Yukarı
Halkbank Kültür ve Yaşam
fade
29919
post-template-default,single,single-post,postid-29919,single-format-standard,eltd-core-1.1.1,flow-ver-1.4,,eltd-smooth-page-transitions,ajax,eltd-blog-installed,page-template-blog-standard,eltd-header-standard,eltd-fixed-on-scroll,eltd-default-mobile-header,eltd-sticky-up-mobile-header,eltd-menu-item-first-level-bg-color,eltd-dropdown-default,wpb-js-composer js-comp-ver-5.4.7,vc_responsive

İLK TÜRK KADIN RESAMLARIMIZDAN MİHRİ MÜŞFİK HANIM

Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın ressamlarından Mihri Müşfik Hanım, ülkemizde kadın sanatçıların yetişmesine katkıda bulunmuş, İstanbul Kız Lisesinde resim öğretmenliği yapmış ve çağdaş Türk kadınlarının sanatta ve toplumda yer bulabilmeleri için öncü bir rol üstlenerek sonraki nesillerde sanatçılara ilham vermiştir. Genellikle portre çalışmalarıyla tanınan Mihri Müşfik Hanım, 1922 yılında Mustafa Kemal Atatürk’e olan saygısını göstermek amacıyla üç metrelik bir portresini yaparak ona hediye etmiştir. Mihri Müşfik Hanım’ın hayatı ve eserleri hakkında daha fazla bilgiye yazımızda ulaşabilirsiniz.

1#

Mihri Müşfik Hanım, ülkemizde ilk tıp eğitimi veren İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinin ünlü hocalarından Dr. Mehmet Rasim’in kızı olarak 1886 yılında dünyaya geldi. Sanata olan ilgisi ve yeteneği, henüz küçük yaşlarda fark edilen Mihri Hanım, 10’lu yaşlarından itibaren resimle ilgilenmeye başladı. Genç yaşta yaptığı resimlerini Sultan II. Abdülhamit’e sunma fırsatı buldu. Sultan, onun yeteneğinden o kadar etkilendi ki, sarayın baş ressamı olan İtalyan sanatçı Fausto Zonaro’dan özel resim dersleri almasını sağladı. Sarayda aldığı bu özel eğitim sayesinde, Batı tarzı resim tekniklerini öğrenen Mihri Hanım, kısa zamanda portre çalışmalarında ustalaşarak dikkat çekici bir kariyere adım attı.

2#

İlerleyen yıllarda sanata olan tutkusundan dolayı bu alandaki eğitim hayatına devam ettirmek isteyen Mihri Müşfik Hanım, dönemin zorluklarıyla karşılaşır. Çünkü, o dönemde Türkiye’de güzel sanatlar eğitimi veren tek okul olan Sanayi-i Nefise Mektebi (günümüzün Güzel Sanatlar Akademisi), kız öğrenci kabul etmemektedir. Bu engeli aşmaya kararlı olan Mihri Hanım, 1903 yılında 17 yaşında tek başına İstanbul’dan ayrılarak önce Roma’ya, ardından Paris’e gider. 1905-1911 yılları arasında Paris’te portre ressamı olarak çalışır ve sanatıyla geçimini sağlar. Bu dönemde, Paris’in sanat çevrelerinde kendini kanıtlayarak önemli portre eserlerine imza atar.

3#

Fransa’da geçirdiği yılların ardından, Türkiye’de güzel sanatlar eğitimi alanında görev almak üzere yurda döner. Ülkemizde sanat eğitimi veren kurumların açılmasına öncülük eder ve bu kurumlarda dersler verir. 1914’te, I. Dünya Savaşı sırasında İstanbul’da kız öğrencilerin de eğitim görebildiği Güzel Sanatlar Okulunun (İnas Sanayi-i Nefise Mektebi) kurulmasına önayak olur ve burada yönetici ve öğretmen olarak görev yapar. Mihri Hanım, öğrencilerine ilk kez İstanbul sokaklarında resim yapma fırsatı sunar ve kadın sanatçıların toplu sergi açmalarına destek olur. Bu sayede Nazlı Ecevit, Güzin Duran, Belkıs Mustafa, Fahrelnissa Zeid gibi önemli sanatçıların yetişmesine katkı sağlar.

4#

Mihri Müşfik Hanım, klasik portre ressamlığı geleneğini modern tekniklerle harmanlayarak eserlerinde dikkat çekici bir stil geliştirmiştir. Özellikle detaylı ve gerçekçi portre çalışmalarıyla tanınan sanatçı, Osmanlı sultanları, devlet adamları ve dönemin ünlü isimlerinin portrelerini resmetmiştir. Mihri Hanım, Mustafa Kemal Atatürk’ün de bir portresini yapmıştır. Mareşal üniformasıyla resmedilen bu eser, üç metre boyundadır ve Atatürk’e duyduğu saygının bir ifadesi olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminde Roma’da yapmış ve Ankara’ya hediye olarak yollamıştır. Ne yazık ki bugün bu portrenin nerede olduğu tam olarak bilinmemektedir.

5#

1928 yılında ABD’ye giderek New York’a yerleşen Mihri Müşfik Hanım, burada da sanat çalışmalarına devam etmiş ve çeşitli sergiler açmıştır. ABD Başkanı Franklin Delano Roosevelt ve ünlü mucit Thomas Edison gibi dönemin önemli isimlerinin portrelerini çizerek uluslararası alanda da adından söz ettirmiştir. Ne yazık ki eserlerinin çoğu kaybolmuş olsa da Türkiye’de 32, İtalya’da 36, Fransa’da 23 ve Amerika’da 60’tan fazla eseri kayıt altına alınmıştır. Yaklaşık 150 eserlik bir portföyü günümüze ulaşmıştır. 1954 yılında vefat eden Mihri Müşfik Hanım’ın “Çingene” adlı tablosu, Fransa’nın en prestijli sanat müzelerinden biri olan Louvre’da sergilenmekte ve sanat dünyasında önemli bir yer tutmaktadır.

6#

Mihri Müşfik Hanım, 1954 yılında New York’ta hayata veda etmiştir. Cumhuriyet tarihinin ilk kadın ressamlarından biri olarak, eserleri ve ülkemize yaptığı hizmetlerle sanat dünyasına büyük bir miras bırakmıştır. Mihri Hanım’ın öncü çalışmaları, kadınların sanat dünyasında kendilerine yer bulmalarını ve kabul görmelerini sağlamada önemli bir rol oynamıştır.

 1,034 okunma

Derya Ülkar