7 Maddeyle Müziğimizin Güçlü Sesi Cem Karaca
Tiyatrocu bir anne ve babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Cem Karaca kendi ifadesiyle “kız arkadaşını etkilemek için” girdiği müzik dünyasına adını dev harflerle yazdı. Yaşamındaki seçimleri çok konuşuldu, tartışıldı ama müzikalitesi onun tartışma götürmez tarafıydı. Hayatımızın bir dönemine sesiyle, müziğiyle duygu yükleyen sanatçılardandı. İyi ki doğdu, iyi ki yaşadı. Karşınızda 7 maddeyle müziğimizin güçlü sesi Cem Karaca…
Robert Kolej’de okurken rock müziğe ilgi duymuştu. Kolejden arkadaşları kendileriyle birlikte Beyoğlu Spor Kulübü’nde şarkı söylemesini isteyince kabul etmiş, bu deneyimden sonra bir grup kurmaya karar vermişti. Herkesten önce sesini keşfeden kişi ise annesi Toto Karaca oldu.
Tiyatrocu olan babası ise müzisyen olmasını hiç istemedi. O kadar ki oğlu bir grup kurup ufak tefek konserler vermeye başladığında adam tutup yuhalatmışlığı bile vardı. Her şeye rağmen çok sevdiği babası için yıllar sonra bir şarkı yazacaktı: “Bir dolu şey söylendi analar için / Bu da benim ağıtım olsun ardından baba.”
60’lı, 70’li yıllar ülkemizde amatör müzik gruplarının kurulup çoğunun kısa sürede dağıldığı dönemlerdi. Cem Karaca da birçok grupla bir araya geldi. İlk zamanlar Elvis Presley başta olmak üzere ünlü “rock and roll” sanatçılarının şarkılarını yorumluyorlardı.
Askerliği sırasında eline Âşık Mahsuni’nin bir plağı geçti. O an, müzik kariyerindeki bir dönüm noktasıdır aslında… Çünkü repertuarından halk müziği ezgileri hiç eksik olmayacaktır bundan sonra.
Apaşlar, Kardaşlar, Moğollar, Dervişan Grupları başta olmak üzere, Cem Karaca’nın müzikal yolculuğunu birlikte yol aldığı gruplar üzerinden dönemler halinde incelemek onun hayat yolculuğunu anlamayı da kolaylaştıracaktır.
Cem Karaca karakteristik güçlü bir ses demekti evet, ama en az bunun kadar da stil sahibi bir idol demekti. Barış Manço, Erkin Koray gibi o da takıları, saçları, koleksiyonuna sahip olduğu şapkaları ile bütünleşmişti. İçten, samimi, kendine has bir selamla selamlardı dinleyicilerini…
Hayatı boyunca ürettiği eserler yıllar sonra bile hayatlarımıza gönderdiği birer hediyeye dönüştü. Bir şarkısında, “Sevda kuşun kanadında / Ürkütürsen tutamazsın.” diyen Cem Baba’ydı. Ya da, “Gecenin nemi mi düşmüş gözlerine? Ne olur ıslak ıslak bakma öyle…” diyen, ya da “Çekti gitti arabayla egzozuna boğuldum / Gözümde tomurcuk yaşlar ağır ağır doğruldum.” diyen de yine Cem Karaca’ydı.
3,938 okunma