BAŞKENTLER SERİSİ: CAPE TOWN
Güney Afrika’nın en eski şehri olan Cape Town, ülkenin üç başkentinden bir tanesi… Afrika Kıtası’nın güney ucundaki bu uzak ülkenin yürütme başkenti Pretoria, yasama başkenti Cape Town, yargı başkenti ise Bloemfontein şehridir. Çok kültürlü bir şehir olan Cape Town, aynı zamanda ülkenin en turistik şehri olma özelliğine de sahip. Doğal güzellikleri, hüzünlü tarihi ve farklı kültürleri kucaklamasıyla ünlü başkentin gözde mekânlarını listeledik.
Afrika penguenlerinin doğal yaşam alanı olan Boulders Plajı, okyanus kıyısında 540 milyon yıllık granit kayalar ile çevrili, beyaz kumsallarıyla ün yapmış doğa harikası bir alanda. 1982’de Afrika pengueni kolonilerinin bu alana yerleşmesi ile ünü iyice artan plajın gördüğü yoğun ilgi, bu bölgede yaşayan Afrika penguenlerinin neslinin tükenmesi tehlikesine yol açmış ve penguenler özel koruma altına alınmıştır.
Cape Town’un sembolik yerlerinin başında gelen Masa Dağı, eşsiz manzarası ve zorlu yürüyüş parkuruyla ünlü… Masa Dağı’nın eteklerinde konumlanmış şehri tepeden görmek isteyenlerin ziyaret ettiği zirveye teleferikle de ulaşmak mümkün. 360 derece dönen teleferikle Cape Town’un etkileyici manzarasının fotoğrafını çekmek isteyenlerin uğrak noktası Masa Dağı oluyor.
89 hektarlık bahçesiyle Masa Dağı’nda bulunan Kirstenbosch, ziyaretçilerine her mevsim farklı bir manzara sunuyor. Ulusal Park’ta çok nadir bulunan türünün son örneği endemik türler başta olmak üzere yedi binden fazla bitki çeşidi bulunuyor.
UNESCO Dünya Miraslar Listesi’nde bulunan Ümit Burnu, Cape Yarımadası’nın güneyindeki en uç noktada yer alıyor. 250 kuş türüne ve zengin bitki örtüsüne sahip alanda bulunan deniz feneri, fotoğraf çekmek isteyenlerin tercihi oluyor. Atlantik ve Hint Okyanusu’nun sularının karıştığı burunda yer alan Ümit Burnu Kalesi, 1666 yılında inşa edilmiş. Kalede bulunan Iziko Müzesinde Afrika kültürüne ait birçok sanat eseri bulunuyor.
Two Oceans Aquarium, Victoria & Alfred Waterfront isimli liman semtinde bulunuyor ve tüm gün çeşitli aktivitelerle ziyaretçilerine keyifli dakikalar yaşatıyor. 1995’te açılan akvaryum; geniş görüş açısına sahip cam duvarlarıyla su altı dünyasına ait canlıları yakından görmenizi sağlıyor. Ziyaretçiler akvaryumda; Atlas Okyanusu galerisi, Holcim Aktivite Merkezi, Cape Fur Fok Sergisi, Hint Okyanusu Galerisi, Deniz Yosunu Orman Sergisi, Sappi Nehri Menderes Sergisi, I&J Yırtıcı Sergi olmak üzere 7 salonu gezebiliyor.
Ülkenin en gözde mekânlarından biri olan Bo-Kaap Mahallesi, renkli evleri ve Arnavut taşlı kaldırımlarıyla ünlü… Pastel renkli evlerin âdeta bir resim tablosuna benzediği mahallenin acıklı bir hikâyesi var. 18. yüzyılda Avrupa’ya götürülen kölelere kalacak yer sağlamak için küçük kiralık evler inşa ettiren Hollandalı Jan de Waal, bu mahallenin temelini atmış. Ancak kiralama için bir şartı olmuş, o da bu minik evlerin beyaz renge boyanmasıymış. 1834’te köleliğin kaldırılmasıyla özgürlüklerinin bir ifadesi olarak evleri rengârenk boyayan sürgündeki Afrikalılar bu muhteşem mahalleyi ikonik bir yer hâline dönüştürmüş. Müzeye çevrilen Bo-Kaap’taki en eski binada eski yerleşimcilerin kültürüne ve tarihine ışık tutan eserler sergilenmektedir.
3,743 okunma