9 Madde İle Çocukluğumuzda Kalan Mahalle Kültürü
Çocukluğumuzla, gençliğimizle ilgili hatıralarımızın birçoğunu mahallemiz ve sokaklarında oynadığımız oyunlar ile orada kurduğumuz sarsılmaz dostluklar oluşturur. Ailemiz gibi hissettiğimiz komşularımız ve sokaklarını karış karış bildiğimiz mahallemiz, hayatımızdaki unutulmaz hatıraların bir parçasıdır. Mahallesini özleyenler, o günleri düşündüğünde burnunun direği titreyenler için 9 maddelik Mahalle Kültürü listemizle karşınızdayız.
Mahalle kültürüyle büyümenin en güzel yanlarından biri sabah evden çıktığımızda ya da akşam eve dönerken yolda rastladığımız mahalle sakinlerine selam vermek, hatırlarını sormaktı. Mahallenin esnafıyla, camdaki teyzelerle, yolda gördüğümüz arkadaşlarımızla ayaküstü sohbet etmek mahalle hayatının değişmez bir parçasıydı.
Mahallede yaşayan herkes adeta büyük bir ailenin ferdi gibiydi. Biri hasta olduğunda bakımı yapılır, ona yemek götürülür, yaşlılar sık sık ziyaret edilerek alışveriş ihtiyaçları karşılanırdı. Bu yardımlaşma, mahalle ruhunun değerli bir özelliğiydi.
Mahalle kültürünün en güzel yanlarından biri de koşulsuz dayanışmaydı. En ufak bir yardıma ihtiyacımız olduğunda komşumuza koşardık. Mesela, yemek yaparken unumuz, yumurtamız eksik geldiğinde hemen komşuların zili çalınırdı.
Akşamüstü saatleri gelip işler azaldığında, mis gibi çaylar demlenir, yanına atıştırmalıklar iliştirilir, kapının önünde çay keyfi yapılırdı. Çocuklar oyunlar oynayıp eğlenirken büyükler bir gözleriyle çocuklarını kolaçan eder bir yandan da sohbet ederlerdi.
Mahalle hayatında komşuluk ilişkilerine çok önem verilirdi; sık sık kahveye, akşam oturmasına gidilirdi. Komşulara saygıda da kusur edilmez; bayramda seyranda, özel günlerde aile büyükleri gibi komşular da ziyaret edilirdi.
Mahallede maçlar yapılır, seksek, lastik, çelik çomak, saklambaç ve daha birçok oyun oynanırdı. Okuldan dönünce hevesle sokağa inilir ve eğlence başlardı. Çocukluğumuzun en renkli en güzel anılarında mahallede oynanan oyunların yeri büyüktür.
Mahalle hayatının eğlencesi sadece çocuklara özgü değildi, büyükler de tavla turnuvaları sayesinde eğlenceli bir rekabeti tadarlardı. Tavla turnuvaları bazen saatler sürer, bu sırada çaylar içilir, bol bol şakalaşılırdı.
Mahalleli nasıl birbirini sevip kolluyorsa, sokağın sevimli sakinlerini de aynı şekilde korurdu. Mahallenin köpeğine, kedisine el birliği ile bakılırdı, sokaktaki hayvanların yemeği eksik edilmez, bir rahatsızlıkları oldu mu hemen ilgilenirdi.
Mahalle sakinleri her şeylerini kardeşçe paylaşmayı bilirdi. Evde pişen tatlılar, börekler, çörekler tabak tabak komşularla paylaşılır, komşulara giden tabaklar yine lezzetli yiyeceklerle dolu bir şekilde geri dönerdi. Hele televizyonun ülkeye yeni geldiği yıllarda, tüm mahalleli televizyonu olanların evine doluşur, teknolojinin son nimetinden beraber faydalanırdı.
6,265 okunma