Zamanda Yolculuğun Tahmin Edilemez Sonuçları ve 9 Madde İle Kelebek Etkisi
Bilim tarihi uzaktan bakıldığında sayfa sayfa yazılar, dağ gibi kitaplar, anlaşılması zor formüllerden ibaret gibi görünüyor olsa da aslında birçok ilginç gelişmeye de sahne oluyor. Yeni bir buluş, yeni bir teori o ana dek kesin doğru olarak kabul edilmiş her şeyi değiştirip çağa yeni bir yön verebiliyor. İşte bu listemizde 21. yüzyıla ait bir bilimsel teoriyi, Hollywood filmlerine dahi ilham verebilecek kadar ilginç bir sistemi, Kelebek Etkisi’ni mercek altına alıyoruz.
Aslında Kelebek Etkisi’nin bilim dünyasını heyecanlandırması çok daha önceye dayansa da, bu ilginç teori hayatımıza 2004 tarihli, gişelerde büyük başarı yakalayan bir Hollywood yapımıyla girdi. Filmde ünlü oyuncu Ashton Kutcher’ın canlandırdığı Evan karakteri zamanda garip sonuçları olan yolculuklar yapıyordu.
Evan babasından gelen bir yetenek sayesinde zamanda hareket edebiliyordu ve sinema tarihinin zaman yolculuğu yapan tüm karakterleri gibi geçmişe gittiğinde bazı detaylara müdahale ederek hayatındaki olumsuzlukları değiştirmek istedi. Ama zaman yolculuğu sırasında yapılan değişiklikler, tüm filmlerde olduğu gibi bu filmde de iyi sonuçlar vermeyecekti.
Evan geçmişindeki ayrıntıları değiştirdikçe tahmin edilemez sonuçlara sebep olduğunu ve yaptığı değişikliklerin istediği gibi sonuç vermediğini, hayat üzerindeki kontrolünü kaybettiğini görecekti. Kelebek Etkisi’nin gazabına uğrayan Evan yalnız değildi, Çağdaş Avrupa Sineması’nın ünlü karakterlerinden Lola da benzer bir kaderin kurbanı olmuştu.
1998 tarihli Koş Lola Koş filminde esas kız Lola ters giden ve her seferinde farklı olumsuz sonuçlara sebep olan olaylar zincirini değiştirmeye çalışır ama Kelebek Etkisi yüzünden istediği sonuca ulaşması imkansız olacaktır. Her denemesinde başını daha da büyük belalara sokar, bir seferinde tutuklanır, bir diğer denemesinde sevgilisi hayatını kaybeder.
Sinemanın bu şanssız karakterlerinin başına gelen tam olarak Edward N. Lorenz’in 20. yüzyılın en önemli teorilerinden biri olarak kabul edilen Kaos Teorisi’ne dayanan, Kelebek Etkisi’dir. Amerikalı bir matematikçi ve iklim bilimci olan Lorenz bir gün bilgisayarında bir hesaplama yaparken, 0,506127 sayısını 0,506’ya yuvarlar ve sinema dünyasından karakterlerimiz Evan ve Lola gibi o da buna pişman olur.
Bu ufacık müdahale, Lorenz’in bütün hesaplamalarında büyük değişikliklere sebep olmuştur. Şaşkına dönen Lorenz bu konudaki araştırmalarına devam eder ve bilim dünyasına Kelebek Etkisi önermesini armağan eder. O zamana dek, bilimin sayesinde her türlü olasılığın hesaplanabileceği ve değişkenlerin hesaplanması sayesinde olayların öngörülebileceği kabul ediliyordu.
Ama Lorenz bize her şeyin önceden belirlenemeyeceğini gösterecekti ve bunu tüm dünyada meşhur olan “Amazon Ormanları’ndaki bir kelebeğin kanat çırpması, Amerika’da fırtına kopmasına sebep olabilir.” cümlesiyle açıklayacaktı. Lorenz Kelebek Etkisi’ni Kaos Teorisi’ne dayandırıyordu, yani her şeyin düzensiz olduğunu, bu düzensizlik yüzünden olayların önceden bilinemeyeceğini söylüyordu.
Lorenz’in ve sinema tarihinin bizlere öğrettiği üzere, çok ufak bir ayrıntıyı değiştirmek büyük sonuçlara sebep olabilir. Vereceğiniz en ufak bir karar, birbiri ardına devrilen domino taşları gibi engelleyemeyeceğiniz sonuçlara yol açabilir. Kafanızı kaldırdığınızda havada uçan bir yaprak görürseniz, onu oraya hangi rüzgârların, hangi hava olaylarının taşıdığını tam olarak bilemezsiniz.
Siz siz olun ufak ayrıntıların önemini küçümsemeyin ve eğer bir gün zaman yolculuğu yapma şansına sahip olursanız, Kelebek Etkisi’nin kahramanı Evan’ı ve şanssız Lola’yı hatırlayın, hiçbir şeyi değiştirmeye çalışmayın.
2,373 okunma