KLASİKTEN MODERNE TÜRK ROMANLARI SEÇKİSİ
Türk edebiyatı, köklü bir tarihe ve çeşitli dönemlere yayılan zengin bir mirasa sahiptir. Tarih boyunca Anadolu’dan Orta Asya’ya, Balkanlar’dan Orta Doğu’ya farklı medeniyetlerle ilişkilerimiz Türk edebiyatının gelişmesine katkı sağlamıştır. Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar, Gazneliler ve Selçuklular gibi Türk hanedanlarının hüküm sürdüğü dönemlerde Türk edebiyatı önemli bir gelişim göstermiş ve özellikle destanlar, manzum hikâyeler ve koşuklar bu dönemde önemli bir yer tutmuştur. Cumhuriyet dönemiyle birlikte Türk edebiyatı daha da çeşitlenmiş, dili sadeleşmiş ve modernleşmiştir. Realizm, natüralizm ve sembolizm gibi akımlar etkisini gösterir. Yazımızda Türk edebiyatının ilk yazılı eserlerinden olan Dede Korkut Hikâyeleri’nden Türkiye’nin modernleşme sürecinin bir yansıması olan Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ne değerli edebi eserleri listeledik.
14. ve 15. yüzyılda yazıya geçirildiği düşünülen Dede Korkut Hikayeleri, Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. “Dede Korkut Kitabı” veya “Kitâb-ı Dedem Korkut” adıyla bilinen eser, toplamda 12 hikâyeden oluşur. Hikâyeler, genellikle Oğuz Türklerinin kültürünü, inançlarını, kahramanlıklarını, mücadelelerini, aşklarını ve günlük yaşamlarını konu alır. Şiirsel bir anlatım ve zengin bir söz varlığına sahip olan hikâyeler sade ve anlaşılır bir dille yazılmıştır. Bu eserler, aynı zamanda Türk dilinin ve kültürünün tarihî gelişimini anlamak için önemli bir kaynak teşkil ettiğinden 2018 yılında UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası Temsili Listesi’ne kabul edilmiştir.
Roman, hikâye ve tiyatro eserleri kaleme alan Mehmet Rauf’un eseri Eylül, Türk edebiyat tarihinin ilk psikolojik romanı olması bakımından önemli bir yere sahiptir. 1901 yılında yayımlanan eser, olaylardan ziyade kahramanlarının ruh hâllerine dair çözümlemeler içerir. Yazıldığı dönem için oldukça cesur konuların işlendiği romanda evlilik, ihanet, aşk ve mutluluk gibi temalar doğrultusunda Süreyya, Suat ve Necip Bey’in hikâyesi anlatılır. İstanbul’un ilçesi Üsküdar’da geçen roman, dönemin toplumsal yapısını, insan ilişkilerini ele alır.
Atatürk’ün en sevdiği Türk romanlarından olan Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanı ilk olarak gazetede bölümlere ayrılarak yayımlanmış, 1923’te de kitap olarak basılmıştır. Kitapta, varlıklı bir aileden gelen öğretmen Feride’nin Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yaşadığı zorlu mücadelesi anlatılır. Bu eser aynı zamanda kurtuluş mücadelesi veren bir ülkenin umut sembolü olmuş, sinema filmi, televizyon dizisi, tiyatro ve bale olarak da uyarlanmıştır.
Memduh Şevket Esendal’ın en önemli yapıtlarından biri olan Ayaşlı ile Kiracıları kitabı, Ankara’nın Ayaş semtinde geçer. 1934 yılında ilk basımı gerçekleşen eser, birbirinden farklı kiracıların yaşamlarını konu alan öykülerden oluşur. Farklı yaşam tarzına sahip insanların eğitimleri, dünya görüşleri, uğraşları gibi unsurlardan yola çıkarak, Türkiye’nin farklılıklara rağmen bir arada olabilme gücünü yalın ve akıcı bir dil ile anlatır. Bu yönüyle yapıt, cumhuriyetin kurucu ideolojisini yansıtan önemli eserler arasında yer almaktadır.
İlk basımı 1956’da gerçekleşen Esir Şehrin İnsanları romanı, Kemal Tahir’in en ünlü eserlerinden biridir. Kitap, İstanbul’un işgal altındaki döneminin siyasi ve sosyal durumunu, işgal altındaki bir şehirde yaşamanın zorluklarını ve insanların bu koşullara uyum sağlama çabalarını detaylı bir şekilde ele alır. Kitabın ana karakteri olan Kamil Bey, varlıklı bir insandır. Çıktığı dünya gezisinden döndüğünde karşılaştığı işgal tablosu karşısında büyük bir şaşkınlık yaşar. Avrupa’ya gitme şansı olsa da ülkesinde kalmaya karar veren Kamil Bey ve çevresi üzerinden okuyuculara yalın bir dille aktarılan roman, Türk edebiyatının önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir.
Şiirlerinde kullandığı sembolist dil ile bilinen Ahmet Hamdi Tanpınar’ın sosyal sorunlara değindiği gerçekçi romanı Saatleri Ayarlama Enstitüsü, İstanbul’un değişen zamanına ve insan ilişkilerine odaklanır. Roman, İstanbul Üniversitesinde öğrenim gören bir grup genç ve onların etrafındaki karakterlerin hikâyesini anlatır. Ana karakterlerden biri olan Hayri İrdal, İstanbul’da bir saat tamiri enstitüsünde çalışmaktadır. Roman, Hayri’nin bu enstitüde geçirdiği zamanı ve çevresindeki karakterlerle olan ilişkilerini ele alırken, aynı zamanda İstanbul’un modernleşme sürecindeki değişimleri ve bu değişimlerin insanlar üzerindeki etkilerini inceler.
1,073 okunma