Yukarı
Halkbank Kültür ve Yaşam
fade
25278
post-template-default,single,single-post,postid-25278,single-format-standard,eltd-core-1.1.1,flow-ver-1.4,,eltd-smooth-page-transitions,ajax,eltd-blog-installed,page-template-blog-standard,eltd-header-standard,eltd-fixed-on-scroll,eltd-default-mobile-header,eltd-sticky-up-mobile-header,eltd-menu-item-first-level-bg-color,eltd-dropdown-default,wpb-js-composer js-comp-ver-5.4.7,vc_responsive

NAVİGASYONUN TARİHİ

Haritalar, pusulalar derken şimdi de GPS… “Küresel Konumlama Sistemi”, namıdiğer GPS, telefonlarımızdan bildiğimiz şekliyle navigasyon, bugün olmazsa olmaz teknolojik ürünlerin başında geliyor. Yörüngeye fırlattığımız uydular sayesinde en ufak noktaları bile tespit edebilen GPS teknolojisinin nimetlerinden ortalama olarak dört milyar insan faydalanıyor. Atalarımızın yıldızları takip ederek bulduğu rotalar günümüzde avucumuzun içindeki cihazlarla kolaylıkla katediliyor. Bir dizi tesadüfler sonucu geliştirilen GPS teknolojisinin tarihsel gelişimini altı maddede listeledik.

1#

1957’de Sovyetlerin uzaya fırlattığı Sputnik uydusu, tüm dünyayı derinden değiştirecek adımın ilki olur. Böylelikle basit bir uydu alıcısının uzayda da çalışabileceği ispatlanırken, uzaya uydu fırlatma döneminin de başlangıcını oluşturur.

2#

Amerikalı iki fizikçi William Guier ve George Weiffenbach, kayıt cihazıyla Sputnik uydusunu dinler. Aldıkları sinyal ile uydunun yerini tespit edebildiklerini keşfederler. Bunun üzerine Amerikalı ekibin aklına dâhiyane bir fikir gelir. Uydudan aldıkları sinyali yer değiştirerek, yerküreden uzaya sinyal gönderme fikri bugün kullandığımız GPS’nin somut adımı olur.

3#

1960’a gelindiğinde Amerikan Deniz Kuvvetleri tarafından ilk uydu navigasyon sistemi test edilir ve başarıya ulaşır. 7 sene sonra GPS sistemi için gerekli olan tüm teknolojik gereçlerin bulunduğu Timation uydusu geliştirilerek, sadece bu amaç için yörüngeye fırlatılır ve Amerika’nın bu konuda ne kadar istekli olduğu ispatlanmış olur.

4#

1960’ların ortalarında insanoğlunun uzaya gönderdiği sadece altı uydu bulunmaktadır. GPS’nin hedeften şaşma oranı 1.6 kilometredir. Bu sapmayı iyileştirmek adına araştırmalarına hız kesmeden devam eden ABD, 1973’te Navstar adını verdikleri gizli bir proje geliştirir. 7/24 kesintisiz konum bilgisi almak için 24 uyduya gereksinim olduğunu hesaplayan ABD ordusu, bu uyduların günde iki kez dünya etrafında dönerek kesintisiz sinyal göndermesi gerektiği sonucuna varır.

5#

Son derece hassas olan atomik saatlerin yolladığı sinyal ile dünyaya ışık hızıyla konum bilgisi gönderecek olan bu uydular; mekân ve zaman bilgisini hassas bir şekilde ölçümleyerek kesin sonuçlar verebilecek hâle getirilir. Dünyadaki GPS alıcısı en az dört mevcut uydudan sinyalleri alıp tam yeri belirlemek için uydular arasındaki mesafeleri belirleyecek ve havada, karada ya da denizde seyir ve tespit avantajı sağlayacaktır. Bu amaçla 1978’de ilk Navstar uydusu yörüngeye fırlatılır.

6#

24. uydunun 1994’te fırlatılmasıyla en yüksek kalitedeki sinyaller ile yer tespit etme teknolojileri Amerikan ordusunun üstün avantajlarla donatılmasını sağlar. Ancak GPS’nin halkın kullanımına sunulması 2000’li yılların başında olur. Günümüzde ABD’de satılan hemen hemen tüm araçlarda navigasyon sistemi entegre edilerek satışa sunulur. Amerikan ekonomisine 1.4 milyar dolar katkısı olan GPS sistemleri sayesinde bilmediğimiz uzak diyarlara yolculuk etmek bile kolay hâle gelmiştir.

 3,707 okunma

Derya Ülkar