TEKERLEĞİN İCADI: DÜNYAYI DÖNÜŞTÜREN BULUŞ
Tarihi döndüren bir çark düşünün: Hem yerleşik hayata geçişi hızlandıran hem de medeniyetleri birbirine bağlayan… Tekerleğin icadı, yalnızca fiziksel hareketi değil; kültürel, teknolojik ve toplumsal dönüşümü de beraberinde getirir. Bu buluşun hangi toplum tarafından ilk kez geliştirildiği kesin olarak bilinmese de farklı bölgelerde bağımsız biçimde ortaya çıkmış olabileceğine dair çeşitli teoriler bulunmaktadır. Yazımızda tekerleğin kökenini, tarihsel gelişimini ve günümüzdeki önemini sizler için derledik.

Tekerleğin MÖ 4000 civarında Mezopotamya’da icat edildiği düşünülmektedir. Bu görüşü destekleyen arkeolojik bulgular arasında çömlekçi çarkları ve tekerlekli araç modelleri yer alır. Mezopotamya’nın o dönemde önemli bir kültür ve ticaret merkezi olması, bu teknolojinin çevre bölgelere yayılmasını kolaylaştırır.

Kimi arkeologlar tekerleğin MÖ 3800-3600 yılları arasında Türkiye’nin Doğu Karadeniz kıyılarında, Boleráz kültürüne ait küçük kil araba modelleriyle ortaya çıktığını ileri sürer. Bu modellerin, bakır madenciliğinde kullanılan tekerlekli taşıma sepetlerinden esinlenildiği düşünülmektedir. Bölgedeki arkeolojik kazılarda, madencilikle bağlantılı taşıma sistemlerine dair bulunan bulgular da bu görüşü destekler.

Bir başka görüşe göre tekerlek, MÖ 4000-3500 yılları arasında Karpat Dağları çevresinde, özellikle bakır madencileri tarafından geliştirilir. Tarihçi Richard Bulliet, cevher taşımak amacıyla kullanılan tekerlekli vagon sistemlerinden söz eder. Slovenya’da bulunan yaklaşık 5200 yıllık ahşap tekerlek de bu görüşü destekler.

MÖ 5000-3000 yılları arasında Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’da tekerlekli araçlara dair çok sayıda buluntu gün yüzüne çıkar. Duvar resimleri, küçük oyuncaklar ve yazılı belgeler, bu teknolojinin geniş bir coğrafyada kullanıldığını gösterir. Farklı bölgelerde tekerleğin bağımsız olarak icat edilmiş olma ihtimali nedeniyle kesin olarak yer ve zaman belirlemek güçleşir.

Tekerleğin gelişimi genel olarak üç aşamada ilerler: İlk aşamada, ağır yükleri taşımak için silindirler kullanılır. İkinci aşamada, tekerleklerin aksa sabitlenmesiyle araçlar engebeli arazide daha rahat hareket eder. Üçüncü aşamada ise tekerlekler, aks sisteminden bağımsız hâle gelerek araçların yönlendirilmesi mümkün olur.

18. yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın başlarında, Sanayi Devrimi ile tekerlek, makinelerde ve ulaşım araçlarında yaygın biçimde kullanılır. Buharlı lokomotiflerin ve demir yollarının ortaya çıkışı, bu teknolojiyi daha da önemli hâle getirir. Günümüzde ise tekerlekler; arabalar, trenler, bisikletler, makineler, uçaklar, tekerlekli sandalyeler, ofis koltukları ve oyuncaklarda hayatı kolaylaştırmaya devam eder. Hatta yapay zekâ destekli robotlardan Mars araçlarına kadar birçok çağdaş teknolojide, tekerlekli sistemler hâlâ temel bir mühendislik bileşeni olarak yer alır.
401 okunma




