Aziz Sancar’ın Oscar’lara Yaraşır Hayat Hikayesi
Nobel Ödülü aldığı haberi sabah 05:00 sularında çalan telefonla geldi. Eşi Profesör Gwen “Aziz Sancar’la görüşmek istiyorum.” diyen sesi önce algılayamadı. “Saatin kaç olduğunun farkında mısınız?” diye çıkıştı. Stockholm’den aradıklarını söylediklerinde durum anlaşılmıştı. Aziz Bey’in telefon görüşmesi bittiğinde ise karı-koca oturup bir süre sessizce birbirine baktı. Dünya ile birlikte Türkiye de Aziz Sancar’ın adını 2015 yılında kazandığı Nobel Kimya Ödülü sayesinde duyacaktı. Kültür ve Yaşam listesinin konuğu akademisyen, biyokimyager, moleküler biyolog ve bilim insanı Aziz Sancar…
1946’da Mardin’de dünyaya geldi Aziz Sancar, 10 kardeşlerdi. İlk ve orta öğrenimini Mardin’de bitirdi. Doğayı, insan tabiatını merak ederek geçen çocukluğunda en sevdiği uğraş üzerinde gezinen karıncaları incelemekti.
Kardeşleri ve kendisini “Okumalısınız!” diyerek teşvik eden kişi okuma-yazma bilmeyen annesi Meryem Hanım’dı. Bu öğütler sonucu bir kardeşi general, bir kardeşi binbaşı, bir kardeşi makine mühendisi, bir kardeşi ticaret erbabı, bir kardeşi araba tamir teknisyeni oldu.
Üniversite için İstanbul’a geldiğinde korkmuştu. Türkiye’nin en iyi liselerinden gelen insanlar arasında geri kalmamak için o kadar çok çalıştı ki sonunda İstanbul Üniversitesi’nden birincilikle mezun oldu. Yıllar sonra içinde kalan uhdenin aşırı çalışmaktan İstanbul’u tanıyamamak olduğunu söyleyecekti.
Doktor Aziz iki yıl Mardin’de bir sağlık ocağında görev yaptıktan sonra aldığı bursla Amerika’ya gitti. Johns Hopkins Üniversitesi, Dallas Üniversitesi, Yale Üniversitesi’nde moleküler biyoloji dalında, biyokimya ve biyofizik alanlarında çalıştı. DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi, biyolojik saat üzerine çalışmalar yürüttü.
288 makale 33 kitap yayınladı. Aziz Sancar’ın çalışmaları peşinden ödülleri de getirmişti. 2005’te ABD Ulusal Bilimler Akademisi’ne seçilen ilk Türk oldu, 2006 yılında da Türkiye Bilimler Akademisi’ne asil üye seçildi.
ABD’de okuyan Türk öğrencilerin sıkıntılarını ilk geldiği yıllarda birebir o da yaşamıştı. ABD Ulusal Bilimler Akademisi’nden aldığı ödül ve eşinin desteğiyle öğrencilerin hayatını kolaylaştırmayı amaç edinen Aziz-Gwen Sancar Vakfı’nı kurdu ve Carolina Türk Evi adıyla bir öğrenci misafirhanesi açtı.
Nobel Kimya Ödülü’nü, hücrelerin hasar gören DNA’ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini nasıl koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde aldı.
Prof. Sancar ödül alan çalışmasının önemini hepimizin anlayabileceği dille de anlatacaktı: “DNA onarımı insanı kansere karşı korumakta önemli. Çünkü kanser yapan etkenlerin çoğu DNA’yı bozuyor ve o yolla kansere sebep oluyor. Biz, ‘DNA kendini nasıl onarıyor, hücreler kendini nasıl kansere karşı müdafaa ediyor?’ bunu aydınlattık. Ayrıca bu DNA onarımının bir de kanser tedavisi için önemi var. Çünkü kanseri tedavi etmek için kullanılan ilaçların çoğu, kanser hücrelerinin DNA’sını tahrip ediyor ve kanser hücreleri onu tamir etmeye çalışıyor. Biz de orada girişim yapıp kanser ilaçlarının daha etkili olmasına çalışıyoruz.”
14,815 okunma