobi, Kenya

Kenya’nın başkenti Nairobi’de bulunan “Giraffe Manor” yalnızca bir restoran değil, aynı zamanda zürafaların da ev sahibi olduğu eşsiz bir butik otel. 1930’larda inşa edilmiş, İngiliz tarzı bu tarihî malikânede zürafalar özgürce dolaşıyor. Uzun boyunlarını pencerelerden uzatarak kahvaltı masasına konuk oluyor ve konukların ellerinden nazikçe yem alıyorlar. Hatta bazen fotoğraf çekmek için poz bile veriyorlar! Menü, Kenya mutfağından esinlenilen lezzetlerle hazırlanıyor ve genellikle otelde konaklayan misafirlere özel olarak sunuluyor. Zürafalarla paylaşılan bu sıra dışı ortam, yemek deneyimini çok daha unutulmaz kılıyor. Giraffe Manor’ın asıl amacı sadece eşsiz bir deneyim sunmak değil, aynı zamanda Rothschild zürafalarının korunmasına katkıda bulunmak. Buradaki her konaklama, nesli tükenme tehlikesi altındaki bu türün yaşamını destekleyen anlamlı bir adıma dönüşüyor.

Chillout Ice Lounge, Dubai

Dubai’nin kavurucu sıcaklığında bambaşka bir iklime kapı aralayan “Chillout Ice Lounge”, Orta Doğu’nun ilk buzdan restoranı olarak öne çıkıyor. İçerideki sıcaklık sabit olarak -6 derece civarında tutuluyor. İçeriye adım atan misafirler, kalın montlar, eldivenler ve yünlü şapkalarla donatılıyor; çünkü masa, sandalye, duvar ve dekorasyonun tamamı buzdan yapılmış. Hatta tavandaki avizeler bile buzdan oyulmuş! Renkli ışıklandırmalar ise ortama masalsı bir atmosfer katıyor. Menüde, soğuk ortamda içinizi ısıtacak sıcak içecekler, özel tatlılar ve hafif atıştırmalıklar sunuluyor. Buzdan bir masada, sıcak bir içecekle oturmak, tam anlamıyla zıtların ahengini yaşatıyor ve hem bedeninizi hem de algınızı şaşırtıyor. Chillout Ice Lounge, Dubai’nin lüks ve ekstrem deneyimlere olan düşkünlüğünü yansıtan en özgün mekânlardan biri. Çölün ortasında kar kristalleri arasında oturup buzdan bir sarayda çay içmek, bu şehirde mümkün!

 95 okunma

Derya Ülkar