SİYAH, MAVİ, KIRMIZI, İSLİ: BİRBİRİNDEN FARKLI TUZ ÇEŞİTLERİ
Tuz, vücudumuzun su dengesini sağlamakta önemli rol oynamaktadır. Gıdaların lezzetini ve dayanıklılığını artıran hatta pişirme yöntemi olarak da kullanılan tuzların sınıflaması deniz tuzları ve maden (kaya) tuzları olarak ikiye ayrılır. Ancak dünyanın farklı bölgelerinden hasat edilen özel tuzların dokusu, tadı, kaynağı, işleme derecesi ve bu işlemde kullanılan yöntemleri farklılaştığı için onlarca farklı tuz çeşidi ortaya çıkar. Yazımızda dünyanın farklı noktalarındaki tuz türlerini ve bu tuzların en çok hangi yemeklerde tercih edildiğini okuyabilirsiniz.
İsli tuz, isminden de anlaşılabileceği gibi çeşitli aromalar kullanılarak üretilen, granül yapıdaki doğal deniz tuzunun odun ateşinde tütsüleme işleminden geçirilmiş halidir. Yaklaşık iki hafta boyunca tütsülenen bu tuz çeşidi, yemeklere yoğun ve isli bir lezzet katar. Tütsülenmiş tuzun lezzeti, kullanılan oduna ve tütsüleme süresine göre değişiklik gösterir. En yaygın kullanılan ağaçlar; kızılağaç, elma, meskit ve meşedir. Genellikle ızgara et sunumlarının lezzet ve aromasını zenginleştirmek için kullanılan isli tuz, fırınlanmış yemeklerde, salata, makarna ve sandviçlerde son dokunuşta ızgara tadı vermesi için kullanılır.
Koşer tuzu iri taneli, doğada kendiliğinden bulunan bir tuzdur. Genellikle et yüzeyindeki kanın temizlenmesinde kullanılır ve bu özelliğinden dolayı da koşer ismini almıştır. Yapısında iyot yerine sodyum klorür bulunduğundan, iyotsuz tuzlar kategorisinde yer alır ve et tütsülemede ya da kurutmada kullanılır. İri tanecikleri et parçalarına daha kolay yapıştığı için etin içerisindeki tüm sıvıyı ve kanı çeker, bu sayede etin yumuşak pişmesi sağlanır. Büyük pullu kristal tanelere sahip koşer tuzu, turşu ve salamura yapımında da tercih edilen tuzlardandır. Tuzlu suyun buharlaştırılması ile elde edilir.
Fleur de sel, oldukça pahalı ve nadir bulunan bir tuz türüdür. Fransa’nın kuzeybatısındaki Brittany kıyılarının sığ deniz suyundaki tuzlu su havuzlarının yüzeyine yükselen ince kristal tabakadan hasat edilir. Tuzu elde etmek için yalnızca güneşin ve rüzgârın gücünden faydalanılır. Buharlaştırma işlemi sırasında suyun üzerinde açan çiçekler gibi göründüğü için Fransızca tuz çiçeği anlamına gelen “fleur de sel” ismini almıştır. Sofra ve yemek tuzu olarak kullanılabilir. Hafif nemli yapıdaki bu tuzu, kaya tuzundan ayırt etmek için gri veya pembeye kaçan rengine, nemli ve lapa dokusuna dikkat edilir. Mineralli bir tuzdur ve yemeklere lezzet katmak için son dakikalarda katılır.
Ana vatanı olan Himalaya bölgesinden çıkarıldığı için Himalaya siyah tuzu olarak da bilinen kara tuzu, keskin kokulu volkanik bir kaya tuzudur. Keskin kokusu içerisindeki kükürt miktarının yoğunluğundan kaynaklanır. Bütün haldeyken menekşe-siyah rengi parçalandıkça yarı saydam kahverengi-pembe kristallere dönüşür. Toz haline getirildiğinde rengi mor ile pembe arasında değişir. Sadece topraktayken, doğal haliyle siyahtır. Hint, Pakistan, Bangladeş ve Nepal mutfaklarında sıkça kullanılan kara tuz, keskin kükürt kokusu nedeniyle yumurta benzeri bir tat ve koku bıraktığı için vegan tariflerde yumurta yerine tercih edilir. Sodyum içeriği düşük olsa da keskin bir tada sahip olduğu için normal sofra tuzundan daha az ölçülerde tüketilmesi gerekir.
Diğer ismiyle “alaea tuzu”, Hawaii’deki Kauai Adası’nda rafine edilmemiş tuzun demir oksit bakımından zengin volkanik kil ile karıştırılmasıyla elde edilir ve bu işlem tuza karakteristik kiremit rengini verir. Geleneksel Hawaii mutfağının bir parçası olan bu tuz, çoğunlukla kurutulmuş et ve deniz mahsulleri ile tercih edilir. 20. yüzyılın sonlarında füzyon mutfağının popülerleşmesi ile ismi duyulur hâle gelen iri parçalı ve kalın taneli kırmızı Hawaii tuzu, volkanik patlamalar sonucu ortaya çıkan zengin mineraller içerir.
Mavi Pers tuzu, dünya üzerindeki en nadir ve en eski tuz çeşitlerinden biridir. İran’ın Simnan kentinde milyonlarca yıl önce oluşan tuz havuzlarından elde edilir. Mavi rengini bileşiğindeki potasyum klorürden alır. Tuz kristallerinin oluşumu sırasında uğradığı yüksek basınç, yapısında değişime neden olur ve ışık mavi olarak yansır. Aslında mavi rengi optik bir illüzyondur. İlk tadıldığında güçlü ve baskın olan tuz tadı, sonrasında hafif ve kalıcı bir tada dönüşür. Küçük parçalara ayrıldıkça rengi beyaza döner. Kullanım alanı daha çok deniz ürünleri, et ve trüflü yemekleridir.
1,718 okunma