Yukarı
Halkbank Kültür ve Yaşam
fade
17385
post-template-default,single,single-post,postid-17385,single-format-standard,eltd-core-1.1.1,flow-ver-1.4,,eltd-smooth-page-transitions,ajax,eltd-blog-installed,page-template-blog-standard,eltd-header-standard,eltd-fixed-on-scroll,eltd-default-mobile-header,eltd-sticky-up-mobile-header,eltd-menu-item-first-level-bg-color,eltd-dropdown-default,wpb-js-composer js-comp-ver-5.4.7,vc_responsive

Depremden Korunmak İçin Neler Yapabiliriz?

Bir doğa olayı olan depremin kendimiz ve çevremiz için afete dönüşmemesi için kademeli olarak yapabileceklerimiz bulunuyor. Bunlardan bazıları evlerimizde hatta bilincimizde basit önlemler almayı gerektirirken bazıları da özenle üstüne düşmeyi ve uzmanlarla birlikte hareket etmeyi gerektiriyor. Biz hem deprem öncesi, hem de deprem anı ve sonrasında yapabileceklerimizden birkaçını sıraladık. Unutmayalım ki bu konuda önceden hazırlıklı olmak, hayat kurtarır.

Yaşadığınız binanın dayanıklılığı hakkında uzman görüşü önemli.

Yaşadığınız mekân depreme ne kadar dayanıklı? Bu soruyu ciddiyetle sorup cevabı mutlaka uzmanlara yaptıracağınız testler ile elde etmelisiniz. Ölçüm sonuçlarında gerekli görüldüğü takdirde hane-apartman sakinlerini bilgilendirmeli ve binanın dayanıklılığını artıracak mühendislik çalışmaları için vakit kaybetmeden harekete geçmelisiniz.

Evinizdeki eşyalar sarsıntı sırasında risk teşkil etmesin!

Oturduğunuz ev kadar o evin içindeki mobilyaların konumu da önemli! Sarsıntı sırasında devrilerek tehlike oluşturabilecek ya da içinden düşen eşyalar nedeniyle güvenliğinizi tehlikeye atabilecek detayları bir kere daha gözden geçirin. Duvara sabitlenmesi gereken eşyaların, kilit altında tutulması gereken dolapların, deprem anında hareket etmenizi engelleyecek mobilyaların önlemini almayı ihmal etmeyin.

Deprem çantasında olması gerekenler…
deprem

Birkaç gün yetebilecek oranda su, konserve ya da bisküvi gibi bozulmayan yiyecekler, el feneri ve yedek pilleri, ilk yardım çantası, kullandığınız ilaçlar, battaniye, uyku tulumu ve çadır, mevsime göre değiştirebileceğiniz birkaç adet temel giysi, ulaşmak isteyebileceğiniz numaraların kayıtlı olduğu bir defter, kalem, dezenfeksiyon için ıslak mendil, kâğıt havlu ve poşet, çok amaçlı çakı. Depremle karşılaşmadan önce hazır bulundurulması gereken bu çantanın vazgeçilmez olduğunu unutmayın.

Deprem anı, sakin kalarak bilgilerimizi uygulamaya koyma zamanıdır!

Depremle karşılaşıldığında panik yapmamak, çalabilecek siren ya da alarm seslerine karşı sakin kalarak hareket etmek hayati bir önem taşımakta. Sarsıntı hissedilmeye başlandığı an önceden belirlenen en korunaklı yere geçmek ilk adım olmalıdır. Koltuk ve çekyat gibi eşyaların yanına, etrafı sandalyelerle desteklenmiş masa altına oturarak dizlerinizi göğsünüze çekmeli, bir elinizle başınızı koruyup diğer elinizle tutunmalısınız. Bu pozisyonun adı “Yaşam Üçgeni”dir.

Deprem anında uzak durulması gereken alanlar aklımızda olsun.

İçeride veya dışarıda cam kenarları, çökme riskine karşı balkonlar ve merdivenler uzak durulması gereken yerlerin başında geliyor. Kolon, kiriş altı, kapı eşiği ve ezilmeye çok yatkın olduğundan beyaz eşyaların yanında da saklanılmaması gerekmekte. Fayansların yoğun olduğu yerlerden uzak durulması gerektiği de uzmanlar tarafından sıkça ifade ediliyor.

Depremin hemen ardından yapabileceklerimiz neler?

Sarsıntının bittiğinden emin olduktan hemen sonra hızlıca ve yine sakinlikle elektrik, doğalgaz ve su tesisatını kapatmalı, önceden hazırladığınız deprem çantasını yanınıza alarak binadan uzaklaşmalısınız. Deprem sonrasında da elektrik kesintisi ve mahsur kalma tehlikesine karşılık kesinlikle asansörü kullanmamanız gerektiğini unutmayın.

Artçı depremlere karşı da hazırlıklı olmalı, önlemlerimizi tekrar güncellemeliyiz.

Yaşadığınız bina hasar almışsa veyahut da hasar almasa bile risk teşkil ettiğini biliyorsanız artçı depremler kesilene kadar dışarıda kalmalı, başka bir mekânda konaklamayı tercih etmelisiniz. Bu doğa olayının her aşamasında sakin kalmanın önemini kavramalı ve hep birlikte panik havası yaratabilecek söylentilere değil bilim insanlarının açıklamalarına kulak vermeliyiz.

 1,960 okunma

akin aksoy