HAYATINDAN KESİTLERLE PEYAMİ SAFA: NAMIDİĞER SERVER BEDİ
Fatih Harbiye, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Bir Tereddüdün Romanı, Matmazel Noralya’nın Koltuğu ve Cingöz Recai’nin de aralarında bulunduğu sayısız esere imza atan Peyami Safa’nın baba tarafından soyunun Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemseddin’e dayandığını biliyor muydunuz? Peyami Safa’yı ölümünün 61. yıl dönümünde Kültür ve Yaşam sayfalarında anıyor, hayatından kısa kesitler paylaşıyoruz.
1899 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Peyami Safa aslen Trabzon kökenli olmasına karşın yaşamının ilk yıllarını Sivas’ta sürdürdü. Hayatı boyunca çeşitli hastalıklarla mücadele etti, bunlardan en bilineni sağ kolundaki kemik veremi hastalığıydı. Düzenli bir eğitim hayatı olmadı; son olarak Vefa Lisesi’ni bırakmak zorunda kaldığı bilinir. Her ne kadar geçerli bir diploması olmasa da kendisiyle yapılan mülakatlarda başarılı olarak dört yıl boyunca çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı; Rehber-i İttihad mektebine öğretmen olduğunda yalnızca 15 yaşındaydı. Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra gazeteciliğe geçiş yaptı ve 43 yıllık yazarlık hayatı başlamış oldu. Bu süreçte Cumhuriyet, Milliyet, Son Havadis, Tasvir-i Efkâr, Tercüman gibi gazetelerde görev aldı ve daha sonra ağabeyi İlhami Safa ile 1917- 1918 yıllarında Yirminci Asır gazetesini, 1936 yılında ise Kültür Haftası dergisini çıkardı.
Sanat, edebiyat, felsefe, psikoloji, sosyoloji gibi değişik alanlarda kalemini adeta bir mızrak gibi kullanan Peyami Safa, “Server Bedi” takma adıyla pek çok esere imza attı, özellikle polisiye romanları büyük tirajlara ulaştı. Takma adla kaleme aldığı polisiye romanların en önemli kahramanı Cingöz Recai o kadar popüler oldu ki bir süre sonra 10 kitaplık bir seri haline getirildi hatta daha sonra beyaz perdeye uyarlandı. Peyami Safa’nın en ünlü eserlerinden bir diğeri Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’dur. Kitapta genç bir hasta çocuğun psikolojisi anlatılır. Çocukluğunun büyük bir kısmını iltihap kapan sağ kolunun kesilmesi endişesiyle geçen Peyami Safa’nın hayatından izler taşıyan kitap, yazarın bir nevi çıkış romanıdır.
Bir yanda öğretmenlik, bir yanda gazetecilik ve roman yazarlığı derken onlarca rengi yelpazesinde barındırmayı başaran Peyami Safa’nın en ilginç denemelerinden biri “dert dinleme köşesi” olmuştur. Haftalık olarak yayımlanan Yeni Hayat isimli dergide, Âdem Baba takma adıyla insanların derdini dinleyerek mektuplarını cevaplamıştır.
Peyami Safa’nın hayatı, yoksulluk ve hastalıklarla geçmiş olsa da bu kötü tecrübeler, eserlerine ilham oldu. Gençliğimiz, Siyah Beyaz Hikâyeler, Ateş Böcekleri, İstanbul Hikâyeleri, Sözde Kızlar, Mahşer, Canan, Yalnızız, Biz İnsanlar, Cumbadan Rumbaya gibi onlarca eseri bizlere kazandırdı. Peyami Safa’nın hayatının dönüm noktası oğlu Merve’nin vefatı oldu. Oğlunun, tam olarak teşhis edilemeyen bir hastalık nedeniyle vefatının ardından yalnızca dört ay dayanabildi ve 15 Haziran 1961 yılında henüz 62 yaşında hayata gözlerini yumdu.
4,088 okunma