İŞİNİ EVE TAŞIYANLAR İÇİN ALTIN KURALLAR
“Home office” şeklinde de ifade edilen evden çalışmanın avantajları da dezavantajları da bulunmakta. Örneğin trafikte geçirdiğiniz süreden kazanıp verimliliğinizi artırmak, çalışmalarınızı stresten uzak biçimde sürdürmek avantajlarından bazıları… Buna karşılık kendi rutininizi oluşturma konusunda sıkıntı yaşamak, hareketsiz kalmak ya da çalışmalarınızı günün 24 saatine yayarak kendi zamanınızdan çalmak gibi dezavantajları da yok değil. Fakat kendinizin koyup uygulayacağı bazı altın kurallar sayesinde bir denge kurup evden çalışmayı daha verimli ve keyifli hale getirmek de sizin elinizde. Hemen başlayalım.
Sürekli sorun çıkaran ya da iş ihtiyaçlarınızı karşılamayan bir bilgisayar evden çalışmayı zorlaştıracak durumların başında gelir. Aynı şekilde iş yaptığınız kişilerle iletişiminizi aksatacak güçsüz bir internet de sizi zorlayacaktır. Özetle, gereksinimlerinizi karşılayacak bir bilgisayar, sürekli ve güçlü bir kablosuz internet ağı ve hatta olası elektrik kesintilerinde kullanabileceğiniz telefon ve bilgisayarınız için kesintisiz güç kaynakları edinmek güven içinde çalışmanızı mümkün kılacaktır.
İkinci önemli adım, iş araçlarınızı alarak evde kendinize bir çalışma alanı belirlemek olacaktır. Konsantre olabildiğiniz, kendinizi iyi ve dinamik hissettiğiniz, size nefes alanı tanıyan bölgeyi evinizdeki çalışma alanınız olarak belirleyebilirsiniz. Burada dikkat edeceğiniz hususlar şunlar olmalı: Çalıştığınız alanınızın ışığını doğru ayarlayarak üretkenliğinizi artırmak, kabloların karmaşa yaratmasını engellemek, dikkat dağıtıcı detayları ortadan kaldırmak ve konsantrasyonunuz açısından renklerin diline önem vermek.
Çalışma saatlerinizi belirleme aşamasında iki konu önem arz eder. Birincisi iş yaptığınız kişi ve kurumların çalışma saatleri ile senkronize olmak, ikincisi böyle bir zorunluluğunuz yok ise sizin için en verimli saatleri belirlemektir. Her iki durumda da mutlaka bir uyku düzeniniz olmalı ve iyi alınmış bir uykunun verimliliğinizi artıracağını unutmamalısınız. Evden çalışmanın avantajlarından biri de ara ara yapabileceğiniz şekerlemelerdir. İhtiyaç hissettiğinizde kısa süreli gözlerinizi kapamak güç toplamanıza destek olacaktır.
Bu sayfadan çıkarılacak sonuç nedir diye sorsanız, cevabımız şöyle olur: “Evden çalışırken üretken ve sonucunda mutlu olabilmek öz disipline sahip olmayı gerektirir.” Bu öz disiplin sayesinde işlerinizi sorunsuz bir şekilde ilerletebilirsiniz. Planlı olmak, önceden hazırladığınız bir program dâhilinde hareket etmek de evden çalışmayı kolaylaştıran adımlardır. Yapılacaklar listesi hazırlamak ve özellikle zorundan başlamak, işleri tamamladıkça listenizin üzerine bir çizgi çekmek emin olun motivasyonunuzu artıracak hareketlerdir.
Evet evdesiniz, giydiklerinize yiyip içtiğinize kimse karışamaz. Fakat unutmayın ki pijamalarla masa başına geçmek bir süre sonra sizi rehavete düşürüp uykunuzu getirecektir. Sizi dinamik tutacak tavır ise dışarıda çalışıyormuşçasına masa başına geçmeseniz bile –ki bu harika olurdu, evden çalışırken hiç değilse bir pantolon ve kazakla çalışmanızı sürdürmeniz olacaktır. Diğer taraftan mutfağınızın birkaç adım ötede olmasının kilo almanızı hızlandırabileceğini aklınızda tutmalı ve bu konuda da iradeli davranmalısınız.
Beynimiz vücudumuzun en fazla enerji tüketen organı olarak bol miktarda oksijene ihtiyaç duyar. Bu oksijeni yediğimiz besinlerle, yaptığımız egzersizlere sağlamaya çalışırız. Stres ise beyne oksijen gitmesini bloke eden durumların başında gelir. Evde çalışacağınız yeri belirlerken sizi enerjik tutacak bir alan olmasına özen göstermelisiniz demiştik. Çalışma alanınızı pencereye yakın tutmak da enerjinizi artıracak bir seçimdir. Ortamı sık sık havalandırmak, derin nefesler eşliğinde temiz hava almak stresle baş etmenize yardımcı olacak ve vücudunuzun ihtiyaç duyduğu oksijeni sağlayacaktır.
İşte evde çalışmanın dezavantajlarından biri de budur, yani evde ve dolayısıyla özgür olduğunuzu düşünerek sık sık gelen arkadaş telefonları… Bunun için en iyi çözüm evde olduğunuzu fakat çalışmaya devam ettiğinizi dostlarınıza net bir şekilde izah etmek olabilir. Dışarıdan gelen sesler, sizden ilgi bekleyen kedi ya da köpeğiniz, sesi açık telefonunuzdan gelen sosyal medya bildirileri de ayrı ayrı önemler almanızı gerektirebilir. Kulaklık takmak, belli süreler içinde telefonunuzun sesini kısmak, çocuğunuz ya da evcil hayvanınız konusunda evdeki bireylerden destek almak ise birer çözüm olabilir.
969 okunma