Dâhi Komedyen Charlie Chaplin
Günümüzün sinema eleştirmenleri hayatın en ağır yönlerini zeki bir şekilde komediye dönüştürdüğü için dâhi olduğu yorumunu yapıyorlar. Bu övgünün benzerleri sanatçı yaşarken de ifade edilmişti ancak, o ana dek oldukça dramatik bir hikâyeyi bizzat yaşaması gerekmişti. Oyuncu, yazar ve yönetmen; aynı zamanda kurgucu ve besteci büyük komedyen Charlie Chaplin listemizde…
1889 yılında Londra’da başlayan hayatının ilk 10 yılını şöyle özetleyebiliriz: O çok küçükken birer müzikhol ve tiyatro sanatçısı olan anne ve babası ayrılır. Sahne adı Lili Harley olan annesi sesini kaybedince buna dayanamaz ve bir kliniğe yatırılır. Yanına gönderildiği babası alkol komasına girerek hayatını kaybeder ve bir süre üvey abisi Sydney’le bazen aynı bazen ayrı bakımevlerinde kalır. Kısa bir süre gittiği okula da devam edemeyince geriye sokaklarla tanışıp sefaletin bütün yönlerini deneyimlemek kalır.
Anne ve babasından kalan en büyük miras sanatçı bir ruhtur. Önce bir dans topluluğuna sonra gezici kumpanyalara katılır; ABD’ye ilk gidişi de, yönetmen Mack Sennett tarafından keşfedilmesi de bir turne sayesinde gerçekleşir. 14 yaşında ilk anlaşmasını yapar ve tek makaralık “Yaşıyor Gibi Yapmak/Making a Living” isimli filmle sinemaya adımını atar. O sene tam 35 film çevirir. Charlie’nin doğru zamanda doğru yerde olması dışındaki en büyük şansı doğaçlama yeteneğidir.
Sinemada bir tuhaf adam… Alt düğmesini ilikleyemediği daracık ceketi, bol pantolonu, melon şapkası, yanından ayırmadığı bastonu ve ilginç bıyığı ile seyirciye “Şarlo/Charlot” rolünde yeni bir merhaba der. Bu tarz uzun uzun düşünülmemiştir. Film stüdyosunun deposunda o an var olan kıyafetlerden alelacele seçilmiştir. “Venedik’te Çocuk Otomobil Yarışları/ Kid Auto Races at Venice” 11 dakikalık kısa bir filmdir ama bu kısacık süre içinde çok şey olur… Seyirci, türlü türlü sakarlıklarına gülerken kibar ve romantik oluşuna sempati duyduğu bu avare adamı Charlie Chaplin ile bütünleştirir.
İlk uzun metrajlı filmi “The Kid/Yumurcak” 1921 yılında çekilir. Bir satış mağazasında çalışan Şarlo’nun ayağında patenle yaptığı gösteri, filmde ince bir mizah anlayışı barındıran yüzlerce sahneden sadece biridir. Kayıt süresi uzadıkça Charlie Chaplin komedinin içine duygusal öğeler ekler ve vermek istediği toplumsal mesajları mizah aracılığıyla kitlelere taşımaya başlar.
Şarlo gittikçe bir efsaneye dönüşür. Charlie Chaplin ise kendi film şirketini kurmuştur. Yavaş yavaş tarihe karışan sessiz film onun özellikle direttiği bir mesele haline gelir. Sözlerin hızının hareketin hızına yetişemeyeceğini düşünmektedir. Son sessiz filmi “Modern Zamanlar/Modern Times” olurken “Büyük Diktatör/The Great Dictator” ise ilk sesli filmiydi.
1925’te TIME dergisine kapak olan aktör, Amerika’dan dünyaya yayılan ekonomik kriz ile İkinci Dünya Savaşı döneminde yaptığı politik mesajlı filmler artan bir hızla tepki çekince dördüncü kez evlendiği Oona ile birlikte İsviçre’ye yerleşir. Burada da bir filmin kurgusundan müziğine bütün detaylarını üretecek biçimde çalışmalarını sürdürür. 1972 yılında ABD’ye tekrar dönüşü ise kendisine layık görülen Oscar özel ödülünü almak için olur. İngiltere’de geçen çocukluğunda çöplerde yiyecek arayan adama Kraliçe II. Elizabeth tarafından da şövalye unvanı verilir.
Charlie Chaplin biraz daha yaşasaydı, yoğun ve zorlu hayat hikâyesini belki kendi bile kolay kolay anlatamazdı. Sanatçının filmlerinde verdiği sessiz mesajlar ve kitapları aracılığıyla hayata bıraktığı sözler, gelen her yeni nesle “Bu insan dâhi miydi komedyen mi?” sorusunu sordurmaya devam ediyor. 11 çocuğu olan Chaplin ise durduğu yeri 70. yaş gününde kendine hediye ettiği uzun bir şiirle anlatmaya çalışmıştı…
2,911 okunma