DÜNYAMIZI GELİŞTİREN BÜYÜK BİLİM İNSANLARI
“İnsanlığın, kendine yaşam sunan gezegeni sesiyle titreteceği, zekâsı ve gücüyle bu dünyanın sınırlarının ötesine geçeceği günler uzak değildir.” Büyük mucit Tesla’nın ilham veren bu cümlesini arkamıza alarak, kimi 2 bin yıl önce yaşamış kimi hayata geçen yüzyıl veda etmiş ama istisnasız hepsi insanlığın gelişimine hizmet etmiş bilim insanlarından 8 portreyi karşınıza getiriyoruz.
İtalya doğumlu Arşimet, Antik dünyanın ilk bilim insanlarından biri olarak kabul edilir. En bilinen hikâyesi ise banyo yaparken suyun kaldırma kuvvetini fark ettiğinde “euraka” yani “buldum” diye haykırarak hamamdan dışarı fırlayışıdır. Mekanik, geometri, matematik, hidrostatik alanında buluşlar gerçekleştiren Arşimet’in mekanik alanındaki denge çalışmasına istinaden söylediği “Bana bir dayanak noktası verin Dünya’yı yerinden oynatayım.” sözü hala sık sık alıntılanmaktadır.
Arşimet bile “Geometrinin Babası” olarak tanımlanan İskenderiye doğumlu Öklid’in kurduğu matematik okulundan yetişmişti. Büyük matematikçi Öklid, bu alanla ilgilenen herkesin yüzyıllar boyunca odak noktası oldu. Kaleme aldığı 13 ciltlik Elementler isimli eseri tam 2 bin yıl boyunca dünyada kaynak kitap olarak ilgi gördü. “Gençliğinde bu kitabın büyüsüne kapılmamış bir kimse, kuramsal bilimde önemli bir atılım yapabileceği hayaline kapılmasın” diyen kişi ise Einstein’dan başkası değildi.
1473-1543 yılları arasında yaşayan Kopernik astronomi alanında bir devrime imza atmış bilim insanıdır. “De Revolutionibus Orbium Coelestium”, Türkçesiyle “Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine” isimli kitabında, göksel kürelerin Dünya’nın değil Güneş’in etrafında döndüğünü ve ayrıca Dünya’nın kendi ekseni ile Güneş çevresinde döndüğünü anlatmış yani Güneş Sistemi’nin tarifini yapmıştı. Ve dünya ondan sonra asla eskisi gibi olmamıştı.
Kopernik’ten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı dedik ama elbette bu bir süreç içinde gerçekleşmişti. Kopernik’in güneşmerkezci teorisinin hala tartışıldığı dönemin İtalya’sında Galileo bu görüşü kendi çalışmalarıyla desteklemiş ve bu nedenle Roma Engizisyonu’yla ters düşerek ömür boyu ev hapsine mahkûm edilmişti. Galileo Galilei için, Rönesans dönemindeki modern fiziğin babası ya da gözlemsel astronominin babası gibi tanımlamalar kullanılır.
Galileo ile aynı dönemde yaşayan ve karşılıklı destek içinde olan Alman bilim insanı Kepler de Kopernik’in kuramını onaylayan ve geliştiren Kepler Yasaları’nı ortaya koymuş, Güneş Sistemi’ndeki gezegenlerin hareketleri hakkında önemli buluşlar elde etmiş bir isimdi. Günümüzde adının verildiği o kadar çok yer ve olgu var ki (Mars ve Ay’daki bir kraterden Yeni Zelanda’daki sıra dağlara, NASA’nın gerçekleştirdiği projelerden Alman besteci Paul Hindemith’ın yaptığı bir senfoni bestesine kadar) hepsini buraya sığdırmak mümkün değil.
1643-1727 yılları arasında yaşayan Isaac Newton kütle çekimini ve hareketin üç kanununu ortaya koyduğu çalışması ile büyük bilim insanları arasına girmiş İngiliz fizikçi ve matematikçidir. Kepler’in gezegenlerin hareketlerini matematiksel olarak açıklayan çalışmalarından yola çıkarak, aynı gezegenlerin neden yörüngede kaldıklarına dair matematiksel açıklamalar getirmiştir. Mekanikten matematiğe farklı alanlarda birçok katkı sunan Newton tüm zamanların en iyi fizikçileri arasında gösterilmektedir.
Fransız mikrobiyolog ve kimyager Louis Pasteur ise geliştirdiği kuduz aşısı ile adını bilim tarihine yazdırmış kişidir. Hayvanlardan insanlara geçen kuduz hastalığı için bir aşı geliştiren Pasteur, ilk kez bu aşıyı 6 Temmuz 1885 tarihinde bir köpek tarafından ısırılan 9 yaşındaki Joseph Meister üzerinde denemiştir. Çocuğun iyileşmesi o dönem bu hastalıktan muzdarip dünya için büyük bir haber olmuş, Pasteur adeta bir kahraman ilan edilmiştir.
Yakın dönem bilim insanlarından Nicola Tesla ise dünyamızı aydınlatan kişilerden biri olarak adını tarihe yazdırmıştır. Kablosuz iletişimin, uzay teknolojisinin ve aklınıza gelen birçok iletişim sisteminin temelini atan mucit, insanlık tarihinde çığır açan buluşlarını maddi imkânsızlıklar içinde gerçekleştirmiştir. Tesla’nın araştırmalar ve icatlar içinde geçen yalnız yaşamı ve Edison’la yaşadığı sıkı rekabet filmlere bile konu edilmiştir.
2,085 okunma