Yukarı
Halkbank Kültür ve Yaşam
fade
31053
post-template-default,single,single-post,postid-31053,single-format-standard,eltd-core-1.1.1,flow-ver-1.4,,eltd-smooth-page-transitions,ajax,eltd-blog-installed,page-template-blog-standard,eltd-header-standard,eltd-fixed-on-scroll,eltd-default-mobile-header,eltd-sticky-up-mobile-header,eltd-menu-item-first-level-bg-color,eltd-dropdown-default,wpb-js-composer js-comp-ver-5.4.7,vc_responsive

İSTANBUL RESİMLERİYLE ÜNLÜ NOKTACILIK AKIMININ ÖNCÜSÜ PAUL SİGNAC

Noktacılık akımının öncülerinden Fransız ressam Paul Signac, eserlerinde yalnızca renklerin ve ışığın etkilerini kullanmakla kalmamış, aynı zamanda uyguladığı bilimsel renk teorisiyle farklı ton ve dokuların çarpıcı etkilerini tablolarına başarıyla yansıtmıştır. Ziyaret ettiği İstanbul’u güzellikleriyle ve kendine özgü tarzıyla tuvaline aktaran Signac’ın hayat hikâyesini, kurucusu olduğu noktacılık akımını ve İstanbul resimlerini yazımızda derledik.

1#

Paul Signac, 11 Kasım 1863’te Paris’te dünyaya gelir. Mimarlık eğitimi aldığı sırada, 1880 yılında Fransız ressam Claude Monet’nin ilk kişisel sergisini ziyaret eder ve ressam olmaya karar verir. Mimarlık eğitimini yarıda bırakarak Paris’in merkezine yakın bir yerde kendisine bir oda kiralar ve resim çalışmalarına başlar. Monet’nin ışık ve renk kullanımı, Signac’ın sanat anlayışını şekillendirir ve ilk eserlerini 1881-1882 kışında üretir. Aynı yıllarda küçük teknesiyle Seine Nehri’nde kürek çekmeye başlayan Signac’ın bu hobisi, ileride yapacağı birçok resme ilham kaynağı olur.

2#

1884 yılında kendi resimlerinin de yer aldığı bir sergide Claude Monet ve Fransız ressam Georges Seurat ile tanışan Signac, ileride birlikte kuracakları noktacılık akımının bir diğer ismi olan Seurat ile yakın arkadaş olur ve onun bilimsel renk teorisine dayalı tekniğini benimser. Bilimsel renk teorisi, renklerin ve ışığın nasıl algılandığını anlamaya dayalı bir sistemdir ve bu teori, 19. yüzyılda bilim insanlarının çalışmaları ile şekillenmiştir. Seurat’a ait “Grande Jatte Adası’nda Bir Pazar Öğleden Sonrası” tablosunu gördükten sonra bu bilimsel ilkeleri sanatına uygulayan Signac, izlenimcilik (empresyonizm) akımının ötesine geçerek noktacılık tekniği ile resimler yapmaya başlar.

3#

Noktacılık akımında sanatçılar, renkleri doğrudan karıştırmak yerine küçük noktalar hâlinde yan yana uygular. Bu noktalar, belirli bir mesafeden bakıldığında göz tarafından bir bütün olarak algılanır. Noktaların düzenlenmesi ve yoğunluğu, gölgelendirme ve derinlik hissi uyandırır. Noktacılık, renklerin ve ışığın bilimsel temellerle ele alınmasını sağlayan “yeni izlenimcilik” (neo-empresyonizm) akımının bir parçasıdır. Kübizm ve fovizm gibi modern sanat akımlarını da etkileyerek, resimde yeni anlatım biçimlerinin önünü açmıştır.

4#

1886 yılında Paris’te Hollandalı ressam Vincent Willem van Gogh ile tanışan Paul Signac, onunla yakın bir dostluk kurar. Signac, gevşek fırça darbelerinden büyük ölçüde etkilenen van Gogh’a yeni izlenimcilik tarzında resim yapmayı öğretir ve van Gogh’un zor zamanlarında hep yanında olur. 1892 yılında Fransa’nın Saint-Tropez kasabasına taşınan Signac, bu küçük kasabanın sanatçılar arasında popüler hâle gelmesini sağlar.

5#

Denizciliğe büyük bir ilgisi olan Signac, Fransa kıyılarını teknesiyle dolaşarak pek çok sahil manzarası çizer. “Olympia” adını verdiği teknesiyle Akdeniz, Manş Denizi ve Kuzey Denizi’ni keşfe çıkar; deniz yolculuklarından ilham alarak Marsilya ve Saint-Tropez gibi liman şehirlerinin tablolarını yapar. 1907 yılında bu tutku onu İstanbul’a getirir. Bu ziyaret sırasında, şehrin eşsiz güzelliklerinden etkilenerek birçok eser üretir.

6#

Signac, İstanbul’da yaşadığı dönemde çizdiği “İstanbul’da Haliç” adlı eserinde, şehrin tarihî atmosferini noktacılık tekniğiyle resmeder. Bu tablo, İstanbul’u ziyaret eden Avrupalı sanatçılar arasında noktacılık akımının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir. Bu eserlerde şehrin tarihî yapıları ve doğal güzellikleri, Signac’ın kendine özgü noktacılık tekniğiyle ölümsüzleşir. Sanatçının İstanbul’a olan ilgisi, şehrin kültürel zenginliği ve coğrafi güzelliklerinden kaynaklanır. Signac’ın İstanbul’da ürettiği diğer önemli eserler arasında, İstanbul’un Eminönü semtinde bulunan Yeni Camii’yi resmettiği “İstanbul, Yeni Camii” adlı tablosu bulunmaktadır.

7#

İstanbul ziyaretinin sanat kariyerinde önemli bir yer tuttuğu Paul Signac, 15 Ağustos 1935’te Paris’te hayatını kaybeder. İstanbul’da geçirdiği zaman diliminde ürettiği eserler, İstanbul’un tarihî dokusunu ve estetiğini yansıtan önemli sanat yapıtları olarak kabul edilmektedir. Şehrin kendine has dokusu ve kültürel çeşitliliği, sanatçının eserlerine ilham kaynağı olmuş ve bu eserler, İstanbul’un 20. yüzyıl başlarındaki görünümünü günümüze taşıyan değerli belgeler hâline gelmiştir. Paul Signac, sadece bir ressam olarak değil, aynı zamanda sanat teorisyeni, gezgin ve yenilikçi bir sanatçı olarak modern resim tarihine önemli katkılar sunmuştur.

 131 okunma

Derya Ülkar