DUBAİ’DEKİ ARAP KULESİ: BURJ EL-ARAB
1900’lerin başlarında küçük bir balıkçı kasabası olan Dubai, 1969’da topraklarında bulunan petrol ile ekonomik açıdan güçlü bir konuma ulaştı. Petrolün sağladığı zenginliği yaptığı devasa otel projeleri ile devam ettiren ülke, hızla turizmin en gözde merkezlerinden bir tanesi haline geldi. Uçsuz bucaksız kurak çöl topraklarının denizle buluştuğu noktaları doldurarak inşa edilen adaların üzerine yapılan gökdelenler, birçok ünlü ismin de uğrak adresi oldu. Dünyanın en yüksek gökdelenlerine ve en pahalı otellerine ev sahipliği yapan Dubai’nin, en çok ziyaret edilen oteli Burj el-Arab’ın detaylarına yazımızda ulaşabilirsiniz.
1994 yılında yapımına başlanan ve 5 yıl süren yoğun çalışmanın ardından 1999 yılında kapılarını açan dünyanın en dikkat çekici otellerinden biri olan Burj el-Arab, “Arap Kulesi” anlamına gelse de yelkenliye benzeyen mimari tasarımı sebebiyle “Yelken Oteli” olarak anılıyor. Otelin üzerinde bulunduğu yapay adanın inşaat çalışmaları bile üç sene sürdü ve tüm dünyanın gündemini uzun bir süre meşgul etmeyi başardı. Otelin ana kara ile olan tek bağlantısı ise kıvrımlı bir köprü…
Otelin mimari tasarımı “Dhov” adı verilen geleneksel Arap teknelerini andırıyor. Dünyanın ilk yedi yıldızlı oteli olma özelliğine sahip yapının denizden yüksekliği 321 metre. Dikkat çekmek için çeşitli etkinliklerin düzenlendiği otelin terasında Roger Federer ile Andre Agassi’nin tenis maçı oynamışlığı bile var.
Konaklamanın yanı sıra günü birlik gezilerle de ziyaretçilerini ağırlayan otelin iç mekân dekorasyonunda en seçkin malzemeler tercih edildi. Otelin bazı kısımlarında 24 ayar altın kaplamalar kullanıldı. Güney Afrika ve Hindistan’dan sipariş edilen özel kilim ve halılar ile zeminin döşendiği otel odalarının avizeleri ise İngiltere’den… Deniz ürünleri konusunda iddialı iki restoranın bulunduğu otelde, okyanusun içindeymiş gibi hissettiren, duvardan tavana devasa akvaryum bulunuyor.
Burj el-Arab’ın dış yüzeyi hem mevcut ağırlığını azaltmak hem de sıcak havanın sirkülasyonunu sağlamak amacıyla büyük bez kumaşlarla inşa edildi. Bu yönüyle de geceleri projektörlerle aydınlatılan dış yüzeyde değişik renk figürler oluşuyor. Yapının 7.315 metrekarelik orta avlusu ise dünyanın en büyük orta avlusu unvanını elinde tutuyor. Ayrıca kaleydoskop etkisi yaratan su akışına sahip yapay şelalesinde hava karardıktan sonra gerçekleşen ışık şovu görülmeye değer…
3,626 okunma