FRANSA’NIN DEMİR SİMGESİ: EYFEL KULESİ
İngiltere’den Japonya’ya dünyanın birçok yerinde taklitleri inşa edilen, her yıl milyonlarca turistin ziyaret ettiği, evlilik tekliflerinin hayallerdeki adresi Eyfel Kulesi’nin, Fransa halkı tarafından önce reddedilip sonra benimsendiğini biliyor muydunuz? Paris’in her yerinden görülebilen bu devasa yapıyı, gelin biz de yakından inceleyelim.
Eyfel Kulesi’nin adı, onu inşa eden Fransız mühendis ve mimar Gustave Eiffel’in soyadından, daha doğrusu firmasından gelmektedir. Eiffel şirketinin iki ana mühendisi, Émile Nouguier ve Maurice Koechlin, Eiffel’i tasarladıktan sonra, kamuoyu için daha kabul edilebilir kılmak için mimar Stephen Sauvestre’den projeyi şekillendirmesini istediler. Fransız İhtilali’nin 100. yılı şerefine, yani 1889 yılında gerçekleşecek fuar için sipariş edilen kulenin inşası, 3.000 işçi tarafından yapılmıştır. İşçiler, 18.038 adet demir parçayı, 2,5 milyon perçin ile birleştirmiş ve 2 yıl 2 ay gibi kısa bir sürede yapıyı tamamlamıştır.
İnşa edildiği dönemde Eyfel, demir bir fabrika bacasına benzetilerek, Paris’in bütün estetiğini bozduğu ileri sürülmüştü. Sanatçılar, sokaklarda bildiriler dağıtıp imza toplayarak Eyfel’in sökülmesini talep etmişlerdi. Zaten Gustave Eiffel de 20 yıllığına izin almıştı ve süre dolduğunda kule sökülecekti. Ne var ki 20 yıl dolduğunda yüksekliği nedeniyle radyo vericisi olarak kullanılması uygun görüldü ve ayakta kalmayı başardı. O dönemler eleştirilere maruz kalsa da insanlar akın akın ziyaret etmekten geri durmadı.
İnşa edildiği zaman kırmızımsı bir kahve renginde olan kule, zaman içinde sarımtırak kahveye, kestane kahvesine ve en son da bronz rengine dönüştürülmüş. En açık renk en tepede, koyusu alt tarafta kullanılmak üzere üç tonda boyanmakta. Boyama işlemi, her 7 yılda bir tekrarlanan dev bir organizasyona karşılık geliyor. 25 kadar işçi, yaklaşık 15 ayda, 60 ton boya kullanarak Eyfel Kulesi’ni adeta yeniliyor. 27 metrelik vericiyi saymaz isek yaklaşık 300 metre yüksekliğindeki kulenin dört ayağı, birbirinden 130 metre uzaklıkta yer alıyor.
Üç ayrı noktadan, üç asansörle ancak ilk iki platforma çıkılabilirken, üçüncü platforma çıkmak için ikincisinde inilmekte ve başka bir asansöre aktarma yapılmaktadır. İlk iki kata merdivenle de çıkılabilir, fakat üçüncü kata ancak asansörle çıkılabilmektedir. 57 metre, 115 metre ve 276 metre yükseklikte bulunan üç platformun özellikle iki ve üçüncü katından şehir manzarası izlenebilir. Kule hakkında bilgi alabileceği bir sergi görmek veya hediyelik eşya almak isteyenler ilk platformda, şık bir restoranda yemek arzu edenler ikinci platformda, üstü kapalı veya açık biçimde Paris’i zirveden seyretmek isteyenler üçüncü katta mola vermeyi tercih etmelidir.
3,614 okunma