Dünya Kupası Tarihi’nden Unutulmaz 8 Olay
1930 yılından beri 4 yılda bir farklı bir ülkede düzenlenen Dünya Kupası, bir ay boyunca o şanslı ülkede yaşayanları statlara, dünyanın dört bir köşesindeki spor sevdalılarını da ekran başına toplar. Katılan takımların kazanmak için varını yoğunu ortaya koyduğu kupanın 5 kilogramı 18 ayar altından oluşuyorsa da şüphesiz ki Dünya Kupası’nın bu kadar değerli olmasının tek sebebi maddi değeri değil… Bu organizasyonu önemli kılan asıl neden, takımların kupayı kazanmayı büyük bir şeref olarak görmeleri ve bu büyük etkinlik boyunca esen festival havasında taraftarların unutulmaz anılar yaşamaları… Bu içeriğimizde Dünya Kupası tarihinden unutulmaz 8 olayı listeliyoruz…
1930 yılında Uruguay’da düzenlenen ilk Dünya Kupası’nın finalinde Uruguay ve Arjantin karşı karşıya gelmiş, bu ilk final taraftarlar arasında çok büyük bir heyecan yaratmıştı. Karşılaşmanın Belçikalı hakemi John Langenus bu tarihi maçı takım elbise giyerek yönetmişti.
1966 yılında İngiltere’de düzenlenen Dünya Kupası başlamadan önce, 16 takım bu değerli kupayı kazanma hayalleri kurarak çalışmalarına devam ederken şok edici bir gelişme yaşandı ve kupa çalındı. Tüm dünyada büyük yankı uyandıran bu hırsızlık kendi halinde bir köpeğin bir yıldıza dönüşmesine sebep olacaktı. Pickles, günlük park gezintisini yaparken herkesin peşinde olduğu kupayı buldu ve bir yıl içinde bir film yıldızına dönüştü.
1974 Dünya Kupası, henüz birleşmemiş Almanya’da daha doğrusu Batı Almanya’da düzenlendi. Final maçını oynamaya hak kazanan takımlar ise “Total Futbol” ile tanınan Hollanda ve ev sahibi Almanya oldu. Bu tarihi maçta, futbolun iki efsane ismi, Johan Cruyff ve Franz Beckenbauer karşı karşıya geldi, Almanya’yı Dünya Kupası sahibi yapan golü ise başka bir efsane Gerd Müller attı.
1982 yılında İspanya’da düzenlenen ve İtalya’nın şampiyon olduğu kupanın ise bambaşka bir özelliği var. Kupanın o güne kadar olan tarihinde dünyanın her kıtasının temsil edildiği ilk turnuva olma unvanı 1982 İspanya’ya ait…
Meksika’da düzenlenen 1986 Dünya Kupası’nı unutulmaz kılan anıların başında ise futbolun en büyük isimlerinden biri olan Diego Maradona’nın Arjantin ve İngiltere arasında oynanan efsane final maçındaki performansı geliyor. Maradona, Arjantin’in kupayı kaldırmasını sağlayan gollerden birini eliyle attığını çok sonra itiraf edecekti, o yıllar da ise golü atanın “Tanrı’nın Eli” olduğunu söylemişti.
Dünya Kupası, tüm oyuncuların en iyi performanslarını gösterdiği, yıldızını parlatmak için elinden geleni yaptığı bir turnuva. Bu yüzden de unutulmayacak gollere, paslara, çalımlara ve tabii kurtarışlara sahne oluyor. Kolombiya’nın “Çılgın” lakaplı kalecisi Rene Higuita, 1994 yılında maçın kaderini değiştirecek olası bir golü, o günden sonra ismiyle beraber anılacak akrobatik “Akrep Vuruşu” ile savuşturdu ve bu kurtarışıyla futbol tarihinin en meşhur kalecilerinden biri haline geldi.
2010 Dünya Kupası ise tarihte Afrika’da düzenlenmiş ilk büyük organizasyon olarak yer aldı. Bu kupayı unutulmaz kılanlardan biri de tüm maçlar boyunca durmaksızın çalan ”vuvuzela” isimli bir Afrika çalgısı. Vuvuzela kendine has yüksek sesiyle Güney Afrika’da düzenlenen kupanın alametifarikası oldu.
Dünya Kupası sporcuların hünerlerini gösterdiği kadar taraftarların coşkularını gösterdiği bir turnuva. İlk defa 1986 yılında Meksika’da düzenlenen Dünya Kupası’nda gerçekleştirilen, ismini de buradan alan “Meksika Dalgası” günümüzde bile spor karşılaşmalarının vazgeçilmez gösterilerinden biri…
2,187 okunma