MARMARA BÖLGESİ’NİN KOLAYCA ULAŞABİLECEĞİNİZ LEZZETLERİ
Dünyanın en önemli metropollerinden İstanbul’u da içine alan Marmara Bölgesi mutfağı, hem şehirlerin özgün tatlarını hem de tabiri caizse 72 milletin mutfak kültürünü içinde barındıran oldukça renkli bir yapıya sahip. Bu mutfağa Çerkezlerden Arnavutlara farklı yöresel yemekler de girmiş ve bölgenin kuşaktan kuşağa aktarılan geleneksel tarifleriyle bütünleşmiştir. Aşağıdaki listede ise daha çok, Marmara’ya geldiğiniz vakit hemen her yerde rahatlıkla bulabileceğiniz lezzetleri göreceksiniz.
Marmara Bölgesi’nin neresine giderseniz gidin damak zevkinizi yükseltecek bir köfte çeşidiyle karşılaşmanız mümkün. Yanında kırmızıbiber salçasıyla servis edilen Tekirdağ köfte, Edirne-Keşan’da öne çıkan satır köfte, artık markalaşmış Bursa-İnegöl köfte, İstanbul’la anılan erikli köfte, Hasanpaşa hatta balık köftesi bu çeşitlerden en ünlüleri.
Ana malzemesi döner olan ama üstüne dökülen tereyağ ve domates sosu, altına serilmiş pide parçaları ve yanında servis edilen yoğurt ile bambaşka bir lezzete dönüşen tat İskender’dir. Bursa’dan tüm ülkeye yayılan yemek adını, mucidi olan Bursalı İskender Efendi’den alır. Hemen belirtmemiz gerekir ki döner kebap ile İskender arasında özellikle et cinsi açısından fark bulunur. Döner genellikle kuzu ve dana etinden, Bursa İskender ise yöredeki kekik otlarıyla beslenen koç etinden yapılır.
Marmara Bölgesi’nin alametifarikalarından biri de ciğer yemekleridir. Arnavut ciğerine İstanbul mutfaklarında sıkça rastlanırken Edirne’de tava ciğeri öne çıkar. Edirne tava ciğeri, şiş kebap ya da Arnavut ciğeri gibi küp küp değil yaprak biçimde dilimlenerek yapılır. Arnavut ciğeri genellikle toz biberli kuru soğan dilimleri ile tava ciğeri ise kurutulmuş Karaağaç biberiyle servis edilir.
Marmara Bölgesi mutfağının gediklisi en çok da deniz ürünleridir, ne de olsa adı Boğaz ve denizlerle anılan bir yer burası. İster salaş bir mekânda ister lüks bir restoranda, İstanbul Boğazı’na karşı balık yemenin keyfi romanlara satır, şiirlere dize haline çoktan gelmiş bile… Sadece İstanbul değil, Çanakkale de balık sofralarının keyfini sürebileceğiniz en güzel şehirlerimizdendir. Tavası, buğulaması ya da ızgarasından hangisini yiyeceğiniz ise artık size kalmış. 🙂
Marmara aynı zamanda ne tatlısı yiyeceğiz diye düşünmenize de gerek kalmayacak bir bölge. Bursa’ya giderseniz irmikle yapılan Kemalpaşa tatlısı, Kocaeli’ye giderseniz tel tel dökülen pişmaniye karşılar sizi. İstanbul’a giderseniz profiterolden sütlaca hem göze hem damaklara hitap eden tatlılarla buluşabilirsiniz. Ama Trakya’ya geçtiğinizde mutlaka tatmanız gereken tatlı sıcak sıcak tüketilmesi gereken peynir helvasıdır.
Marmara Bölgesi’ne ait son lezzet de hafif bir tatlı olsun dedik. Ve o tatlı Bursa’nın adıyla bütünleşen kestane tatlısı, ya da daha bilinen adıyla kestane şekeri… İlk olarak Fransa Kralı 14. Louis’nin saray mutfağında görülen bu tatlıyı evlerinizde yapmanız da oldukça kolay ama ne var ki mevsiminde yetişen kestaneyi bulmak için özellikle kış aylarını beklemeniz gerekiyor.
3,579 okunma