2024 YILINDA KÜLTÜR VE YAŞAM’DA NELER OLDU?
Bir yılı daha geride bırakmanın heyecanını yaşıyoruz! 2024 boyunca sizlerle birlikte öğrenmenin, keşfetmenin ve keyifli içeriklerle buluşmanın mutluluğunu paylaştık. Farklı konulara değindiğimiz yazılar ve ilgi çekici bilgilerle sizi hem şaşırtmayı hem de ilham vermeyi hedefledik. Şimdi, 2025’e adım atmadan önce, 2024’te sizlerle buluşturduğumuz en dikkat çekici içeriklere bir kez daha göz atmak için birlikte bir yolculuğa çıkalım!
Millî Uzay Programı’nın ilk ayağı olan “İlk İnsanlı Uzay Misyonu” kapsamında Uluslararası Uzay İstasyonuna (ISS) gönderilen ilk Türk astronot Alper Gezeravcı’nın yolculuğu ülkemize büyük bir heyecan yaşattı. 19 Ocak’ta gerçekleşen fırlatmanın ardından ISS’de 14 gün boyunca kalan Gezeravcı, kanser araştırmalarından bağışıklık hücrelerine; biyoloji, tıp ve genetik gibi alanlarda literatüre katkı sağlayacak 13 farklı bilimsel deneyi başarıyla gerçekleştirdi. Bu tarihi uzay yolculuğu hakkında daha fazla bilgi için linki tıklayın.
Günümüzde tüm dünyada trend hâline gelen etik üretim, geri dönüşüm, sıfır atık, kadın emeği, sürdürülebilirlik ve doğal malzemeler gibi yaklaşımlar, aslında yüzlerce yıldır Anadolu’daki üretim kültüründe yer alıyor. Nesilden nesile aktarılan, el işçiliği ile şekillenen ve ustaların maharetli ellerinde hayat bulan bu kültürel miras niteliğindeki ürünler ve üretim teknikleri, geçmişin değerlerini günümüze taşıyor. Anadolu’nun zengin üretim geleneğinin en güzel örneklerini keşfetmek için tıklayın.
M.Ö. 2600’lü yıllarda kozadan çekilip kumaş olarak dokunmaya başlanan ipek, bir zamanlar altından daha değerli olarak kabul ediliyordu. Çin’den Avrupa’ya uzanan antik ticaret yolu “İpek Yolu”na adını veren bu kumaş, yalnızca tekstil tarihinin değil, aynı zamanda kültürel ve ekonomik gelişimin de önemli bir parçası olmayı sürdürüyor. Doğanın sunduğu en zarif hediyelerden biri olan ipeğin, kozadan başlayıp kumaşa dönüştüğü muhteşem serüvenini linki tıklayarak okuyabilirsiniz.
Asya ile Avrupa kıtalarının buluşma noktasında yer alan, Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarına ev sahipliği yapmış İstanbul, adaları, mimarisi ve doğal güzellikleriyle asırlardır bir ticaret ve kültür merkezi olmayı sürdürüyor. Bu büyüleyici şehrin sanatçılar üzerinde bıraktığı derin etki, sayısız sanat eserine ilham kaynağı olmuştur. 1700’lü yılların sonundan itibaren ülkemizi ziyaret eden 10 yabancı ressamın fırçasından yansıyan eski İstanbul manzaralarını linki tıklayarak inceleyebilirsiniz.
Camaltı resim sanatı, binlerce yıllık geçmişe sahip zengin desenleri, incelikli işçiliği ve estetik güzelliğiyle kültürel mirasımızın yaşayan değerlerinden biridir. Halk ressamlarının, toplumun kültürü ve gelenekleri doğrultusunda inançlarını ve duygularını ifade ettiği bu özel sanat dalı, geçmişle günümüz arasında bir köprü niteliği taşır. Camaltı resim sanatı hakkında daha detaylı bilgiler için tıklayın.
İlk örneklerine M.Ö. 3500’lü yıllarda Antik Mısır’da rastlanan güneş saatleri, üzerlerindeki çizgiler ve işaretlerle güneşin gökyüzündeki hareketine göre gölge uzunluğunu ve konumunu gösterir. Orta Çağ’da, İslam dünyasında astronomi ve matematik alanındaki gelişmelerle daha da ileri taşınan bu saatler, özellikle cami avlularında namaz vakitlerini belirlemek için kullanılmıştır. Günümüzde, güneş saatleri tarihî ve kültürel miras olarak korunmakta ve insanlığın doğayla olan bağlantısını, bilimsel ilerlemenin kökenlerini göstermesi bakımından büyük önem taşımaktadır. İstanbul’daki güneş saatlerinin dikkat çeken örnekleri bu linkte.
Sürdürülebilirlik, modern dünyanın en önemli konularından biri hâline gelmiş durumda. Çevre, ekonomi ve toplum alanlarını ilgilendiren pek çok mesele, sürdürülebilir çözümler geliştirmemizi zorunlu kılıyor. Doğal kaynakların korunmasından döngüsel ekonomiye, karbon ayak izinin azaltılmasından sıfır atık politikalarına kadar uzanan bu geniş kavramlar, daha yeşil ve yaşanabilir bir dünya için atılması gereken adımları anlamamıza yardımcı oluyor. Bu yazımızda, sürdürülebilirliğin farklı alanlarda nasıl uygulandığını ve bu prensipleri kendi yaşamımıza nasıl entegre edebileceğimizi öğrenmemizi sağlayan 10 önemli terime yer verdik.
Moleküler gastronomi, yiyeceklerin kimyasal ve fiziksel süreçlerini bilimsel bir perspektifle inceleyen yenilikçi bir disiplindir. Sadece pişirme teknikleriyle sınırlı kalmayıp, yiyeceklerin bilimsel yapısına derinlemesine bir yolculuk sunan bu mutfak anlayışı, 1988 yılında Fransız fizikokimyacı Hervé This ve fizikçi Nicholas Kurti’nin öncülüğünde yükselen bir trend hâline geldi. Geleneksel pişirme yöntemlerinin sınırlarını aşan şeflerin ilham kaynağı olan moleküler gastronominin detaylarını keşfetmek için yazımıza göz atın!
En eski seyahat yöntemlerinden biri olan yürüyüş, doğayla bütünleştiğimizi sağlayan, adımlarımızla şehrin karmaşasından uzaklaştığımız en sakin ve huzurlu aktivitelerden biridir. Dağ zirvelerine tırmanırken, derin vadilere inerken ya da okyanusun huzur veren dalgalarıyla çevrili sahil yollarında yürürken keşfedilen rotalar, yalnızca kilometrelerden ibaret değildir. Her bir rota, tarihin, kültürün ve doğanın iç içe geçtiği eşsiz bir hikâye sunar. Dünyanın en gözde yürüyüş rotalarını bu linkte keşfedebilirsiniz.
Deniz yaşamının büyük bir bölümüne ev sahipliği yapan ve biyoçeşitliliğe önemli katkılar sunan mercanlar, pek çok türe sahiptir. Deniz ekosisteminin sürdürülebilirliği ve sağlığı için kritik öneme sahip bu canlıların yaşam alanı olan resifler, iklim değişikliği, kirlilik ve aşırı avlanma gibi tehditlerle karşı karşıyadır. Ancak, mercan resiflerinin korunması ve sürdürülebilirlik hedefiyle gerçekleştirilen projeler, gelecek için umut verici. Mercanlar hakkındaki bilgiler ve ülkemizde uygulanan “mercan fidanlığı” projesini okumak için tıklayın.
590 okunma