RENGİYLE KOKUSUYLA KIŞ AYLARINA BAHARI TAŞIYAN MEYVE
Portakal bir kış meyvesidir ama büyümek için tropikal iklime ihtiyaç duyar, soğuk ve buzu sevmez. Ağacı çiçekler açar, bahçeleri rengârenk yapar, mis gibi kokar ve lezzetiyle bir tatlıyı aratmaz. Tam da bu haliyle soğuk günlerde sofralarımıza bahar gibi doğar. Yani “kış güneşi” diye isimlendirilmesi boşuna değildir. C vitamini deposu olarak ün yapmış meyve bizim sayfamızı da renklendirdi.
Ülkemizde, genelde turunçgiller özelde portakal deyince akıllara hemen Akdeniz Bölgesi gelir. Toplam portakal üretiminin yüzde 60’ının karşılandığı yer özellikle Çukurova civarıdır. Adana ve Hatay illeri portakal yetiştiriciliğinde başı çeker, onları Antalya, Mersin izler. Bunun dışında İzmir’de, Aydın’da, Muğla’da ve hatta Rize’de de portakal yetiştiriciliği yapılmaktadır.
İlginç olan asıl bilgi, portakalın İpek Yolu aracılığıyla Hindistan tarafından geldiği, fakat Avrupalıların Asya’daki sömürgeleştirmeleri sonrasında portakal üretiminin Portekiz’e taşındığı yönünde. Dilimize geçmiş olan portakal adı da “portugal” sözcüğünden geliyor ve bu da “Portekiz meyvesi” demek. Günümüzde ise dünyada portakal üretiminde ilk sırada Brezilya yer alıyor.
Önce çiçeklerin açıp sonra dallarından turuncu meyvelerin sarktığı portakal ağacı ortalama 50-60 yıl bazen 100 yıl kadar meyve veren bir ağaç. İlkbaharda açan yüzlerce beyaz çiçekten bazıları turuncu portakallara dönüşebiliyor. Ağacın çiçeklenmesinden sonra 6 ile 14 ay aralığındaki zaman diliminde meyve hasadı yapılabilmekte, hasat zamanı portakal ağacının çeşidine göre değişiyor.
Ülkemizde yetişen portakal çeşitlerinden bazıları şöyle: Finike portakalı Antalya-Finike’ye özgü bir çeşittir. Çekirdeksiz, tatlı ve suludur. Valensiya portakalı adını İspanya’nın Valencia şehrinden alır, tatlıdır ve daha çok portakal suyu üretimi için yetiştirilir. Kalın kabuklu Washington portakalı ise kolay soyulabilen, susuz, çekirdeksiz haliyle sofralarda en çok tercih edilen portakal çeşididir.
Portakalın içerdiği lif sayesinde bağırsakları çalıştırdığı, böbrek taşı oluşumunu engellediği de bilinmekte. Bu faydaları için özellikle posasıyla tüketilmesi gerekiyor. Portakal suyu içmek istediğinizde de posasından ayrıştırılmamış olan şeklini tercih etmeniz önerilmekte. Smoothie tariflerinde de en uyumlu, tatlandırıcı meyvelerden birinin portakal olduğu aklınızda olsun.
Bu kadar tatlı bir meyvenin tencere yemeklerinin eşlikçisi olması sizi şaşırtmasın. Özellikle portakal suyu ile yapılan kereviz yemeğini illaki denemelisiniz. Portakal suyunda yapılan zeytinyağlı pırasa, portakal suyuyla sotelenmiş tavuk yemeği de diğer önerilerimiz. Portakalın hamur işleriyle uyumuysa hepimizin malumu. Portakallı bir dilim keke veya bir kurabiyeye kim hayır diyebilir?
Portakalın en yakıştığı tariflerin başında elbette reçeller geliyor. Hem bu sayede bir kış meyvesini tüm yıl boyunca saklayabiliyorsunuz. Portakalın kendisinden veya sadece kabuğundan reçel yapılabiliyor. Eğer kabuğunu kullanacaksanız, daha uzun dayanması için kabuğu mumlama yapılarak parlatılmış ürünlerden değil organik olanlardan almayı tercih etmeli, kabukları iyice yıkamayı ihmal etmemelisiniz.
969 okunma