7 MADDE İLE SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN EMEKTARI HEMŞİRELER
Can havliyle gittiğimiz hastanelerde karşımızda belirdikleri an çok daha iyi hissettiğimiz ve kendimizi güvenle kollarına bıraktığımız insanlar onlar… Kahraman pelerini gibi giydikleri beyaz önlükleriyle hastalarına bazen anne şefkati gösterip bazen sağlık rehberliği yaparken aslında her birimize ilaç gibi gelen hemşireler… Bu kutsal mesleğin tarihinden bazı detayları sayfamızda bulabilirsiniz.
İşte, ülkemizdeki hemşirelik tarihinin onurlu başlangıç hikâyesi: Hilal-i Ahmer Cemiyeti, yani Kızılay tarafından ilk defa hemşirelik kursu açılmıştır ve gönüllü kadınlarımız 6 ay süren bir kursun sonunda aldıkları sertifika ile yeni mesleklerine adım atarlar. Hizmet verdikleri ilk yerler, Balkan Savaşı ve ardından da Birinci Dünya Savaşı cepheleri olur.
Bu cephelerde birçok şehit veren hemşirelerimiz mesleklerini gelecek kuşaklara kahramanlık payesiyle birlikte bıraktılar. İlk Türk hemşire ise 1881- 1964 yılları arasında yaşamış Safiye Hüseyin’di. Kendisi Avrupa’da eğitim almış, Türk hemşiresi olarak uluslararası birçok organizasyona katılmış, bütün bilgi ve tecrübesini ülkesindeki insanların hizmetine sunmuştu.
Cumhuriyet’in kuruluşunun ardından da önce İstanbul’da, sonra Ankara’da ilk hemşirelik okulları açıldı. Ortaokul ve lise düzeyinde yedi yıl eğitim veren bu okullardan ülkenin ihtiyaç halindeki yerlerine dağılacak hemşireler mezun oldu. Yeri gelmişken ekleyelim, ülkemizde ilk kez erkek hemşire unvanı verilmesi için tarihin 1999 yılını göstermesi gerekecekti.
Uzun yıllar hemşire deyince çoğumuzun zihninde, memleketin herhangi bir hastanesinde karşımıza çıkmış olması muhtemel o fotoğraf canlandı. Ne var ki, sessiz olmamız gerektiğini anlatmak için işaret parmağını kullanarak “Sus!” diyen kişi aslında bir hemşire değil Dilek Tunca isimli bir fotomodeldi.
Hemşirelerin saçlarına taktıkları keplerin ve sırtlarına aldıkları pelerinlerin bir dönem kız çocuklarının meslek seçiminde önemli bir yeri olmuştu. Fakat bir de hemşirelere sormak gerekirdi ve 1998 yılına gelindiğinde talepler üzerine hareketlerini zorladığı ve yük oluşturduğu gerekçeleriyle hemşireler için kep zorunluluğu kaldırıldı.
Modern hemşireliğin kurucusu olarak kabul edilen hemşire ise 1820-1910 yılları arasında yaşayan Florence Nightingale’di. Dünyaca ün yapmış İngiliz hemşire aynı zamanda kadınların hakları için çalışmalar yürütmüş bir reformist, tıbbi konularda pek çok yazı kaleme almış bir yazar olarak da saygı görmekte.
Ve Florence Nightingale’in doğum günü olan 12 Mayıs günü tüm dünyada her yıl “Hemşireler Günü” olarak, 6-12 Mayıs arası ise “Hemşireler Haftası” olarak kutlanmaktadır.
1,302 okunma