ONLAR ZEKİ, SOSYAL VE ÇOK EĞLENCELİ… VEYA GERÇEKTEN ÖYLE Mİ?
İnsanları çok sevdiklerini, sürekli gülümsediklerini, oradan oraya yüzerken sadece eğlenmek istediklerini düşünüyoruz, hatta bütün yunusların birbirine benzediğini ve hepsinin çok ama çok mülayim canlılar olduğunu da… Birazdan okuyacaklarınız, bilgilerinizin bir kısmını doğrularken muhtemelen bir kısmını boşa çıkaracak.
TRT ekranlarında 1996’da yayınlanan dizide başrol oyuncusu olarak büyük-küçük herkesin gönlünü kazanan yunus balığı Flipper’ı yaşı tutanlar hatırlayacaktır. Arkadaş canlısı Flipper, şişe burunlu olarak da bilinen afalina türünde bir yunustu. Şişe burunlular en sık rastlanan yunus türüdür fakat kısa burunlusundan siyah çenelisine, beyaz başlısından çizgilisine yunusların çok sayıda farklı türleri de bulunur.
Yunuslar oldukça sosyal canlılardır. Mavi sularda bir yunusu tek başına dolaşırken görmek pek de mümkün değildir. Sayıları 12’ye varan gruplar halinde dolaşır ve birbirleriyle ses dalgaları ile iletişim kurarlar. Bilim adamları ıslık gibi çıkan bu sesin bizim ses tellerimizle çıkardığımız ses ile aynı mekanizmanın ürünü olduğunu söylüyorlar, diğer bir ifadeyle onlar da bizim gibi konuşuyorlar!
Büyük bir ihtimalle şu bilgi hoşunuza gitmeyecek! Çocukluğumuzdan bu yana gerçekten gülümsedikleri algısını taşıdığımız yunuslar gerçekte sadece ağız yapıları nedeniyle gülüyor gibi görünüyorlar. Yaşadıkları büyük tehlike anlarında ya da psikolojik olarak iyi olmadıklarında bile bu ağız yapısını değiştiremezler ama biz insanlar onları gülümsüyormuş gibi algılamaya devam ederiz.
İnsanlarla birlikte yüzen, onlarla suda eğlenip ellerinden balık yiyen ve insanlara yakın olmak için sadece kıyılarda gezinen yunus algısını özellikle filmlerle edinmişizdir. Oysa –içlerinde bu algıya yakın türler de bulunmakla birlikte, balinaların alt gruplarından olan yunuslar yırtıcı canlılardır ve hatta insanların “katil balina” olarak isimlendirdiği canlı da aslında bir yunustur.
Yapılan bazı araştırmalar yunusların insan zekâsına en yakın canlı türü olduğunu ve bu konuda şempanzeleri geride bıraktıklarını ortaya koymuş. Şişe burunlu yunusların aynada kendilerini tanıyıp inceledikleri, bazı türlerin kendilerine balık verilmesi karşılığında balıkçılara avlanmalarında yardımcı oldukları, tecrübeli yunusların avlanma sırasında kullandıkları teknikleri genç yunuslara aktardıkları gözlenmiş.
Denizin ortasında havaya sıçrayıp muhteşem bir dalışla suya geri dönen yunuslara denk gelmenin keyfi tartışılmazdır. Merak edenler için hemen yazalım bir yunusun havaya sıçrayabileceği en yüksek mesafe 6 metre. Yunusların büyüklüğünü soracak olursanız, en küçük yunusun uzunluğunun 1 metre, okyanuslarda yaşayan iri bir yunusun ise 10 metreyi bulduğunu söyleyebiliriz.
Yunusların uyuma biçimleri ise oldukça ilginçtir. Hem nefes almak için aralıklarla su yüzüne çıkmaları hem de av olmaktan korunmaları gerekmektedir ve bu nedenle beyinlerinin yarısı uyurken diğer yarısı daima uyanıktır. Yavaş dalga uykusu olarak isimlendirilen bu duruma yunusların gözleri de eşlik eder, yani biri açık iken diğeri kapanır. Kendilerine has biçimde uykuya dalan yunusların toplam uyuma süresi ise 8 saattir.
Ortalama yaşam süreleri 17 yıl olan yunusların en uzun ömürlüsü vahşi doğada tespit edilen 48 yaşındaki bir yunus olmuş. Esaret altında olan en yaşlı yunus ise 50 yaşın üzerindeymiş. Ve bu muhteşem canlılar fiziki yapıları ya da davranış kalıplarıyla insanlara daima ilham vermiş. Bedenleri modellenerek yapılan concorde uçaklar, gemi pruvası, sonar cihazlar bunlardan birkaçı.
2,496 okunma