MISIR HİYEROGLİFLERİNİ DEŞİFRE EDEN GİZEMLİ TAŞ
1798’de Mısır’ın kuzeyindeki Reşid kentinde tesadüfen bulunan bir taş, Antik Mısır medeniyetinin kullandığı hiyeroglif dilini çözmemizi sağladı. Bulunduğu kentin ismini alan Rosetta ya da Reşid Taşı, binlerce yıldır gizemini koruyan Firavunlar ve Antik Mısırlılar hakkında muazzam bilgilerin de kapısını araladı. Rosetta Taşı’nın ilginç hikâyesini yazımızda okuyabilirsiniz.
İnsan, hayvan ve nesnelerin resimleri ile oluşturulan hiyeroglif, Yunanca bir kelimedir ve “kutsal oyma” anlamına gelir. 5 bin yıl önce kullanılmaya başlanan bu yazı dili, M.S. 4. yüzyıla kadar da aktif olarak kullanılmıştır. Hiyeroglif dilinde kelimeler arası boşluk bırakılmaz ve noktalama kullanılmaz. Sağdan sola yazılabildiği gibi soldan sağa da yazılabilir hem yatay hem dikey olabilir. Bu durum hiyerogliflerin okunmasını daha da zorlaştırırken, metinlerin deşifresi için Eski Mısır dilinin kurallarına hâkim olmayı zorunlu hâle getirir. Ancak artık yok olan bu dil, neredeyse iki bin senedir kullanılmamaktadır.
Binlerce yıldır gizemini koruyan Mısır hiyerogliflerinin okunabilmesi ancak 18. yüzyılda gerçekleşir. Gizem perdesini aralayan olaylar zinciri Fransız komutan Napolyon’un Mısır seferi sırasında ordu mühendisi Pierre-François Bouchard’nın kale inşa ederken tesadüfen siyah ve büyük bir taş bulmasıyla başlar. Granit ya da siyah bazalttan yapılan bu taş; 760 kg ağırlık, 114 cm uzunluk, 72 cm genişlik, 28 cm kalınlığa sahiptir. Taşın gizemini çözmek için bölgeye arkeologlar getirilse de hem taş hem de taşın üzerinde yazan metnin ne olduğu anlaşılamaz. Taşın gizemi Kahire’deki Mısır Araştırma Enstitüsüne taşındıktan sonra önemli bir dil bilimci sayesinde çözülür.
2000 yaşındaki Rosetta Taşı’nda üç farklı dile ait metinler vardır. Mısır hiyeroglif yazısı, Mısır halkının kullandığı yerel bir dil olan demotik yazısı ve eski Yunancanın yazılı olduğu taş; ancak bu taş bulunduğunda bir kısmı kırıktır. Taştaki metinlerin 14 satırı hiyeroglif, 32 satır demotik, 53 satırı da Antik Yunanca yazılmıştır.
Rosetta Taşı’nın üzerindeki metinleri Antik Mısır biliminin babası olarak anılan Fransız dil bilimci Jean-François Champollion çözer. Champollion, P’nin hiyeroglif yazısında bir kareyle simgelendiğini fark etmiş; L yerine yerde yatan bir aslanın, A harfi yerine de bir kartalın olduğunu anladıktan sonra binlerce yıldır gizemini koruyan Mısır hiyeroglifleri okuyarak önemli bir keşfe imza atmıştır. Rosetta Taşı aslında M.Ö. 196’da Firavun V. Ptolemaios’in taç giyme töreni için işlenmiş bir fermandır. Firavunun onuruna yazılmış mesajda hükümdarın Mısırlı insanlar ve rahipler için yaptığı tüm iyi şeyler anlatılmış; firavunun talimatıyla borçların affedildiği de tutukluların serbest bırakıldığı da bu taşa işlenmiştir.
Rosetta Taşı, kaybolmuş daha büyük bir dikili taşın sadece bir parçasıdır. Birkaç parça eksik olduğundan üzerine yazılmış metinlerin hiçbiri eksiksiz değildir. Fransızlar tarafından bulunmasına rağmen taş, İngilizlerin eline geçmiş ve 1802’de Britanya Müzesine getirilmiştir. Mısır hükümeti, tarihlerine ışık tutan, atalarından miras Rosetta Taşı’nın iadesi için halen diplomatik mücadeleyi sürdürmektedir.
1,721 okunma