35 YILLIK ÖMRÜNE YÜZLERCE HİKÂYE SIĞDIRAN ÖMER SEYFETTİN
Ömer Seyfettin’in yazdığı yüzlerce hikâyeye yaşayıp kaleme almadıklarını da eklediğimizde sayı daha da çoğalacaktır zira ünlü hikâye yazarı kısa ömründe çok şey yaşayıp çok şey görmüştür. Askeri okullarda okuyup orduda görev alan edebiyatçının Yanya Kuşatması sırasında esir düşmüşlüğü bile vardır. Askerlikten ayrıldıktan sonra Kabataş Sultanisinde öğretmenlik yapan Ömer Seyfettin hastalığı nedeniyle hayatını kaybettiğinde ise henüz 35 yaşındadır(1884-1920). Ve biz muhtemelen “çocukluğumda okumuştum” diyeceğiniz 6 Ömer Seyfettin hikâyesi ile karşınızdayız.
En çok bilinen hikâyelerinden Diyet’te Ömer Seyfettin’in kahramanı Koca Ali’dir. Yazar burada kılıç, kalkan gibi savaş aletlerinin en güzelini yapan demirci ustası Koca Ali’nin bir iftira üzerine başına gelen trajik olayları anlatır. Diyet hikâyesi çoğumuzun hafızasında iyi kalpli kahramanın hazin sonu ile yer etmiştir.
Ömer Seyfettin Kaşağı hikâyesini, iki kardeşten birinin diğerine iftira atması sonucu yaşanan acı olaylar ve iftira atan kardeşin duyduğu vicdan azabı üzerine kurmuştur. Atların olduğu bir çiftlik evinde geçen hikâye, adını, atların kıllarını temizlemek için kullanılan kaşağı isimli araçtan alır.
Bahar ve Kelebekler hikâyesi bir bahar mevsiminde yaşlı bir kadın ile onun torununun torunu olan küçük bir kız arasında geçer. Ömer Seyfettin bu hikâyede kelebekler üzerinden, tıpkı beyaz ve siyah renkleri arasındaki zıtlık gibi yaşlı kadın ve küçük kız arasındaki algı ve anlayış zıtlığına dikkat çeker.
Ömer Seyfettin’in iyi olanın her zaman kazanacağı mesajını verdiği Perili Köşk hikâyesinden kısa bir alıntı yapalım: “Sermet Bey, gözünü köşkten alamıyordu. Her tarafında geniş balkonları vardı. Temellerinin üzerine yaslanmış sanılacaktı. Kuluçka yatan beyaz bir Nemse tavuğu gibi yayvandı. Yirmi senedir, çocuğa kavuşalıdan beri hep böyle bir yuva tahayyül ederlerdi.”
Osmanlı düşmanlarının eline düşüp uzun yıllar esir tutulan gemici iyice yaşlanınca bir adaya terk edilir. Osmanlı gemilerinin gelip kendini kurtaracağı umudunu hiçbir zaman kaybetmeyen Kara Memiş’i gerçekten bir gün bir Osmanlı gemisi gelip kurtarır. Ömer Seyfettin’in Forsa’daki başkahramanı yaşlı gemici Kara Memiş’tir.
Ünlü yazar pek çok hikâyesinde olduğu gibi Topuz hikâyesini de sade bir dil ve milliyetçi temalarla kaleme almıştır. Osmanlı döneminde geçen hikâyede asileşen Eflak Prensi ile ona son darbeyi vuran bir Türk Elçi ana karakterlerdir. Kitaba adını veren ve öyküde kendine önemli bir yer bulan topuz ise eski bir savaş aletidir.
1,145 okunma