8 Madde ile Geleneksel Sporumuz Okçuluk
Olimpik bir spor dalı olarak ilgi gören okçulukla insanoğlunun tanışıklığı avcılık yaparak beslendiği günler kadar eski… Ok ve yay daha sonraları savaşta saldırı ve savunma aracı olarak kullanılmış ve nihayetinde bir spor dalına dönüşmüş. Her ne kadar “ok” deyince bugün genç neslin aklına ilk önce Robin Hood gelse de eğer okçuluğun tarihi yazılacak olsaydı şüphesiz ki başrolü Türkler alırdı. Biz de MÖ 5000 yıllarında başladığı okçuluğa atalarımız ne anlamlar yüklemiş, nasıl gelenekselleştirmiş 8 maddede sizler için derledik.
Orta Asya’da yaşamış Türkler için ok ve yayın ne denli önemli olduğunu sadece şu birkaç örnekle anlamak mümkün: Ok ve yay her şeyden önce hâkimiyet sembolü olarak kullanılırdı. Hakan tahtında otururken elinde ok ve yay tutar, komutanlarını toplamak için onlara bir anlam ifade eden farklı oklar gönderir, damga ve sikkelerinde ok ve yay resmi bulunurdu.
“Ok” kelimesi Orta Asya Türklerinde kabileleri adlandırmak için de kullanılıyordu. Gördüğü bir rüya üzerine Oğuz Kağan’ın ülkesini çocukları arasında bölüştürdüğü, onlara Üç Oklar, Boz Oklar adlarını verdiği Oğuz Destanı’nda yazılıdır.
Eski Türklerde okçuluk özellikle binicilikle birlikte yapılırdı ve burada gösterdikleri performansla hayranlık uyandırırlardı. At üstünde okçuluk oldukça zor bir uğraştı, iyi bir binici olmak, at dörtnala koşarken arkaya dönerek hedefi vurmak, atılan oktan korunmak için at üzerinde bedenini saklamak büyük beceri gerektirirdi.
Osmanlılar zamanında da okçuluğa aynı önem verilmiş, sadece savunma amaçlı değil kültürel ve sosyal açıdan devlet seviyesinde ele alınmış, padişahlar tarafından sahiplenilmişti. Padişahlar kendileri okçuluk yaptığı gibi iyi okçuların yetişebilmesi için ok meydanları da inşa ettirmişlerdi. İstanbul’da 30 civarında ok meydanı vardı.
2. Bayezid döneminde okçuluk malzemesi yapan bütün zanaatkârlar İstanbul’da toplanmıştı. Böylece Okçular Caddesi ve Okçular Çarşısı kuruldu. 16. Yüzyıla gelindiğinde sayısı 500’ü aşan ok ve yay imalatçısı atölye bulunuyordu.
Eski Okmeydanı
Okçuluk ilk kez Fatih Sultan Mehmet döneminde yarışma olarak düzenlendi. Yarışma kuralları hazırlandı ve yarışma sahaları yapıldı. O dönemlerde “kemankeş” adı verilen okçular büyük ilgi görüyor, oklarının düştüğü yerlere nişan taşları konuyor, adlarına methiyeler düzülüp, şiirler yazılıyordu.
Toplumumuzda okçuluğa gösterilen ilgi zamanla azalırken uluslararası platformda okçuluğun adı daha sık duyulmaya başlandı. Okçuluk ilk kez 1904 Yaz Olimpiyatları’nda olimpik programa alınmıştı.
Yaklaşık 7000 yıl önce atalarımız tarafından büyük önem atfedilerek yaşatılan okçuluk bugün, zihinsel gelişimde, göz koordinasyonu sağlamada, vücut yapısını düzeltme ve geliştirmede fayda sağlayan bir spor dalı olarak ilgi görüyor.
4,631 okunma