KARADENİZ’E ÖZGÜ TARİHİ SERENDERLER
Karadeniz sadece doğasıyla değil kültürel değerleriyle de eşsiz bir bölgemizdir. Mutfağı, şivesi, geleneksel kıyafetleri ve hatta danslarına bile yansıyan özgün kültürlerinin bir yansımasını, inşa ettikleri ahşap evlerde görmek mümkün. Kafkasya’dan Kastamonu bölgesine kadar geniş bir coğrafyada inşa edilen “serender”lerin ismi, bölge içinde farklılık gösterse de yapım prensipleri hemen hemen aynı. Tamamı ahşaptan inşa edilen serender evlerinin bazılarında tahtalar birbirine geçirilerek inşa edildiği için tek bir çivi bile kullanılmamaktadır. Bu evlerin amacı, toprakla ilişkiyi kesmek, fındık, tahıl ve diğer besinleri nemden ve fare gibi kemirgenlerden korumaktır. Yazımızda ahşap ustalığının en güzel örneklerinden serender evlerinin teknik detaylarını okuyabilirsiniz.
Serender, genellikle Orta ve Doğu Karadeniz’de, kırsal yörelerde görülen özgün bir mimari yapıdır. Yapı, dört direk üzerine oturtulmuş bir tür odadır. Mutlaka evin dışında bulunur, ev ile serender arasında herhangi bir geçit, köprü bulunmaz, bağımsız bir yapıdır. Kare şeklinde tasarlanan serenderlerin yerden yüksekliği yaklaşık 5-7 metredir.
Serenderin ana malzemesi ahşaptır. Üstü sac veya “harduma” adı verilen yassı olarak yontulmuş ya da kesilmiş tahtalarla örtülerek su geçirmesi engellenir. Ancak yan taraflarında 20–30 santimetre boyunda, bir buçuk iki santim genişliğinde ızgaralar bulunur. Bu ızgaraların yapılma amacı serenderin içerisinde hava akışı sağlamaktır.
Karadeniz mutfağında sıkça kullanılan mısırın ve bölge ekonomisinin temelini oluşturan fındığın kurutulması, saklanması ve diğer yiyeceklerin muhafazası için kullanılan serenderler, 30-50 santimetre çapındaki yuvarlak/bombeli ağaç tekerlerin tercihe göre dört, altı ya da sekiz adet direğin tepesine inşa edilir. Yerden yüksek olması ürünlerin haşerelerden ve yaban hayvanlarından korunmasını sağlar, yukarı tırmanan farenin, direğin tepesinde duran geniş teker sayesinde serenderin içine girmesi önlenmiş olur. Yapıya, genellikle akasya ağacından yapılan seyyar bir merdiven ile çıkılıp inilir. Merdiven ya açılır-kapanır (menteşeli) ya da yerden bir basamak yukarıda yapılır.
Bir zamanlar hemen her evin yanında bulunan serenderler, gıda ambarı işlevini yerine getirir. Buğday, mısır, fasulye, patates, meyve kuruları, turşular, baklagiller, fındık ve diğer yazlık-kışlık ihtiyaçlar serenderde bozulmadan saklanabilir. Serenderin anahtarı genelde evin en yaşlı ve söz sahibi kadınlarında bulunur. Eski tip serenderlerde, bilhassa eski köklü ailelerin serenderlerinde, ince ahşap işçiliğinin güzel örnekleri göze çarpar.
Her yörenin serenderinin kendine has teknik özellikleri, planı, formu vardır. Örneğin Trabzon’un ilçesi Tonya’da serenderler inşa edilirken “taş direk” ve “taş teker” kullanılır. Eski tip serenderler artık pek inşa edilmezken; Ordu Fatsa’da, Trabzon Atapark’da, Maçka’da, Rize Merkez, Çayeli, Güneysu ile Artvin’deki sahillerde eski serenderlerin tamir edilerek turistik dükkânlara dönüştürülmesi bu yüzyıllık mimari geleneğinin yeni kuşaklara aktarılmasını sağlamaktadır.
929 okunma