Yukarı
Halkbank Kültür ve Yaşam
fade
9040
post-template-default,single,single-post,postid-9040,single-format-standard,eltd-core-1.1.1,flow-ver-1.4,,eltd-smooth-page-transitions,ajax,eltd-blog-installed,page-template-blog-standard,eltd-header-standard,eltd-fixed-on-scroll,eltd-default-mobile-header,eltd-sticky-up-mobile-header,eltd-menu-item-first-level-bg-color,eltd-dropdown-default,wpb-js-composer js-comp-ver-5.4.7,vc_responsive

Kültür Tarihimizde Yaşamımızı Derinden Etkileyen 8 İlk

Bugün hayatımızda sahip olduğumuz pek çok şeyin ezelden beri var olduğu gibi yanlış bir algıya sahip olsak da aslında bizi şaşırtacak kadar büyük kısmının yakın geçmişe kadar ne izi ne tozu vardı. Tarihte ilk defa adlarından söz edildiğinde ise bütün dikkatleri üzerine çekmiş, bazen sahiplenilmiş bazen direnç görmüş ama sonunda kabullenilmişlerdi. Bugün hepsi yaşamımızı derinden etkileyen girişimler olarak tarihin güler yüzlü sayfalarında yerlerini almış bulunuyorlar. Biz de boş durmadık hayatımıza ilk defa ne zaman ve nasıl girdiklerini hatırlamak üzere 8 madde belirledik.

Radyosuz Günlerde İlk Radyo Yayını...
eski radyo

“Allo! Allo’ Muhterem samiin (dinleyiciler)… Burası İstanbul Telsiz Telefonu… 1200 metre tul-u mevç (dalga uzunluğu)… 250 kilosikl… Şimdi akşam neşriyatımıza başlıyoruz.” İşte radyo hayatımıza ilk defa İstanbul Sirkeci’de duyulan ve Sadullah Gazi Evranos’un yaptığı bu anons yayınla girdi. İki senelik bir hazırlığın ardından 6 Mart 1927 günü yapılan bu ilk yayını ülkedeki yedi alıcıdan beş tanesi yabancılara ait olduğu için sadece Sirkeci Postanesi civarından geçenler duyabilmişti. Henüz radyo satışı olmadığı için bir süre vatandaşlara radyo alıcısı yapmayı öğreten kurslar açıldı ama daha sonra yurt dışından getirilen radyoların satışa sunulmasıyla radyolu günlere geçiş sağlandı.

Türkiye’deki İlk Çamaşır Makinesi Otomatikti!
nostalji

Bugün bir kopyası Rahmi Koç Müzesi’nde bulunan ilk çamaşır makinesinin mühendisi, ülkemizde makine mühendisliği bölümü olmadığı için hukuk okuyan ama sonra Fransa’ya giderek bu eğitimi alan Kamil Tolon’du. Üstelik Tolon’un 1950 yılında uzun denemeler sonucunda ürettiği çamaşır makinesi düşündüğünüz gibi merdaneli değil santrifüjlüydü! Bugünkü otomatik çamaşır makinelerini andıran bu tasarım dönemine göre oldukça ileri düzeydeydi.

Bir Taksici İcadı: Dolmuş
nostalji

Dünyayı sarsan 1929 ekonomik krizinin ülkemizi de etkilemesi nedeniyle taksicilerin işlerinin durma noktasına gelmesi dolmuş fikrinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştı. Bu fikrin mucidi ise, lokanta işletmecisi iken taksici olan Aşçı Halit’ti. Kendisinin aynı yöne giden birkaç kişiye ücreti paylaştırmayı önermesi ve olumlu cevaplar alması Nişantaşı-Eminönü arası dolmuş seferlerini doğurdu. Daha sonra ücreti sabitleyen Aşçı Halit’in sistemini diğer taksiciler de birer ikişer uygulamaya başladı. Şoförlerin araca daha çok yolcu alma isteği, kullanılan otomobillerin değişmesine de neden oldu ve bu yeni toplu taşıma aracı için 1954’te belediye tarafından ilk resmi tarife ilan edildi.

İyi ki Doğdun Cesaret: İlk Kadın Rallici
türk popüler tarihi, ralli

Tamburi Cemil Bey’den kemençe dersleri almış ve okulunda eğitim görerek kemençe öğretmeni olmuş Samiye Cahid Morkaya gerçek bir otomobil tutkunudur. Ülkemizin ilk ehliyetli kadın sürücüsü de olan Samiye Hanım Turing Kulüp’ün her sene düzenlediği otomobil yarışlarına katılır ve 1932 yılında İstinye ile Zincirlikuyu arasındaki 9.5 kilometrelik parkurda düzenlenen ralliyi kazanır. Ertesi gün bütün gazeteler otomobil yarışçısı Samiye Morkaya’dan söz eder. Yarışmada ikinci gelen erkek aday sonuca kadınların yarışamayacağı gerekçesiyle itiraz etse de Sultanahmet Sulh Mahkemesi itirazı reddederek Morkaya’nın şampiyonluğunu onaylar.

Basında İlk: Güzin Abla Dertlerinizle Başbaşa

İnsanların kimselere anlatamadığı dertlerini paylaştığı ve derdine derman olmasını beklediği köşe yazarı olarak tarihimize geçmiş ilk isim, Güzin Abla olarak nam salan Güzin Sayar’dı. 1960’lı yıllarda “Sorun söyleyelim” adıyla başlayan bu dertleşme hali farklı gazetelerde “Derim ki”, “Güzin Abla dertlerinizle başbaşa” gibi isimler altında devam etti ve öyle popüler bir hale geldi ki o dönemlerde gazeteye çuvallarla mektup taşındığından hatta okuyucuların dertlerini anlatabilmek için gazete önünde kuyruk oluşturduğundan söz edilir.

İlk Anonim Şirketi: Şirket-i Hayriye
gemi

Boğazın iki yanına kurulmuş güzeller güzeli İstanbul tarihi boyunca deniz ulaşımının yoğun olarak kullanıldığı bir şehir olmuştu. 1851 yılında İstanbul halkının ulaşım için kullandığı kayıklara alternatif olarak sefere başlayan Şirket-i Hayriye vapurları aynı zamanda ülkenin ilk anonim şirketini de müjdeliyordu. Şirket-i Hayriye 1945 yılında ise Deniz Yolları ve Limanları İşletmesi’ne devredildi.

İlk Kadın Fotoğrafçı: Naciye Hanım
ilk kadın fotoğrafçı

Ülkemizin ilk kadın fotoğrafçısı olan Naciye Hanım, stüdyosunu 1919 yılında açmıştı. Stüdyosunun önünde asılı olan “Hanımlar Fotoğrafçısı – Naciye” tabelası şehrin dört bir yanından kadınları buraya çekiyordu. Naciye Hanım’ın çektiği portreler ise genellikle cephedeki eşlere yollanan mektupların içine koyuluyordu.

İlk Yerli Otomobil: Devrim
ilk yerli araba

Ülkemizin ilk yerli arabası olan Devrim, 23 mühendisimizin iş birliği ile 129 gün gibi kısa bir sürede yaratılmıştı. 1961 yılının 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için trenle Eskişehir’den Ankara’ya getirilen Devrim Arabaları’nın basına tanıtımı sırasında bir talihsizlik yaşanmışsa da, Devrim ilk Türk arabası olarak tarihteki yerini gururla almıştı.

 1,596 okunma

akin aksoy