Yukarı
Halkbank Kültür ve Yaşam
fade
21056
post-template-default,single,single-post,postid-21056,single-format-standard,eltd-core-1.1.1,flow-ver-1.4,,eltd-smooth-page-transitions,ajax,eltd-blog-installed,page-template-blog-standard,eltd-header-standard,eltd-fixed-on-scroll,eltd-default-mobile-header,eltd-sticky-up-mobile-header,eltd-menu-item-first-level-bg-color,eltd-dropdown-default,wpb-js-composer js-comp-ver-5.4.7,vc_responsive

SIRA DIŞI GÜZELLİKTEKİ DOĞA MANZARALARI

Gitmesek de gelmesek de fotoğrafını gördüğümüz an şarj olduğumuz doğa manzaralarını sıklıkla paylaşmaya çalışıyoruz. Bu kez karşınıza getireceklerimiz biraz daha sıra dışı özelliklere sahip. Hatta bir tanesi, manzarasıyla ilgi görmeyi sürdürse de hikâyesiyle hüzünlendiriyor…

1#

Kutuplarda denizin ortasında dev bir buz dağı görmek başlı başına muhteşem bir olayken yeşil, mavi, kahverengi çizgilerle kaplı buz dağları görmek çok daha olağanüstü bir duruma denk geliyor. Aslında bu görüntülerin nedeni oldukça basit. Buzuldaki çatlakların arasına kabarcık oluşturmadan dolan ve kısa sürede donan deniz suyu mavi çizgileri, yosun ağırlıklı su yeşil çizgileri oluşturuyor. Buzul tabandaki toprağı aşındırdığında çatlaklara dolan toprak ise siyah, kahverengi gibi çizgilere neden oluyor.

2#

Orta Amerika ülkelerinden Belize’de koyu mavi rengi ve dairesel görüntüsüyle ilgi çeken Büyük Mavi Delik veya Mavi Çukur, 300 metre çapı 124 metre derinliği bulunan bir su obruğu. Belize Ulusal Anıtı ve UNESCO Dünya Mirası olan Mavi Delik aslında Buz Çağı’nda deniz seviyesi daha aşağılarda iken bir mağara imiş ve su seviyesi yükseldikçe sular altında kalmış, basınca dayanamadığı için mağaranın çatısı çökünce de ortaya böyle bir görüntü çıkmış. Şimdilik bilim dünyası tarafından kabul gören iddia bu şekilde.

3#

Güney Amerika ülkelerinden Bolivya’daki Salar de Uyuni Gölü kapladığı 10.582 km2’lik alanla dünyanın en büyük tuz gölü. Deniz seviyesinden 3.653 metre yüksekte bulunan göl tam bir doğa harikası. Aynı zamanda tuz kristallerinden yansıyan güneş ışınları veya tamamen tuzdan oluşan ama buz tabakasını andıran uçsuz bucaksız yüzeyi sayesinde oldukça ilginç fotoğraflar veren bir oluşum. Salar de Uyuni’de 10 milyar ton tuz bulunduğu düşünülüyor ve yılda 25 bin tonu çıkarılarak dağıtımı yapılıyor.

4#

Afrika kıtasının doğusunda bir ada ülkesi olan Mauritius Cumhuriyeti (Morityus şeklinde okunuyor), coğrafi olarak volkanik bir yapıya sahip. Chamarel köyünde yer alan ve Yedi Renkli Toprak adıyla bilinen ilginç tepeler de volkanik kayaların farklı tabakalarının soğumasıyla meydana gelmiş. Kırmızı, kahverengi, eflatun, yeşil, mavi, mor, sarı renkleriyle kaplı bu tepeler, dünyanın on yıllardır ilgi gösterdiği turistik bir bölge.

5#

Namibya’da bulunan Ölü Vadi, orijinal adıyla Deadvlei, insanı hem şaşırtan hem de düşündüren bir bölge.  Hikâyesi, bir zamanların görkemli Tsauchab Nehri’nin suları sayesinde kilden bir zemin oluştuğu, bu sırada akasya ağaçlarının büyüyüp serpildiği, daha sonra gelen iklim değişikliği ile kuraklığın yaşandığı, ağaçların öldüğü, kil zeminin büyük oranda kum tepeleriyle dolduğu şeklinde… Yani Ölü Vadi, küresel ısınmanın etkilerinin çıplak gözle görülebileceği bir yer. Kuruyarak siyaha dönmüş ağaçları, 300-400 metrelik turuncu kum tepeleri ile ilgi görmeyi sürdüren, hatta film senaryolarına set olan tuhaf bir doğa alanı.

6#

Dünyanın en özel doğa manzaralarından birinin adresi de Türkiye’deki Kapadokya Bölgesi. Ülkemizin medarıiftiharı olan bölgenin oluşumu 60 milyon yıl önceye giden doğa olaylarına dayanıyor. Bölgedeki dağların püskürttüğü lav ve küllerle ortaya çıkan bu fantastik dünyada vadiler, peri bacaları başlı başına ilgi sebebiyken, yumuşak kayalara oyulmuş kiliseler, evler bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyor. Kapadokya bölgesi birkaç ili kapsayan çok geniş bir alanı ifade ediyor fakat özellikle Nevşehir oluşumun yoğunlaştığı yer olarak bir adım öne geçiyor.

7#

Alabildiğine doğal ve alabildiğine canlı göller topluluğuna ev sahipliği yapan yer Hırvatistan. Bu bölge başkent Zagreb’e tam olarak iki saat mesafede. Yaklaşık 300 km2’lik Milli Park içindeki Plitvice Gölleri UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki yerini 1979 yılında almış. İçinde tam 16 adet göl barınıyor, siz yürüdükçe karşınıza bambaşka bir göl daha çıkıyor ve bu durum insanda sanki hiç bitmeyecek bir döngü hissi uyandırıyor. Hepsinin farklı boyutları, farklı birer doğası ve farklı isimleri bulunuyor. “Sığ” kelimesi ise Pilitvice’nin Türkçedeki karşılığı.

 3,491 okunma

Derya Ülkar