NECİP FAZIL KISAKÜREK’İN KISACA HAYATI VE ESERLERİ
Türk edebiyatına damga vuran isimlerden biri olan Necip Fazıl Kısakürek, şiirlerini tasavvufi düşünceler ile sentezleyen büyük bir şair, yazar ve İslamcı ideologdur. Türk edebiyatının Baki’den sonra ikinci “Sultanu’ş Şuara” (bazı kaynaklarda Sultanü’ş Şuara olarak da geçer ve anlamı şairler sultanıdır) unvanına sahip olan, fikir ve eserleriyle düşünce dünyamızda derin izler bırakan Necip Fazıl, edebiyatımızın altın isimlerinin de ilham kaynağı olmuş ve olmaya devam etmektedir. Farklı bakış açısı ile hayatımıza dokunan Necip Fazıl Kısakürek’i sayfamızda ağırlıyoruz.
1904 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiş, Maraşlı bir ailenin oğludur. Çocukluk yıllarının büyük bir bölümünü dedesinin Çemberlitaş’ta bulunan konağında geçiren Necip Fazıl, ilköğrenimini pek çok farklı okulda gördü. Kısa bir süre Gedikpaşa’da bulunan Fransız Frerler Mektebi’nde okudu. Ardından Büyükdere’deki Emin Efendi Mektebine ve daha sonra yatılı bir okul olan Rehber-i İttihat Mektebi’ne devam etti. Hatta sonraki yıllarda yakın dostu olacak olan Peyami Safa ile burada tanıştı. Bu okulda eğitim aldıktan sonra Büyük Reşit Paşa Numune Mektebi’ne devam etti. Kız kardeşi Sema’nın beş yaşında vefat etmesinin ardından Heybeliada’ya taşındı ve öğrenimini Heybeliada Numune Mektebi’nde tamamladı. Bir dönem İstanbul Üniversitesi ve ardından Sorbonne Üniversitesi’nde felsefe eğitimi gördü ancak her iki üniversiteden de mezun olamadı.
Edebiyatımızda derin izler bırakan Necip Fazıl, 10 yıldan fazla memuriyet hayatında bulundu. Hatta pek çok eserini banka memurluğu sırasında kaleme aldı. O dönemlerde bankacılık tıpkı bugün olduğu gibi popüler bir meslekti. Osmanlı Bankası gibi büyük bankalarda uzun yıllar görev yapan Necip Fazıl, bir süre sonra bankacılık mesleğinden gazetecilik mesleğine geçiş yaptı. Bir dönem edebiyat öğretmenliği de yapan usta şairin dönüm noktası ise Çile şiirini yazmasıyla oldu, bu şiirinde maddi ve manevi yolculuğunu dizelere döktü. Bir yandan çalışıp, bir yandan şiir üretirken bir anda kendini felsefi bir arayış içinde buldu. Bu arayış, onun hayatında yeni bir dönemin kapılarını da araladı. O dönem girdiği bazı sohbetler ve konuşmalar neticesinde fikir olarak başka bir dönüşüme giren Necip Fazıl, kaleminde daha tasavvufi düşüncelere yer verdi ve şiirlerini bu şekilde oluşturdu. Bu düşünce sistemi ve hayata bakışı ile ilk tiyatro oyununu yazdı; Tohum. Ardı ardına tiyatro oyunları geldi; Bir Adam Yaratmak isimli piyesi, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda sahnelendi. 1940 yılında yazdığı “Sabır Taşı” oyunuyla 1947 yılında Piyes Yarışması’nda birincilik kazandı.
Şiire ve tiyatroya ilgisi malumdu ancak özel olarak ilgilendiği bir şey vardı ki bu onu kitap yazmaya kadar götürdü; at sevdası… Kulağa ilginç geliyor olsa da atlara olan sevgisi ve ilgisi ona yeni bir kitabın sayfalarını araladı. Aslında her şey ona bir Arap atının hediye edilmesiyle başladı çünkü o günden itibaren atlara olan sevgisi ve ilgisi günden güne arttı. Ata binmeyi ve atlarla ilgilenmeyi çok seven Necip Fazıl, her ne kadar bu sevdası uğruna attan düşüp günlerce yatağa bağımlı hale geldiyse de yine de ilgisinden bir şey kaybetmedi. Bu durum öyle bir vaziyet aldı ki artık bir kitap yazacak kadar bilgi sahibi oldu. Tam da o dönemde Türkiye Jokey Kulübü’nün isteği üzerine “At’a Senfoni” adlı kitabı kaleme aldı; bu kitapta atın felsefesini, tarihini, özelliklerini, geçmişini ve ata dair bildiği her şeyi anlattı bu sayede atlara olan sevdasını bir kitap ile ölümsüzleştirmiş oldu.
Politika, öykü, tasavvuf şiiri ve tiyatro alanında sayısız esere imza atan Necip Fazıl Kısakürek’in ilk şiir kitabını henüz 17 yaşındayken yayımladığı bilinir. Değerli edebiyatçımızı üne kavuşturan eserler arasında şunlar yer alır; Örümcek Ağı, Kaldırımlar, Ben ve Ötesi, Bir Adam Yaratmak, Son Devrin Din Mazlumları, Çile ve Aynadaki Yalan, Şiirlerim, Sonsuzluk Kervanı, Ruh Burkuntularından Hikâyeler, Kafa Kâğıdı, Para, Namı Diğer Parmaksız Salih, Abdülhamit Han, Birkaç Hikâye Birkaç Tahlil. Eserleriyle Türk edebiyatına unutulmaz eserler bırakan Necip Fazıl, 25 Mayıs 1983 yılında hayata gözlerini yumdu.
10,511 okunma