Yukarı
Halkbank Kültür ve Yaşam
fade
11715
post-template-default,single,single-post,postid-11715,single-format-standard,eltd-core-1.1.1,flow-ver-1.4,,eltd-smooth-page-transitions,ajax,eltd-blog-installed,page-template-blog-standard,eltd-header-standard,eltd-fixed-on-scroll,eltd-default-mobile-header,eltd-sticky-up-mobile-header,eltd-menu-item-first-level-bg-color,eltd-dropdown-default,wpb-js-composer js-comp-ver-5.4.7,vc_responsive

Hayatın En Güzel Demlerinden Çayın 8 Maddelik Öyküsü

Yokluğu baş ağrıtacak kadar üzen, kokusuyla bir anda yorgunluğu bitiren, günün her saati içilebilen çay biz Türk milleti için bir nevi ab-ı hayattır. Peki, çay kelimesinin dilimize Çin’den doğru geldiğini biliyor muydunuz? Çin’in Mandarin lehçesinde “cha” şeklinde yazılıp “ça” diye okunan kelime sadece bizde değil pek çok dilde “çay” olarak ifade edilir ve anladığınız üzere bu orijinal sıvının keşif yeri de Çin’dir. Gelin, çay hakkındaki hikâyenin en başına gidelim.

1#

Kazanda kaynayan suyun içine tesadüfen düşen yeşil yapraklar, suyun değişen rengi ve ortaya yayılan o mistik koku… Bundan neredeyse 5000 yıl önce Çin imparatorlarının ilklerinden Shen Yung’un bu manzaraya tanıklık etmesiyle başlamış çayın yolculuğu… Rivayet o ki bu tanıklıktan sonra imparator hem bir çay tiryakisi hem de bu işin takipçisi olmuş. Yüzyıllar içinde önce Uzakdoğu diyarlarına, 18. yüzyıl’da da Portekiz’den doğru Avrupa’ya yayılmış.

2#

Osmanlı da Çin’den getirdiği fidanları Bursa’da yetiştirmek istemiş fakat çevre koşullarının uygun olmayışı yüzünden çayın ülkeye yayılması 1900’lü yıllara kalmış. Bitkinin yetişmesinde Karadeniz’in elverişli şartlara sahip olduğu fark edilince 1924 yılında Rize’de çay yetiştiriciliği yapılması için bir yasa çıkarılmış. Çayın bizdeki hikâyesi ülke insanını fethetmesiyle son buluyor diyebiliriz.

3#

Pek çok ülkeyi fetheden çaya farklı kültürler tarafından farklı bir alaka gösterilir. Örneğin Ruslar, önce beyazlatılmamış şekeri ağızlarına alır sonra çayı yudumlarlar ve neredeyse her öğün içerler. Japonlar, çay ikramı ve kabulünü adeta bir ritüele dönüştürürler. İrlanda ve İngiltere’de aristokrasinin içeceği olmaktan 18. Yüzyıl sonlarında kurtularak günlük yaşamın içine giren içecek, bugün de entelektüelleri çay partilerinde bir araya getirir.

4#

Türkiye çay üretimi ve tüketimi açısından dünyada ilk sıralarda… Ülke insanı için olmazsa olmazı kahvaltı yanıdır ama bütün öğünlerde tüketmek isteseniz de kimse yadırgamaz. Türk mutfağında sayısız eşlikçisi varsa da simitle birlikte yudumlamak gerçekten eşsiz bir keyiftir.

5#

Bir yudum aldığınızda kokusuyla tadıyla “Oh be!” dedirtecek güzellikte bir çay için bazı püf noktalarına dikkat etmeniz gerekir. Bunlardan biri çayın yapılacağı demliğin malzemesidir. Daha lezzetli bir çay için genellikle emaye, seramik, porselen ya da bakır demlik tercih edilmesi tavsiye edilir.

6#

Bir diğer püf nokta da zamandır! Çayın demlenmesi için 20 dakika kadar bekler, hatta bu sürede demliğin ağzını bir tıpa ile kapatırsanız buram buram aromasıyla iyi demlenmiş bir çay elde edebilirsiniz. Burada dikkat edilmesi gereken husus, çay demlenirken alttaki suyun çok kaynamaması ve buharıyla çayı acılaştırmamasıdır. Bunun için çay demlenirken ateşi kısmalısınız.

7#

Yaşattığı lezzetli ve keyifli dakikalarla sınırlı değildir çayın faydaları… Ağız sağlığından antioksidan etkisine, sindirim sisteminden bağışıklık sistemine, stres ve diyabet konularına çeşitli etkiler ve faydalar içerir.

8#

Çay servisinde bardağa önce çay sonra sıcak su koyulur ve “dudak payı” diye tabir edilen 1-2 santimlik bir boşluk bırakılır. Ve çayı en orijinal haliyle hissedebilmek için mutlaka ince belli bardakta içilmesi önerilir.

 1,889 okunma

akin aksoy