İhtişamıyla İstanbul’un Gerdanını Süsleyen 10 Yalı
İstanbul, dillere destan güzelliğinin önemli bir kısmını Avrupa ile Asya kıtalarını ayıran İstanbul Boğazı’na borçludur. Boğaz’ın iki yanında yer alan yalılar şehrin birçok dönemine şahitlik etmiş, birçok hikâyenin kahramanı olmuştur. Bu yalıların her biri farklı mimari özellikler taşır ve dönemlerinin karakterini yansıtır, onları izlemek sizi zamanda yolculuğa çıkarır, İstanbul’un masalsı geçmişine götürür. İstanbul’a başka bir gözle bakmak, şehir hakkında bilinmeyen hikâyeler öğrenmek için buyurun ihtişamıyla İstanbul’un gerdanını süsleyen 10 yalı listemize…
İstanbul’un en ihtişamlı yalılarından biri olarak kabul edilen Emine Valide Paşa Yalısı 76 metre uzunluğundaki rıhtımıyla göz doldurur. Osmanlı Dönemi’nden günümüze kalan en dikkat çekici mimarilerinden biri olan yalı bugün Mısır Konsolosluğu olarak kullanılmaktadır.
1900’lü yılların başında yapımına başlanan yalı, 2000 yılında tamamlanır. Uzun süre tamamlanamadığı ve boş kaldığı için, zamanla perili köşk olarak anılmaya başlar. Yusuf Ziya Paşa bu yalıyı güzeller güzeli eşi için yaptırmıştır bazı söylentilere göre, yalının içinde “peri kadar güzel bir kız” yaşadığı için yapının adı perili köşke çıkmıştır.
Yalıya adını veren Sultan I. Abdülhamid’in kızı, Esma Sultan’dır. Geleneksel yalı mimarisinden farklı bir tarzda 2 katlı olarak ve 2226 m² alan içine inşa edilmiştir. Dışı kargır ismini verdiğimiz özel bir tuğla, içi de bağdadi ahşaptır. 2001 yılında restore edilen Esma Sultan Yalısı hala tüm ihtişamıyla sosyal toplantılar ve sanat etkinlerine ev sahipliği yapmaya devam eder.
Sahil uzunluğu 64 metre olan Kıbrıslı Yalısı alt katta on beş, üst katta altı olmak üzere toplam 21 odaya sahiptir. Tavanlarının tamamı alçıdan olan yalının duvarlarında sahibi Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa’nın da bir yağlı boya tablosu dahil olmak üzere çok sayıda eser bulunmaktadır. Ayrıca ünlü yazar Yahya Kemal’in en sevdiği toplantı yeri olarak da bilinmektedir.
Ahmet Fethi Paşa Yalısı ya da diğer adıyla Pembe Yalı 18. yüzyılda geleneksel mimari üslupta yapılmış. 1911 ve 1948 senelerinde İstanbul’u ziyaret eden İsviçreli mimar Le Corbusier yapıya hayran kalmıştır. Üsküdar ile Kuzguncuk arasındaki Paşa limanı mevkiinde, Fethi Paşa Korusu’nun önünde bulunan yalı, besteci Franz Lizst gibi birçok ünlü misafiri ağırlamıştır.
Şehzade Burhaneddin Efendi Yalısı dört katlı ve ahşap bir mimariye sahip olmasının yanında biri süit 64 odayla Dolmabahçe Sarayı’ndan sonra boğazdaki en büyük yapı olma özelliğine de sahiptir. 60 metrelik rıhtıma sahip yalıda mavi çam, manolya, palmiye gibi ağaçlarla yeşillendirilmiş şahane bir bahçe de ziyaretçileri ağırlar. Varak süslemeler yalının hemen her köşesini zenginleştirir, ayrıca ihtişamlı yalıda pirinç ve kristalden gösterişli avizelerin yer aldığı bir balo salonu da bulunur.
Boğazın en ilginç yalılarından biri olan Huber Yalısı Çin, İngiliz, Fransız, İtalyan, Acem, Arap ve Osmanlı mimarilerinin bir sentezi olarak görülmektedir. Soğan kubbeli kulesiyle dikkat çeken Huber Yalısı birbirine eklenen iki binadan oluşmaktadır. 34 hektarlık bahçesi boğazın en geniş yeşil alanıdır, burada sanatkârı bilinmeyen onlarca heykel bulunmaktadır.
Osmanlı Ordusu’nda asker olan Hasan Paşa’ya ait olan yalı, Beykoz Çubuklu kıyılarını süsler. İki normal kat ve çatı olmak üzere 3 katı bulunan yalı 80 santimlik bir taş zemin üzerine kurulmuştur. İkinci katta Osmanlı mimarisine ait bir özellik olan çıkma şeklinde denize doğru bir konsol bulunmaktadır. Aşı renginde olduğu için uzun süre Osmanlı’nın Gülü olarak anılmıştır.
Süslü Yalı veya Saraylı Hanım Yalısı olarak da anılan Ethem Pertev Bey Yalısı, dış mimarisi ile bu sıfatın hakkını verir. Oryantalist balkonlarıyla ünlü olan yalının üst katında ikisi leb-i derya olmak üzere dört odası bulunmaktadır. Kanlıca’nın kıyısında kayıkhanenin üstüne kazıklarla inşa edilen yalı, misafirlerine denizin ortasında olma hissi yaşatır.
İnşa edildiği sarp kayalıklar üzerinde çok sayıda yılanın bulmasından dolayı Yılanlı Yalı ismini alan ahşap yapı 1700’lerin sonunda inşa edilmiştir. 40 odası ve sofa ismini verdiğimiz geniş holleri bulunmaktadır. Meşkhanesi, Selsebili ve Türk Hamamıyla kendine has bir havası olan yalının bir de Sakal-ı Şerif odası bulunmaktadır. Oda Ramazan ayında, Kandil ve bayramlarda çok sayıda kişi tarafından ziyaret edilmektedir.
495 okunma