SAKLI KALMIŞ HAZİNE: NUBİA PİRAMİTLERİ
Alabildiğine uzanan çöl, göçebe kabileler ve arada sırada ortaya çıkan develer dışında hiçbir şeyin olmadığı Sudan’ın Meroe bölgesinde büyük bir piramit kompleksi bulunuyor. Piramitler, yani binlerce yıl öncesinin gizemli kral mezarları, hâlâ milyonlarca insanda hayranlık uyandırmaya devam ediyor. Piramit denilince ilk akla gelen ülke Mısır olsa da Sudan’daki Nubia piramitleri Mısır’daki benzerlerinden önemli farklarla ayrılıyor. Akademik çalışmaların 1800’lerin ortalarında başladığı UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne giren bu piramitler hakkındaki bilgileri yazımızda okuyabilirsiniz.
M.Ö. 720-300 yılları arasında inşa edilen Nubia piramitleri, Mısır’daki Aswan ile Sudan’daki Hartum arasındaki yere denk gelen Nubia bölgesindeki çöllerde Meravi Antik Kenti’nde bulunuyor. Gücünü o zamanlar tarımdan alan bu bölgede; tanrılarını, krallarını, kraliçelerini ve soylularını onurlandırmak için 250’den fazla piramit inşa ettirildiği tahmin ediliyor.
Siyahi firavunlar olarak bilinen Kuş Krallığı, günümüzden binlerce yıl önce bugünkü Sudan topraklarını idare etmiş. Kısa sürede genişlemesi ve zenginleşmesi ile bu krallık, başkentleri Nubia’da piramit inşa etmeye başlamış ve krallıkları tarihin tozlu sayfalarına karışana dek Sudan’ın çöl bölgelerine piramit inşa etmeyi sürdürmüş. Günümüze ulaşan bu tarihi yapı, işte bu krallığın eseri.
Anıtsallık bakımından Mısır’daki piramitlerden çok daha küçük olsalar da bu piramitler bölgenin kültürü hakkında önemli bilgiler verir. Nubia piramitlerinde Mısır piramitlerinde olduğu gibi ölüler mumyalanmaz. Mezar odaları da Mısır’dakinin aksine piramitlerin içerisinde değil, altında bulunur. Nubia piramitlerinde ölüyle birlikte gömülen değerli eşya ve kişisel objeler yer alırken aynı zamanda piramitlerin içinde Nubia’nın günlük yaşamı ve kralların kahramanlıklarını betimleyen duvar resimleri ve kabartmalara rastlanır.
Ancak maalesef 1800’lerin öncesinde piramitlerin içindeki değerli eşyanın bir kısmı hazine avcıları tarafından yağmalanır. 19. yüzyılda ise İtalyan kâşif Giuseppe Ferlini’nin geriye kalan eserleri Avrupa’ya taşımasıyla piramitlerin içi neredeyse boşaltılır.
Genel olarak yüksekliği 6-30 metre arasında değişen, taban genişliği de sekiz metreyi bulan Nubia piramitleri, Mısır piramitlerinin aksine daha küçük ve dik olarak, granit taşından ve dikdörtgen şeklinde inşa edilir. Aynı zamanda Nubia piramitlerinin giriş kısımları güneşin doğuşunu karşılamak için doğuya bakacak şekilde tasarlanır.
İlerleyen yıllarda iklim değişikliğinin olumsuz etkileri, kum fırtınaları ve başka birçok doğal olay piramitlere onarılamaz şekilde zarar verse de bilim insanları çölün ortasında bulunan bu piramitler hakkında günümüze ulaşan bilgiler yakalamayı başarır ve 2011’de UNESCO tarafından korunmaya alınır.
Sudan’da yaşanan iç savaşlar ve devam eden istikrarsızlık, ülkenin seyahat etmesi riskli ülkeler listesinde yıllarca kalmasına yol açarak turizm endüstrisinin gelişmesine engel olur. Doğal afetlerin de etkisiyle ne yazık ki Nubia piramitleri, günümüzde yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
1,505 okunma