AKDENİZ’İN AKŞAMLARI GİBİ YEMEKLERİ DE BİR BAŞKA
Dedelerimizin taşı toprağı altın dediği yurdumuzun mutfağında da durum farklı değil. Hangi bölgeye elinizi, hangi şehre adımınızı atsanız kadim tarifler, damak çatlatan lezzetler, hayret uyandıracak bir çeşitlilikle karşılaşıyorsunuz. Kültür ve Yaşam olarak bölgelerde öne çıkan yemekleri karşınıza getirmeye devam ediyoruz ve şimdi sıra Akdeniz Bölgemizde…
Aslında piyaz sadece Akdeniz’in değil genel olarak Türk mutfağının yan lezzetlerinden biridir fakat en çok tüketen illerimiz güneydedir. Akşamdan ıslayıp haşladığınız kuru fasulyeye domates, kuru soğan, maydanoz, haşlanmış yumurta, sirke, limon ve zeytinyağı eklediğinizde enfes piyaz salatasını elde edersiniz. Ama bilmelisiniz ki Antalya usulü yapmak istediğinizde işin içine mutlaka tahin de girmelidir.
Yılın ancak belli dönemlerinde yapılabilen kabak çiçeği dolması yapım aşamasında zarif dokunuşlar ister. Önce yaprağı yırtmadan içindeki sarı çiçekleri çıkartmanız, sap kısmındaki yeşillikleri kopartmanız gerekir. Sonra da yapacağınız ölçüye göre pirinci çeşitli baharatlarla harmanlayarak iç harcı hazırlamalısınız. Püf noktası ise pişerken yırtılmaması için kabak çiçeklerini ağzına kadar doldurmamaktır.
Ülkemizde özellikle Hatay-Antakya ile Mersin-Tarsus arasında tatlı bir çekişme yaşatan humus, Ortadoğu’dan çıkıp Anadolu vasıtasıyla dünyaya yayılmış ve epey de rağbet gören bir tattır. Haşlanmış nohutun püre haline gelene kadar ezilmesi ve tahin, limon suyu, sarımsak başta olmak üzere tercihe göre kimyon, dereotu, nane eklenmesiyle elde edilir.
İçli köfte demek büyük zahmetlerle sofraya getirilen nefis bir tat demektir ve Güneydoğu başta olmak üzere yurdumuzun farklı yerlerinde de yapılagelir. Antakya’da yapılan oruk da bir içli köfte çeşididir ve en belirgin farkı hamuruna kıyma değil dövülmüş et katılmasıdır. Ayrıca mekik şeklinde oruklar yapılabildiği gibi aynı malzemeler tepsiye tek parça halinde yayılarak tepsi oruğu da yapılabilir.
Sac başında tantuni beklemenin keyfi tıpkı kebap siparişini ocak başında beklemeye benzer. Küçük küçük doğranmış dana etinin sacda ara sıra dökülen et suyu eşliğinde çevrilmesi tok insanın iştahını saniyeler içinde kabartır. Mersin şehrimizle özdeşleşen tantuni özellikle pamuk yağı ile yapılır ve maydanoz, kuru soğan, toz kırmızıbiberden oluşan garnitür eşliğinde lavaşa sarılarak tüketilir.
Türkiye’de kebap denince akla gelen iki isimden biri elbette Adana kebaptır. Kuzu etinin zırh diye de bilinen bıçaklarla elde kıyılması bu lezzetin alametifarikasıdır. Tabii bölge özelliklerini taşıyan geleneksel tekniklerle yapılmış bir Adana kebap yemek istediğinizde gideceğiniz adres Adana olmalıdır.
Akdeniz demek, baştan sonra turunçgillerin de anavatanı demektir. Bu bölge portakalın, mandalinanın, limonun, bergamotun rengiyle karış karış, kokusuyla buram buram ortalığı kapladığı yerdir. Bu güzellikleri mevsimi dışında tüketmenin en iyi yollarından birinin reçellerini yaparak muhafaza etmek olduğunu da en iyi Akdenizliler bilir.
Son lezzetimiz de Akdeniz şehirlerinden Kahramanmaraş’tan gelsin. Maraş dediğimizde karşı taraftan düşünmeden gelecek yiyecek adı elbette dondurma olacaktır. Tadı ve kıvamıyla dillere destan olan Maraş dondurmanın özelliği keçi sütünden ve Ahır Dağı’nda yetişen saleplerden yapılmasıdır. Kahramanmaraş dövme dondurma da denilen vitamin dolu lezzetin yurt dışına ihracatı da yapılmaktadır.
1,551 okunma