UZAYLA GEÇMİŞİMİZDEN TATLI VE ACI HATIRALAR
Uzayla yaşadığımız ilk maceraların üzerinden henüz yüzyıl bile geçmedi, yani aslında ortak geçmişimiz oldukça yakın bir tarihe dayanıyor. Yine de ilk temastan günümüze büyük yollar kat edildi ve insanlık, içinde yaşadığı boşluk hakkında birçok veri elde etti, etmeye de devam ediyor. Bu liste ise kırılma noktaları diyebileceğimiz ilk adımlardan oluşuyor.
Bugünkü Rusya 4 Ekim 1957 tarihinde, yani adı henüz Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği iken Sputnik 1 isimli yapay uyduyu uzaya göndererek dünyanın yörüngesine oturttu ve Rusça’da “uydu” anlamına gelen Sputnik, Dünya’mızın ilk yapay uydusu olarak tarihteki yerini aldı. Maketleri hala Rusya’daki farklı müzelerde sergilenmekte.
Rusya’nın Sputnik 1 hamlesi soğuk savaş dönemine denk gelmiş ve dönemin süper güçleri arasında uzay yarışlarının başlamasına neden olmuştu. ABD, uzaya uydu gönderme konusunda yaptığı ilk denemeleri başarısız olunca araştırma konusuna ağırlık verdi ve 29 Temmuz 1958 tarihinde çalışmaları günümüze kadar uzanacak kurum NASA’yı kurdu.
12 Nisan 1961 tarihinde Vostok’a binerek uzaya çıkan ve Dünya’nın yörüngesinde turlayan ilk insan Sovyet pilot Yuri Gagarin oldu. 327 kilometre yüksekte sadece 108 dakika süren bu yolculuk şüphesiz ki dünyanın en özel yolculuğuydu. Ardından ABD, önce maymunları sonra astronot John Glenn’i uzaya göndererek uzay trafiğini artırmaya başladı.
“Benim için küçük, insanlık için büyük bir adım” sözünü ortaya çıkaran uzay yolculuğu ise Ay’a yapılmıştı. Sözün sahibi 1969 yılında Ay’a ayak basan ilk insan unvanını alan Neil Armstrong’du. Kendisinden 20 dakika sonra Ay’a ayak basan ikinci kişi ise Edwin Aldrin oldu. Michael Collins’in de dahil olduğu o üç kişilik ekip Apollo 11 aracıyla Ay’a iniş yapmıştı.
Gezegenimizin uydusu Ay ile kurduğumuz fiziksel temaslar çok uzun sürmedi. İlk temasın gerçekleştiği 1969’dan sadece üç yıl sonra bu maceraya günümüzde de sürmekte olan uzun bir ara verildi. NASA tarafından gönderilen Apollo 17 uzay aracına binen astronot Gene Cernan Ay’a ayak basan on ikinci ve son kişi oldu.
Uzaydaki en yakın dostumuz Ay’a yolcuklar yapılmaktayken diğer gezegenlerle temasa geçmenin de yolları aranıyordu. Bu kez de insansız uzay araçları ile yıldızlar arası yolculuklara başlandı. Hatta Pinoeer 10 isimli uzay sondası, 1973 yılında dış gezegenlerden Jüpiter’in yakınından geçerek gezegen hakkındaki ilk bilgileri insanlıkla buluşturmuştu.
İçinde salınıp durduğumuz devasa boşluğu tanımaya çalışırken ne yazık ki her zaman her şey yolunda ilerlemedi, öyle ki bu uğurda can kayıpları verildi. Kalkışından 73 saniye sonra infilak eden Challenger Uzay Mekiği’nde hayatını kaybeden Amerikalı astronotlar gibi aracın havasının uzaya boşalması nedeniyle Soyuz 11’in içinde oksijensiz kalan Rus astronotlar da insanlığın verdiği kayıplar arasındaydı.
1,115 okunma