İZLANDA’NIN BAŞKENTİ REYKJAVİK
Vikinglerin ana vatanı olan İzlanda, Kuzey Yarım Küre’nin en kuzeyinde bulunuyor. Doğal güzellikleriyle dikkat çeken ülkenin ismi, “buz ülke” anlamına gelse de Körfez Akıntısı etkisiyle aslında ılıman bir iklime sahip. Yılın farklı mevsimlerinde 24 saat boyunca gece ve gündüz yaşanabilen ülkenin başkenti Reykjavik, yeryüzündeki kutup bölgesine en yakın olan kent. Ülke nüfusunun yarısına ev sahipliği yapan başkentin 10 bin yıl öncesine kadar tamamının buzullarla kaplı olduğu tahmin ediliyor. Bir balıkçı kenti olan Reykjavik’in en dikkat çeken yerlerini listeledik.
İzlanda’nın doğasından ilham alınarak tasarlanan Hallgrimskirkja, şehrin her yerinden görülebilen modern bir kilise. Ülkenin en çok ziyaret edilen turistik yerleri arasında olan kilisede Amerika’ya ilk ayak basan İzlandalı kâşif Leif Ericsson’un heykeli de bulunuyor. İzlanda’nın en büyük kilisesi olma özelliği taşıyan yapı, ismini 17. yüzyılda yaşamış şair ve din adamı olan İzlandalı Hallgrimur Petursson’dan almış.
Suyunun sıcaklığı ortalama 38 derece olan Mavi Lagün, jeotermal bir kaplıca. Şehri ziyaret edenleri romantik görünümüyle büyüleyen Lagün’ün sularının mavi renkte olmasının nedeni, suyun içinde bulunan silika mineralleri… Silis ve kükürt gibi minerallerin bolca bulunduğu bu kaplıca, özellikle sedef gibi cilt hastalığı yaşayanların da uğrak noktası. Mavi Lagün’e ulaşmak için yürünmesi gereken yol ise volkanik kayalardan oluşan eşsiz bir atmosfere sahip.
Reykjavik’in kuruluşunun 200. yıl dönümü şerefine düzenlenen heykel yarışmasında birinci olan Solfar Heykeli, Atlas Okyanusu’ndaki Seabraut Yolu’nda sergileniyor. Eser, İzlandalıların geçmişteki keşfedilmemiş bölge vaadine, umuduna ve özgürlük rüyasına gönderme yapıyor. Bir rüya teknesi veya güneşe övgü olarak sembolize edilen heykelin sanatçısı ise Jon Gunnar Arnason.
Reykjavik’te bir kültür merkezi olan Perlan, kentin en önemli yapılarından biri. Sergi ve konserlerin düzenlendiği yapıda, jeotermal sıcak su bulunan altı büyük tank bulunuyor. İlk açıldığında sıcak su saklama alanı olarak kullanılan Perlan, 1991’de halka açık bir tesise dönüştürülmüş. Binada, İzlanda yaşam tarzını yansıtan bir müze de bulunuyor.
Bir açık hava müzesi olan Reykjavik Kent Müzesi, İzlandalılar hakkında bilgi edinmek isteyenlerin adresi. 18. yüzyılda kentin yeniden planlanması sonucunda eski evleri yıkmak yerine bu açık hava müzesine taşımayı tercih eden kent sakinleri, bu sayede hem kültürlerine dair ögeleri korumuş hem de eskiyi yok etmeden modern bir şehrin kurulmasını sağlamışlar.
2011’de açılan Harpa, kentin konferans ve konser etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda bu mekân, müzikseverlerin de her sene buluştuğu önemli bir yer. Çünkü İzlanda’da Uluslararası Caz Günü, Harpa Konser Salonu’nda düzenleniyor ve dünyanın her noktasından müzisyenler performansını burada sergiliyor. Şehrin kültürel ve sosyal yaşam merkezi olan Harpa, göz alıcı mimarisinde kullanılan çelik çerçeveler ve cam paneller ile asimetrik bir görüntü oluşturuyor.
Reykjavik’in geçmişi hakkında bilgi edinmek isteyenlerin adresi olan Arbaer, kasaba meydanını, köyü ve çiftliği oluşturan 20’den fazla binadan oluşan bir açık hava müzesi. Binaların çoğu Reykjavik şehir merkezinden taşınmış. 1957’ye kadar bir çiftlik olarak kullanılan müzede etnografik eserler ve eski model arabalar da sergileniyor.
4,037 okunma