AYDIN’DA KEŞFEDİLECEK DAHA ÇOK YER VAR
Doğal güzellikleri o kadar yoğun olan bir şehir ki ünlü tarihçi Heredot, “Bizim yeryüzünde bildiğimiz, en güzel gökyüzünün altı ve en güzel iklimin bulunduğu yer” demekten kendini alamamış. Tarım açısından o kadar zengin ki Evliya Çelebi seyahatnamesine “Dağlarından yağ, ovalarından bal akar” diye not etmeden geçip gidememiş. Ve Aydın’ın eşsiz güzellikleri şimdi de Kültür ve Yaşam sayfalarında…
Şehrin sahil ilçesi olan Kuşadası’nın ülkemizin ilk turizm merkezlerinden biri olduğunu biliyor muydunuz? Mavi bayraklı plajlar, uzun yürüyüşler için eşsiz manzaralar sunan kıyı şeridi, büyüklüğü ile Avrupa’dakileri geride bırakan golf sahası gibi yerler sayesinde 1960’larda başlayan turizm hareketliliği günümüze kadar hız kesmeden devam etmiş.
17 ilçesinden üç tanesi Ege Denizi’ne kıyı ve o ilçelerden biri Didim. Kuzeyi de Bafa Gölü ve Menderes Nehri’yle sınır olan ilçe deniz, göl ve nehirle kuşatılmış bir yarımada görünümünde. Yani, ünlü Altınkum ve Akbük plajları, Büyük Menderes dalyanları, Manastır Koyu, Saplı Ada’sı ile denizin doya doya yaşandığı bir yerleşim.
Aydın’ın denize kıyısı olan diğer ilçesi de Söke, fakat Kuşadası ve Didim’e kıyasla sahil şeridi daha kısa. Bununla birlikte yüzölçümü olarak şehrin en büyük ilçesi. Söke’de bulunan Doğanbey Köyü ise Rum mimarisini taşıyan tarihi taş evleri, meyve ağaçlarının gölgelediği bahçeleri, Arnavut kaldırımlı sokakları ile tam bir açık hava müzesi.
1966 yılında milli park ilan edilen ve Akdeniz foklarının, 30’u endemik olmak üzere 250 kuş türünün yaşadığı Dilek Yarımadası kuş gözlemciliğinin yanı sıra botanik turları, cip safari, at safari, foto safari, trekking, mağaracılık, dağ bisikleti turları gibi aktivitelerin yapılabileceği, seyir teraslarından Ege manzarasını seyre dalabileceğiniz muhteşem bir park.
Ara Güler’in 1958 yılında gazeteci olarak geldiği Aydın’da yolunu kaybetmesi sayesinde bütün dünya Afrodisyas Antik Kenti’ni kazanmıştı. Onun çektiği fotoğraflar ile Times’a konu olmuş, daha sonra “Yunan-Roma dönemi mimari ve kent özelliklerini çok iyi yansıtan bir yerleşim yeri olduğu” için UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştı. Afrodisyas şehrin en özel yerlerinden biri.
Hititler döneminde gelişip Lidyalılar döneminde en parlak günlerini yaşayan Aydın’da tarihi kalıntıların izlerini görmek Ege Denizi’ni görmek kadar olağan. Bunlardan biri de Sultanhisar ilçesindeki Nysa Antik Kenti. Ve bu antik kentteki kalıntılar mutlaka yaşadığı dönem burada eğitim görmüş ünlü coğrafyacı Strabon’un aktardığı bilgiler eşliğinde okunmalı.
Efelik ve zeybeklik de şehri temsil eden kültürel değerlerin başında geliyor. Günümüzde bu kültürün izlerini özellikle efe kıyafetleri giyilerek oynanan zeybek halk oyununda görebiliyoruz. Aslında kişi bu oyunda kollar omuz hizasına kadar kaldırılıp büyük adımlarla ağır ağır hareket ederken halkı koruyan cesur ve kahraman kişiyi canlandırıyor.
Enginar yemeği, zeytinyağlı börülcesi, sarmaşık kavurması, nohutlu kerevizi, ısırgan otu böreği, incir tatlısı, turunç reçeli… Otların ve sebzenin bol, pişirme şekillerinin çeşit çeşit olduğu Aydın mutfağı, Ege mutfağının hafif, besleyici ve renkli tarzına sahip. Bu aynı zamanda tavuk ve et yemeklerinin de yoğun olduğu, zeytinyağı ile olmak şartıyla kızartmanın da bolca yapıldığı bir tarz.
1,015 okunma