8 Madde İle Eskişehir’in Beyaz Altını Lületaşı
Eskişehir… Birçok kültürel mirasa ev sahipliği yapan, nüfusu genç ve dinamik, kültür-sanat etkinlikleriyle ön planda olmayı başarmış bir şehir. En önemli değerlerinden biri ise, lületaşı… Ustadan çırağa, babadan oğula uzanan bir sanat. Dünyada lületaşı rezervinin yarısından fazlasını bünyesinde bulundurur Eskişehir. Aynı zamanda turistler tarafından da oldukça ilgi çeken dünyanın ilk ve tek lületaşı müzesine sahiptir. Bizler de Eskişehir’in simgesi haline gelmiş lületaşını sizler için araştırdık ve 8 maddeyle listeledik.
Bir kayaç tipi olarak bilinen lületaşı, kimyasal bileşimine bakıldığında yapısında bulunan doğal magnezyum ve silisyumdan oluşmaktadır. Taşın içerdiği mineraller belli noktalarda yoğunlaşma gösterir ve kristallerinde de düzensiz bir görüntü vardır. Varlığı ilk olarak Viyana kuşatması sırasında yeniçeriler tarafından Avusturyalılara tanıtılmış.
Lületaşı, yerkabuğunun yaklaşık 300 metre derinliğinde bulunur. Oldukça yumuşak, hafif bir yapıya ve ince gözeneklere sahiptir. Rengi, genelde beyaz ya da beyazın tonlarında olur. Birçok ismi bulunan lületaşı ‘‘Eskişehir taşı’’ olarak da bilinir.
Anadolu’da ‘’beyaz altın’’ olarak anılan lületaşının neredeyse tamamı Eskişehir’de çıkarılmaktadır. ‘‘Denizköpüğü’’ ise sık kullanılan bir diğer ismi… Eskişehir’in Sepetçi köyünde ve civarında yer alan yaklaşık 400 adet lületaşı ocağı bulunuyor. Merdiven halatlar vasıtasıyla kuyulara iniliyor ve bol su ile dolu olan bir bölgeye tüneller açılıp zorluklarla çıkarılıyor.
Lületaşı yapısal özelliklerinden dolayı kolay işlenip, biçimlendirilebilir. Havayla teması sonucu sertleşen taş işlenerek genelde dekoratif süs eşyalarına dönüştürülüyor. Ustalığın ön planda olduğu bu süreç sonucunda tespih, kolye, bileklik, anahtarlık, biblo, broş ve benzeri ürünler ortaya çıkıyor.
Lületaşı, özellikle pipolar için eşsiz bir malzeme… Güzelliği ve estetiğiyle en göze çarpan pipo modeli ‘‘Türk başı’’, günümüzde bilinen en eski modeli ise ‘‘Fesli’’… Lületaşı pipolarının Eskişehir’le beraber farklı ülkelerde de birçok modeli bulunuyor ve tüm dünyada büyük ilgi gören süs eşyaları olarak vitrinlerde yerini alıyor.
Lületaşı, ustalık ve incelik isteyen birçok süreçten geçer. Genel olarak ustaların her biri kendi elleriyle yaptığı aletlerle işlemini sürdürür, böylece kendine has bir çalışma ortamı oluşturur. Usta ellerde lületaşına hayat veren aletler; ince ve detay çalışmalar için kullanılan ‘‘iş bıçağı’’, ikinci kademe uygulamalarının yapıldığı ‘’sıyrığ’’ ve ilk dokunuşların temel aparatı ‘‘kaba bıçağı’’…
Lületaşı’nın ilk ‘‘Kral’’ı da Ali Osman Denizköpüğü olarak bilinmektedir. 1920’li yılların ortasında, Eskişehir’in Erkekler Hamamı Sokağı’nda, küçük bir atölyede başlamış çalışmalarına… Bugün Eskişehir’de pipo ustası denildiğinde akla ilk onun ismi gelir. Yetenekli birçok pipo ustasının yetişmesini sağlamış, sergilerde Eskişehir ve lületaşını yan yana getirmiş… ‘‘Denizköpüğü’’ lületaşında bir milat olup, kentin altın imzaları arasında yer alıyor.
Zeminin derin bölgelerinden çıkarılan bu taşların insan üzerinde oldukça etkili ama pek bilinmeyen faydaları da vardır. Lületaşının insan sağlığına fiziksel ve ruhsal açıdan kuvvet kattığı bilinmektedir. Hafıza kuvvetlendirdiği söylenir, böylece pozitif ve etkili düşünmeye de olanak sağlar. Bununla beraber bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olduğu, eklem ağrılarına iyi geldiği, cildi güzelleştirdiği, Alzheimer riskini azalttığı düşünülür… Eskişehir için önemli turizm kaynaklarından biri olan lületaşı, bugün hala yerli yabancı pek çok turistin ilgi odağındadır.
7,215 okunma