ÜLKELER VE GELENEKSELLEŞMİŞ LEZZETLERİ
Bir ülkenin kültürünü en iyi yansıtan şeylerden birisi de yemekleridir. Hemen hemen her ülkenin kendi coğrafyasına özgü lezzetleri vardır. Yazımızda farklı kıta ve ülkelerdeki gelenekselleşen yemekleri listeledik.
Dana eti, soğan ve kırmızıbiber ile hazırlanan Macarların çoban yemeği, 9. yüzyıldan beri sofralarda yer alıyor. Macar çobanlar, sürüleri otlaması için götürdükleri ıssız çayırlarda yanlarına hem besleyici hem de pratik yiyecekler alırdı. Gulaşı otlamaya gitmeden önce evlerinde hazırlayan çobanlar; kuşbaşı etleri, soğan, salça ve kıvam alması için un ve baharatlarla birlikte ağır ateşte yağı çekilinceye kadar pişirir, daha sonra yemeği kurutur ve koyun işkembesinden yapılan tulumlarda saklardı. Kurutulmuş haldeki yiyeceğin yenilecek kadarına su katarak, gittikleri yerde yemek ya da çorba şeklinde tüketirlerdi. O dönem az malzeme ile hazırlanan gulaş, zamanla ülkenin sevdiği bir lezzete dönüştü. 18. yüzyılda içine kırmızı kapya biber, sarımsak, domates ve kimyon da eklendi. Bazı tariflerinde patatese rastlamak da mümkün.
Meksika’ya ait sokak lezzeti olan takonun (taco) tavuklu, kıymalı, kuşbaşı etli, peynirli ve vejetaryenler için avokado ile hazırlanan guacamole soslu seçenekleri bulunuyor. Yapımında bizdeki yufka ekmeğine benzer mayasız, ince ve yassı tortilla ekmekleri kullanılıyor. İlk zamanlarda taqueria olarak adlandırılan seyyar tako tezgâhlarında satılan bu lezzet, 20. yüzyıl başlarında maden işçilerinin öğünleri olmuş. Günümüzde tüm dünyanın sevdiği bir atıştırmalık olan takoyu artık lüks restoranların menüsünde bile görmek mümkün.
İspanyol mutfağının en popüler lezzetlerinden olan paella, ismini İspanyollara özgü olan geniş kızartma tavasından alıyor. Kalamar, karides, midye ile pişirilen deniz ürünleri versiyonu olduğu gibi; çiftlik hayvanları, tavuk, tavşan eti ve ördek ile hazırlanan çeşitleri de bulunuyor. Biberiye ile tatlandırılan bu yemeğin içindeki sebzeler ise mevsime göre farklılık gösteriyor. Sarı rengiyle iştah kabartan bu yemeğin geleneksel tariflerinde safran kullanılsa da günümüzde zerdeçal ile hazırlayanlar da var. Ektikleri pirinçten hazırladıkları bu yemeği dini bayramlarında ve önemli aile toplantılarında et ya da deniz ürünleri ekleyerek ve baharatla lezzetlendirerek hazırlayan Endülüsler hem İspanya’da pirinci yaygınlaştırmış hem de bu yemeği ülkenin geleneksel lezzeti haline getirmişler.
Almanya’nın millî yemeği haline gelen sauerbraten, yani sığır yahnisi, etin üç ila on gün arasında marine edilmesiyle hazırlanıyor. Kuzu, geyik, koyun veya tavşan etinden hazırlanan sauerbraten yemeği; sirke, karabiber, defne yaprağı, kişniş, ardıç meyvesi, karanfil, Hindistan cevizi ve daha pek çok baharat ve otla zenginleştirilen marinasyon ile lezzet kazanıyor. Marinesine havuç, soğan ve kereviz gibi sebzeler de eklenebilen et, hafifçe kurutulup yağda kızartılır. Daha sonra bu et, dört saatten fazla bir süre sulu ve yumuşak olana dek kalan marine sosu ile pişirilir. Et yumuşacık bir kıvama geldikten sonra yanında kırmızılahana, patates köfteleri, yumurta ve unlu erişte ile servis edilir. Yemeğin servis edilişi ve yemek ile birlikte servis edilen garnitürler bölgesel olarak farklılık gösterebilir.
Adını İtalyanca pirinç anlamına gelen ‘riso’ kelimesinden alan risotto, İtalyanların en ünlü yemeği. Özel gün sofralarının lezzetiyken günümüzde pek çok yerde karşımıza çıkan risotto, Kuzey İtalya’ya özgü arborio pirincinin et, tavuk veya sebze suyuyla krema kıvamına ulaşıncaya değin pişirilmesi ile hazırlanıyor. 14. yüzyılda İtalya’nın güneyinde yetiştirilen pirincin kuzey bölgelerde de ekilmesi ile ortaya çıkan bu yemeğin ilk tarifine 1800’lü yılların başında rastlanır. Bu tarife göre; sosis, kemik iliği, safranlı sıcak et suyu ile soğan yavaş yavaş eklenir. Bir rivayete göre de Milanolu genç bir cam üfleyici çırağı, düğün yemeğinde bu tarife tat vermesi için safran katmasıyla risotto iştah kabartan altın rengine kavuşur. Değişik malzemelerle pişirilen farklı risotto tarifi olsa da bu yemeği hazırlamak için her zaman standart bir teknik kullanılıyor: Pirinç, kremamsı bir doku elde etmesi için yıkanmıyor.
Turunçgiller ve baharatlarla marine edilmiş balık veya kabuklu deniz ürünleriyle hazırlanan ceviche, Peru’ya özgü bir lezzet olsa da Kolombiya, Kosta Rika, Ekvador, El Salvador, Guatemala, Honduras, Meksika, Nikaragua ve Panama’da da sıklıkla pişiriliyor. Çiğ balık, dilimlenmiş soğan ve limon veya ekşi portakal suyunda marine edilir ve acı biber ile lezzetlendirilir. Ancak balıklar hiçbir aşamada pişirilmez. Limon suyunda iki saat bekletilen çiğ balığın protein yapısı limondaki sitrik asit sayesinde değişir ve yenilebilir hâle gelir. Bu nedenle ceviche yemeğinde kullanılacak balığın o güne ait taze balık olması gerekir. Aksi halde bakteri tehlikesi oluşabilir. 2000 yıl önce Peru’nun kıyılarında Mochica yerlileri tuttukları taze balığı yerel bir meyve olan “tumbo”nun suyunda pişirirken, İspanyolların bölgeye ayak basmasıyla ceviche yapımında kullanılan limon ve soğan gibi malzemeler de eklenerek bugünkü haline ulaşmıştır.
Belçika’nın ulusal yemeği moules frites, yanında patates kızartması ile servis edilen bir midye yemeği. Belçika’da midye ucuz ve bol olduğu için bu yemek sıklıkla tüketiliyor. Başlangıçta fakir adamın yemeği olarak ünlenen bu lezzet, günümüzde lüks restoranların menüsünde yer alıyor. Fransa ve Hollanda’da pişirilse de yemeğin aslen Belçika’dan geldiği düşünülüyor çünkü midyeleri, balık bulunmadığında kış aylarında ülke genelinde yaygın olarak yenen patates kızartmasıyla ilk eşleştirenin Belçikalılar olduğuna inanılıyor.
5,054 okunma