
DOĞANIN İÇİNDE KAYBOLACAĞINIZ EN UZUN BİSİKLET ROTALARI
Keşfetme ve macera tutkusunu fiziksel dayanıklılıkla buluşturan bisiklet parkurları, zorlu doğa koşullarını aşarak unutulmaz manzaralar eşliğinde kilometrelerce sürecek bir yolculuğa çıkmak isteyen bisikletçilerin vazgeçilmez adresidir. Dağların zirvelerinden ormanların derinliklerine, çöllerin çorak arazilerinden görkemli sahillere kadar pedal çevirme imkânı sunan dünyaca ünlü bisiklet rotalarını yazımızda listeledik.

Pan-Amerikan bisiklet rotası, dünyanın en uzun ve en zorlu parkurlarından biri olarak kabul edilir. 30.000 kilometreden fazla uzunluğa sahip olan bu rota, Alaska’nın Prudhoe Körfezi’nden başlayarak Arjantin’in güney ucundaki Ushuaia kentine kadar uzanır. Kuzey, Orta ve Güney Amerika boyunca ilerleyen bu yolculukta bisikletçiler; dağlık alanlardan çöllere, yağmur ormanlarından kıyı yollarına kadar oldukça çeşitli doğa koşullarıyla karşılaşır. Rota, Rocky Dağları, And Dağları ve Patagonya gibi dünyanın en etkileyici doğal güzelliklerine sahip bölgelerden geçer. Ancak bu güzelliklerin yanı sıra, bazı parkurlar fiziksel ve zihinsel dayanıklılık gerektiren zorluklar da barındırır. Özellikle Panama ile Kolombiya arasında yer alan Darién Gap, yoğun tropik bitki örtüsüne sahip, geçişin bisikletle imkânsız olduğu bir bölgedir. Bu nedenle bisikletçiler, bu kısmı genellikle uçakla ya da deniz yoluyla aşarak rotalarına devam ederler.

Dünyanın en zorlu ve en uzun mesafeli bisiklet rotalarından biri olan Tour d’Afrique, Afrika kıtasını kuzeyden güneye geçerek baştan sona kateden eşsiz bir parkurdur. 2003 yılında bu güzergâhta düzenlenen bir bisiklet turuyla ün kazanan rota, Mısır’ın başkenti Kahire’den başlar ve Güney Afrika’nın yasama başkenti Cape Town’da sona erer. 9.000 kilometrelik bu rotanın Kahire’den Sudan’a uzanan bölümünde bisikletçiler, Nil Nehri boyunca ilerler; antik piramitlerin gölgesinde ve eski medeniyetlerin izleri arasında pedal çevirme deneyimi yaşarlar. Sudan’a ulaşıldığında ise Sahra Çölü’nün kavurucu sıcakları ve sert kum fırtınalarıyla karşılaşılır. Rotanın devamında Etiyopya’nın sarp dağları, Tanzanya’nın vahşi doğası, Zambiya, Botsvana ve Namibya gibi ülkelerin sunduğu farklı iklim ve coğrafi yapılar bisikletçileri bekler. Namib Çölü’nün uçsuz bucaksız arazileri geçildikten sonra bu zorlu ama büyüleyici yolculuk, Cape Town’un eşsiz manzarasıyla sona erer.

Trans-Sibirya bisiklet rotası, Rusya’nın uçsuz bucaksız topraklarını bir baştan bir başa katederek bisikletçileri Moskova’dan Vladivostok’a uzanan destansı bir yolculuğa çıkarır. Bu rota, ünlü Trans-Sibirya Demir Yolu ile aynı güzergâhı takip ederek Avrupa ile Asya kıtalarını birbirine bağlayan benzersiz bir parkur sunar. Aşılması güç hava koşulları, binlerce kilometrelik uzunluk ve değişken coğrafi yapılar bu parkuru son derece zorlu hâle getirir. Yolculuk boyunca, dünyanın en derin gölü olan Baykal Gölü gibi doğa harikalarının çevresinde pedal çevirme fırsatı da sunar. Bazı bisikletçiler bu rotayı, Japon Denizi’ni geçerek Japonya’ya kadar genişletmeyi tercih eder. Sibirya’nın soğuk ve kırsal bölgelerinde, özellikle izole alanlardaki çamurlu yollar ve Uzak Doğu’daki ormanlık alanlar, fiziksel olduğu kadar zihinsel dayanıklılığı da sınar. Öte yandan geniş ve düz asfalt yollar, zaman zaman rota üzerinde avantaj sağlayarak sürüşü daha kolay hâle getirir.

EuroVelo 12, sekiz ülkeyi kapsayan ve Kuzey Denizi boyunca dairesel bir hat izleyen, dünyanın en uzun işaretlenmiş bisiklet rotalarından biridir. Yaklaşık 6.000 kilometrelik bu eşsiz rota; İngiltere, İskoçya, Norveç, İsveç, Danimarka, Almanya, Hollanda ve Belçika gibi ülkeleri birbirine bağlayarak bisikletçileri hem doğayla hem de kültürel mirasla buluşturur. Norveç’in sarp yamaçlarında fiyort manzaraları, İskoçya’nın tarihî kaleleri, İngiltere’nin kırsal köyleri, Almanya’nın pastoral kıyı şeritleri ve Belçika’nın kanallarla bezeli şehirleri, bu rotayı sadece bir fiziksel aktivite değil aynı zamanda bir kültür ve keşif yolculuğuna dönüştürür.

EuroVelo 13, Avrupa bisiklet ağının en uzun ve en tarihî rotalarından biridir. Bu etkileyici rota, Soğuk Savaş Dönemi’nde Avrupa’yı kuzeyden güneye ayıran Demir Perde Hattı’nı takip eder ve bisikletçilere kıtanın yakın tarihini pedal çevirerek keşfetme fırsatı sunar. Norveç’ten başlayarak Baltık ülkeleri, Orta Avrupa, Balkanlar ve son olarak ülkemizin Karadeniz kıyılarına kadar uzanan bu rota, 20 Avrupa ülkesinden geçer ve 10.000 kilometreden fazladır. Tarihî hatıralar kadar doğal güzelliklerle de bezenmiş olan EuroVelo 13; kıyılar, ormanlar, dağlık bölgeler ve kırsal manzaralar eşliğinde çok katmanlı bir doğa deneyimi yaşatır. Sürüş için en ideal dönem, kuzey bölgeler için yaz ayları, güney kesimler için ise bahar ve sonbahar mevsimleridir.

Macera Bisikletçileri Derneği (Adventure Cycling Association) tarafından 1998 yılında oluşturulan Büyük Divide rotası, yaklaşık 4.500 kilometrelik zorlu bir güzergâha sahiptir. Kanada’daki Banff Ulusal Parkı’ndan başlayarak ABD’nin vahşi doğası boyunca ilerler; Montana, Wyoming, Colorado gibi yüksek dağ geçitlerini aşıp New Mexico çölünde sona erer. Rotanın en dikkat çekici noktalarından biri, bisikletçilerin Rocky Dağları boyunca sürüş yaptıktan sonra Kuzey Amerika’nın su ayırım hattı olan kıta bölünmesi (Continental Divide) üzerine ulaşmasıdır. Bu doğal sınır, rota boyunca tam 30 farklı noktadan geçer. Yalnızca dayanıklılık sınırlarını zorlamak isteyen profesyonel bisikletçilere değil, aynı zamanda uzun mesafe bisiklet sürüşü meraklılarına da hitap eden rotanın tamamını veya bir kısmını deneyimlemek isteyen bisikletçiler her yıl bu zorlu güzergâha akın ediyor.
440 okunma